bilinçli

"bilinçli" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 19 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	bilinçli	conscious s.
This task is so repetitive it doesn't require much conscious thought. Bu görev o kadar tekrarlayıcıdır ki fazla bilinçli düşünce gerektirmez. More Sentences
General
2	Genel	bilinçli	aware s.
Which region could be the most aware and most motivated to welcome and work towards maritime safety? Hangi bölge deniz güvenliğini karşılama ve bu yönde çalışma konusunda en bilinçli ve en motive bölge olabilir? More Sentences
3	Genel	bilinçli	conscious s.
Factory workers must be very safety-conscious on the field. Fabrika işçileri sahada güvenlik konusunda çok bilinçli olmalı. More Sentences
4	Genel	bilinçli	deliberate s.
Now the effort to be instrumental in a peace process by engaging in a deliberate dialogue seems to be working. Şimdi bilinçli bir diyaloga girerek barış sürecinde etkili olma çabası işe yarıyor gibi görünüyor. More Sentences
5	Genel	bilinçli	informed s.
The most important objection is that it would not ensure consumers' ability to make an informed choice. En önemli itiraz, tüketicilerin bilinçli bir seçim yapabilmelerini sağlamayacağı yönündedir. More Sentences
6	Genel	bilinçli	deliberate s.
The Convention approach is a deliberate break with the past. Sözleşme yaklaşımı geçmişten bilinçli bir kopuştur. More Sentences
7	Genel	bilinçli	facultative s.
8	Genel	bilinçli	knowing s.
9	Genel	bilinçli	deliberative s.
10	Genel	bilinçli	awake s.
11	Genel	bilinçli	conscient s.
12	Genel	bilinçli	acknowne s.
13	Genel	bilinçli	cognizant s.
14	Genel	bilinçli	guilty [obsolete] s.
15	Genel	bilinçli	open-eyed s.
16	Genel	bilinçli	ponderate s.
17	Genel	bilinçli	scient s.
18	Genel	bilinçli	supraliminal s.
Psychology
19	Psikoloji	bilinçli	lucid i.

"bilinçli" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 109 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	bilinçli seçim	informed choice i.
Instead, consumers should be able to make informed choices. Bunun yerine, tüketiciler bilinçli seçimler yapabilmelidir. More Sentences
2	Genel	duyguyu bastırmak (bilinçli olarak)	suppress f.
She can't suppress her emotions. O, duygularını bastıramaz. More Sentences
3	Genel	bilinçli olmak	be conscious f.
Can we be sure that anything or anyone is conscious? Bir şeyin veya birinin bilinçli olduğundan emin olabilir miyiz? More Sentences
4	Genel	bilinçli bir şekilde	consciously zf.
This is about their consciously seeking partnerships with local firms and organisations. Bu, yerel firma ve kuruluşlarla bilinçli bir şekilde ortaklık arayışına girmekle ilgilidir. More Sentences
5	Genel	bilinçli olarak	consciously zf.
I am consciously using this word in the same way as the expression 'political courage'. Bu kelimeyi bilinçli olarak 'siyasi cesaret' ifadesiyle aynı anlamda kullanıyorum. More Sentences
6	Genel	bilinçli bir şekilde	deliberately zf.
They have set out quite deliberately to destroy the achievements of the Oslo process. Oslo sürecinin kazanımlarını yok etmek için oldukça bilinçli bir şekilde harekete geçtiler. More Sentences
7	Genel	bilinçli davranış	conscious behaviour i.
8	Genel	bilinçli bilgi	conscious knowledge i.
9	Genel	duygu bastırma (bilinçli olarak)	suppression i.
10	Genel	bilinçli rüya	lucid dream i.
11	Genel	bebekken vaftiz edilmeyi kabul etmeyip yetişkinlikte bilinçli olarak vaftiz edilmeyi savunan	anabaptist i.
12	Genel	bilinçli zihin	conscious mind i.
13	Genel	bilinçli farkındalık	conscious awareness i.
14	Genel	bilinçli tasarrufçu	savvy saver i.
15	Genel	gemileri bilinçli olarak kayalıklara çeken ve kayalıklara çarparak batan gemileri yağmalayan korsan	shipwrecker i.
16	Genel	bilinçli çabadan ziyade sezgilerle hareket edilen sakin dikkatlilik durumu	zen i.
17	Genel	bilinçli ve esprili bir şekilde kendine işaret eden bir hikaye, konuşma	meta i.
18	Genel	bilinçli hareket	move i.
19	Genel	siyasi olarak bilinçli veya örgütlenmiş her bir grubun kendi çıkarlarını savunma hakkı ve özgürlüğünün bulunduğu teorisi	particularism i.
