| Türkçe | İngilizce | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| Genel | bilgi yaymak | disseminate information f. | ||
|
We must, therefore, disseminate information on the possibilities of legal immigration in the countries concerned. Bu nedenle ilgili ülkelerdeki yasal göç olanakları hakkında bilgi yaymalıyız. More Sentences |
||||
| Genel | bilgi yaymak | illuminate f. | ||
| Phrasals | ||||
| Öbek Fiiller | bilgi yaymak | plaster over f. | ||
| Türkçe | İngilizce | |
|---|---|---|
| General | ||
| Genel | yaymak (bilgi vb) | disseminate f. |
| Genel | (bilgi vb) yaymak | get across f. |
| Genel | (bilgi) yaymak | disseminate f. |
| Genel | (bilgi, haber) yaymak | blow f. |
| Genel | (haber, bilgi) yaymak | dish (up) f. |
| Genel | (bilgi, haber) yaymak | circularise f. |
| Genel | (bilgi, haber) yaymak | circularize f. |
| Phrasals | ||
| Öbek Fiiller | (bilgi, haber bir yerin) tamamına yaymak | spread across (something or some place) f. |
| Idioms | ||
| Deyim | bir şeyin değerini/etkisin ya da cazibesini artırmak için yalan bilgi yaymak | salt the books f. |
| Deyim | sahte bilgi yaymak | salt the books f. |
| Deyim | (bilgi/haber) yaymak | let out f. |
| Slang | ||
| Argo | asılsız bilgi yaymak | put it about [uk] f. |
| Argo | asılsız olabilecek bir bilgi yaymak | put it about [uk] f. |
