boşa

"boşa" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 1 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
Gastronomy
1	Mutfak	bosa i.	boza

"boşa" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 4 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	boşa	for nothing zf.
If we give in without being sure of the result, all the deaths will have been for nothing. Sonuçtan emin olmadan pes edersek, tüm ölümler boşa gitmiş olur. More Sentences
2	Genel	boşa	in idle zf.
Slang
3	Argo	boşa	in the shitter expr.
4	Argo	boşa	into the toilet expr.

"boşa" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	boşa harcamak	waste f.
Her skills are being wasted here. Kızın yetenekleri burada boşa harcanıyor. More Sentences
General
2	Genel	boşa harcamak	fritter away f.
Don't fritter away your allowance. Aylığını boşa harcama. More Sentences
3	Genel	boşa geçirmek	waste f.
A day without laughter is a day wasted. Kahkahasız bir gün, boşa geçmiş bir gündür. More Sentences
4	Genel	boşa harcamak	waste f.
If we leave an area out, it will only be half a job and we will have wasted an opportunity. Bir alanı dışarıda bırakırsak, bu sadece yarım bir iş olur ve bir fırsatı boşa harcamış oluruz. More Sentences
5	Genel	boşa gitmek	go for nothing f.
All my pains went for nothing. Bütün emeklerim boşa gitti. More Sentences
6	Genel	boşa harcamak	idle away f.
He idles away his time. Zamanını boşa harcıyor. More Sentences
7	Genel	boşa harcamak	fritter f.
Don't fritter your newly earned money away! Yeni kazandığın parayı boşa harcama! More Sentences
8	Genel	boşa çıkarmak	disappoint f.
We therefore have a huge responsibility not to disappoint their expectations. Dolayısıyla onların beklentilerini boşa çıkarmamak gibi büyük bir sorumluluğumuz var. More Sentences
9	Genel	boşa gitmek	go to waste f.
I don't like to see food go to waste. Yiyeceğin boşa gittiğini görmekten hoşlanmıyorum. More Sentences
10	Genel	boşa çıkmak	come to nothing f.
Like many dreams, however, this one came to nothing. Ancak birçok hayal gibi bu da boşa çıktı. More Sentences
11	Genel	boşa çıkarmak	defeat f.
That would defeat the purpose. Bu amacımızı boşa çıkarır. More Sentences
12	Genel	boşa geçirmek	idle away f.
He idled away a whole day. Bütün bir günü boşa geçirdi. More Sentences
13	Genel	boşa harcamak	throw away f.
Don't throw away your money. Paranı boşa harcama. More Sentences
14	Genel	boşa çıkarmak	frustrate f.
Tom secretly attempted to frustrate Mary's plans. Tom gizlice Mary'nin planlarını boşa çıkarma girişiminde bulundu. More Sentences
15	Genel	boşa harcamak	squander f.
Let us not squander it and let us not waste it. Bunu heba etmeyelim ve boşa harcamayalım. More Sentences
16	Genel	boşa geçmek	be wasted f.
Time is wasting. Zaman boşa geçiyor. More Sentences
17	Genel	boşa çıkmak	come to nought f.
This really has now come to nought. Bu artık gerçekten boşa çıktı. More Sentences
18	Genel	boşa gitmek	come to nothing f.
Without it all the well-meaning words and the great aid-giving we indulge in will come to nothing. O olmadan tüm iyi niyetli sözlerimiz ve büyük yardımlarımız boşa gidecektir. More Sentences
19	Genel	boşa vakit harcamak	waste time f.
Stop wasting time. Boşa vakit harcamaktan vazgeç. More Sentences
20	Genel	parasını boşa harcamak	waste money f.
My parents taught me not to waste money. Ailem bana parayı boşa harcamamayı öğretti. More Sentences
21	Genel	boşa gitmek	be wasted f.