20	Genel	bilinçli deneyimin duyusal ürün ya da bellek imgesi olarak ortaya çıkması	presentation i.
21	Genel	bilinçli deneyimin duyusal ürün ya da bellek imgesi olarak ortaya çıkması	presentment i.
22	Genel	bilinçli zihin	sentient i.
23	Genel	bilinçli seçimler yapmak	make conscious choices f.
24	Genel	bilinçli karar vermek	make conscious decisions f.
25	Genel	bilinçli olarak duyguyu bastırmak	suppress f.
26	Genel	bilinçli tüketmek	consume consciously f.
27	Genel	bilinçli kullanmak	use something consciously f.
28	Genel	bilinçli kullanmak	utilize something consciously f.
29	Genel	bilinçli olarak kullanmak	use something consciously f.
30	Genel	bilinçli olarak kullanmak	utilize something consciously f.
31	Genel	yarı bilinçli	semiconscious s.
32	Genel	öz bilinçli	self-conscious s.
33	Genel	sağlık bilinçli	health-conscious s.
34	Genel	bilinçli bir şekilde yapmacık ve abartılı davranan	camp s.
35	Genel	öz bilinçli olmayan	unselfconscious s.
36	Genel	bilinçli kontrol altında olan	volitional s.
37	Genel	güvenliği sağlama ve tehlikeyi önleme konusunda bilinçli olan	safety-conscious s.
38	Genel	yarı bilinçli	half-conscious s.
39	Genel	aşırı bilinçli	hyperconscious s.
40	Genel	aşırı bilinçli	overconscious s.
41	Genel	yarı bilinçli	semi-conscious s.
42	Genel	bilinçli bir şekilde	facultatively zf.
43	Genel	bilinçli bir şekilde	deliberatively zf.
44	Genel	bilinçli olarak	deliberatively zf.
45	Genel	kısmen bilinçli olarak	semiconsciously zf.
46	Genel	bilinçli biçimde	self-consciously zf.
47	Genel	bilinçli bir şekilde	thinkingly zf.
48	Genel	bilinçli şekilde	inly zf.
Colloquial
49	Konuşma Dili	kalori bilinçli	calorie-conscious s.
Idioms
50	Deyim	bilinçli cahillik	willful ignorance i.
51	Deyim	bilinçli/aklıbaşında hareket etmek	play with a full deck f.
Speaking
52	Konuşma	lütfen bilinçli tüketiniz	please drink responsibly expr.
Trade/Economic
53	Ticaret/Ekonomi	bilinçli eskitme	planned obsolescence i.
54	Ticaret/Ekonomi	bilinçli benzerlik	conscious parallelism i.
55	Ticaret/Ekonomi	bilinçli tüketim	conscious consumption i.
56	Ticaret/Ekonomi	bilinçli eskitme	built-in obsolescence i.
57	Ticaret/Ekonomi	bilinçli tüketici	conscious consumer i.
58	Ticaret/Ekonomi	eko-bilinçli pazarlama	eco-conscious marketing i.
59	Ticaret/Ekonomi	maliyet bilinçli	cost-conscious s.
Law
60	Hukuk	bilinçli taksir	gross negligence i.
61	Hukuk	bilinçli taksir	recklessness i.
62	Hukuk	bilinçli taksir	culpable negligence i.
63	Hukuk	bilinçli taksir	conscious negligence i.
64	Hukuk	üçüncü bir kişiye yapılan bilinçli yanlış bir ifade sonucu ekonomik zarara sebep olan haksız fiil	injurious falsehood i.
65	Hukuk	üçüncü bir kişiye yapılan bilinçli yanlış bir ifade sonucu ekonomik zarara sebep olan haksız fiil	malicious falsehood i.
66	Hukuk	bilinçli terk	dereliction i.
67	Hukuk	bilinçli kimse	connusant [obsolete] i.
68	Hukuk	bilinçli taksirle trafik kazası sonucu ölüme sebebiyet vermek	cause death by dangerous driving f.
69	Hukuk	işbu sözleşmenin ihlal edilmesi veya ihlal tehditi altında bulunması veya bilinçli ve kasıtlı ihlali durumunda	in the event of a breach or threatened breach or intended breach of this agreement expr.
70	Hukuk	işbu anlaşmanın ihlal edilmesi veya ihlal tehditi altında bulunması veya bilinçli ve kasıtlı ihlali durumunda	in the event of a breach or threatened breach or intended breach of this agreement expr.
71	Hukuk	işbu sözleşmenin ihlal edilmesi veya ihlal riski altında bulunması veya bilinçli ve kasıtlı ihlali durumunda	in the event of a breach or threatened breach or intended breach of this agreement expr.
Technical
72	Teknik	içerik bilinçli anahtarlama	content aware switching i.
Informatics
73	Bilişim	bağlam bilinçli internet	context-aware internet i.
74	Bilişim	uygulama bilinçli ağ	application fluency i.
Mining
75	Maden	kazı faaliyetlerini kolaylaştırmak için yapılan bilinçli yakma işlemi	fire setting i.
Medical
76	Medikal	bilinçli sedasyon	conscious sedation i.
77	Medikal	bilinçli sakinleştirme	conscious sedation i.
78	Medikal	olağan dışı miktarlarda yemek tüketimi ve bilinçli dışa atım yöntemlerini içeren bir rahatsızlık	bulimia i.
79	Medikal	bilinçli olarak çözücü soluma durumu	solvent abuse i.
80	Medikal	yarı bilinçli	semicomatose s.
Anatomy
81	Anatomi	fiziksel hareketin bilinçli kontrol olmadan yapılması	motor automatism i.
Psychology
82	Psikoloji	bilinçli farkındalık ölçeği	mindful attention awareness scale i.
83	Psikoloji	bilinçli olmayan süreçler	nonconscious processes i.
84	Psikoloji	birisinin hareketleri ya da ihmallerinin neticesinin bilinçli ya da bilinçsizce dikkate almama	deliberate indifference i.
85	Psikoloji	(delirme veya kontrolsüz davranış evresi aralığında) bilinçli kalınan evre ile ilgili	lucid i.
86	Psikoloji	bilinçli rüya görme durumu	lucidity i.
87	Psikoloji	halüsinasyon halinden normal bilinçli hale dönme	grounding i.
88	Psikoloji	bilinçli tüm tecrübelerimizin temelinde duyuların yattığını ileri süren psikoloji sistemi	sensationism i.
89	Psikoloji	(acı veya rahatsızlık veren anıları) otomatik olarak veya farkında olmadan bilinçli zihnin dışına itmek	repress f.
90	Psikoloji	bilinçli olmayan zihinsel aktivite ile ilgili	nonconscious s.
Physiology
91	Fizyoloji	bilinçli yapılan hareketlere eşlik eden bilinçsiz hareketler	associated movements i.
Optics
92	Optik	insan gözünün önündeki görüntüyü bilinçli olarak kaydetmesi için gereken zaman	micro-time i.
Social Sciences
93	Sosyal Bilimler	sınıf bilinçli	class-conscious i.
Literature
94	Edebiyat	bir hikaye, film, oyun veya benzeri içerikte, izleyicinin önceden tahmin ettiği veya beklediği sonuçların veya olayların bilinçli olarak değiştirilmesi	subvert expectations i.
95	Edebiyat	bir hikaye, film, oyun veya benzeri içerikte, izleyicinin önceden tahmin ettiği veya beklediği sonuçların veya olayların bilinçli olarak değiştirilmesi	subverting expectations i.
Linguistics
96	Dilbilim	bilinçli bilgi	conscious knowledge i.
Religious
97	Dini	bilinçli işlenen günah	actual sin i.
98	Dini	bebekken vaftiz edilmeyi kabul etmeyip yetişkinlikte bilinçli vaftizi savunan bir protestan mezhebi	anabaptist denomination i.
99	Dini	bebekken vaftiz edilmeyi kabul etmeyip yetişkinlikte bilinçli vaftizi savunan bir protestan mezhebi	anabaptistry i.
100	Dini	bebekken vaftiz edilmeyi kabul etmeyip yetişkinlikte bilinçli vaftizi savunan bir protestan mezhebi	anabaptists i.
101	Dini	kişiyi tanrı önünde sorumlu kılan bilinçli cehalet	vincible ignorance i.
Philosophy
102	Felsefe	normal bir insan gibi görünen fakat bilinçli tecrübe, kişilik ve sezgiden yoksun olan varsayımsal varlık	philosophical zombie i.
103	Felsefe	normal bir insan gibi görünen fakat bilinçli tecrübe, kişilik ve sezgiden yoksun olan varsayımsal varlık	p-zombie i.
104	Felsefe	duygulu, bilinçli ve düşünen bir varlık olarak insan	homo sapiens i.
105	Felsefe	bilinçli zihinler arası	intersubjective s.
Environment
106	Çevre	çevrenin bilinçli şekilde kullanılması	environmental stewardship i.
107	Çevre	eko-bilinçli	eco-conscious s.
Sport
108	Spor	(gereksiz ve bilinçli) kural ihlali	rough stuff i.
Slang
109	Argo	lots of luck ifadesinin bilinçli şekilde güneydoğu asyalıların ingilizce konuşmalarına bir gönderme olarak yapılan yanlış bir telaffuzu	rots of ruck exclam.