The resources used were wasted and poor countries were not helped. Kullanılan kaynaklar boşa gitmiş ve yoksul ülkelere yardım edilmemiştir. More Sentences
22	Genel	boşa harcanmış	wasted s.
This is yet another wasted opportunity. Bu da yine boşa harcanmış bir fırsat. More Sentences
23	Genel	boşa harcanan	waste s.
Such a waste of Community funding only serves the interests of industry and the military machine. Topluluk fonlarının bu şekilde boşa harcanması sadece endüstri ve askeri mekanizmaların çıkarlarına hizmet eder. More Sentences
Phrasals
24	Öbek Fiiller	(birinde/bir şeyde) boşa harcanmak	waste on (someone or something) f.
Money is being wasted on it rather than being put into sustainable investment. Para, sürdürülebilir yatırımlara aktarılmak yerine boşa harcanıyor. More Sentences
Colloquial
25	Konuşma Dili	boşa çıkmak	come to nothing f.
Their efforts came to nothing. Çabaları boşa çıktı. More Sentences
Idioms
26	Deyim	boşa kürek çekme	wild goose chase i.
So, over these months, we have been on a wild goose chase. Bu yüzden, bu aylar boyunca boşa kürek çektik. More Sentences
General
27	Genel	boşa çıkarma	negation i.
28	Genel	boşa harcama	squander i.
29	Genel	ümidi boşa çıkma	disappointment i.
30	Genel	boşa harcayan	waster i.
31	Genel	boşa harca	wasting i.
32	Genel	boşa harcama	wastage i.
33	Genel	işin boşa çıkması	miscarriage i.
34	Genel	boşa ümit	desperate hope i.
35	Genel	boşa çıkarma	frustrating i.
36	Genel	boşa harcama	waste i.
37	Genel	boşa çıkma	miscarriage i.
38	Genel	boşa harcama	wasting i.
39	Genel	boşa çıkma	frustration i.
40	Genel	boşa harcama	extravagance i.
41	Genel	boşa çıkma	mare's nest i.
42	Genel	boşa giden zaman	idle time i.
43	Genel	boşa çıkarma	negations i.
44	Genel	boşa çabalama	thrashing i.
45	Genel	boşa dönen vida	stripped screw i.
46	Genel	boşa dönen vida	worn screw i.
47	Genel	boşa çıkarma	disconfirmation i.
48	Genel	çabanın boşa çıkması	waste of effort i.
49	Genel	boşa zaman harcama	timewasting i.
50	Genel	boşa zaman harcama	time-wasting i.
51	Genel	boşa çıkaran	rebutter i.
52	Genel	boşa harcanan zaman	vanity [obsolete] i.
53	Genel	boşa harcama	unthrift i.
54	Genel	halat bükümlerinin uçlarını sonraki iki halat gövdesi boyunca birbirine tutturarak yapılan boşa cevizi düğümü	matthew walker i.
55	Genel	halat bükümlerinin uçlarını sonraki iki halat gövdesi boyunca birbirine tutturarak yapılan boşa cevizi düğümü	matthew walker knot i.
56	Genel	boşa koysan dolmaz doluya koysan almaz durum	horn of a dilemma i.
57	Genel	boşa harcama	mispense i.
58	Genel	boşa harcayan kimse	misspender i.
59	Genel	boşa harcama	misspense [obsolete] i.
60	Genel	boşa çaba	mockery i.
61	Genel	zamanını boşa harcayan kimse	mooncalf i.
62	Genel	boşa zaman kaybettiren prosedür	bureaucratic procedure i.
63	Genel	daha verimli kullanılabilecek kaynakları boşa kullanan yenilikçi fikir	drainchild i.
64	Genel	boşa harcayan kimse	piffler i.
65	Genel	boşa sıkan kimse	fourflusher i.
66	Genel	beklentileri boşa çıkarma	subvert expectations i.
67	Genel	boşa çıkmak	fizzle out f.
68	Genel	boşa çıkmak	go by the board f.
69	Genel	boşa harcamak	footle f.
70	Genel	boşa çıkarmak	rebut f.
71	Genel	boşa harcamak	frivol away f.
72	Genel	umudunu boşa çıkarmak	disappoint f.
73	Genel	boşa gitmek	go down the drain f.
74	Genel	boşa almak	declutch f.
75	Genel	boşa almak	disengage f.
76	Genel	boşa dönmek	run idle f.
77	Genel	boşa almak	ungear f.
78	Genel	boşa çıkarmak	cancel f.
79	Genel	boşa çıkmak	founder f.
80	Genel	boşa çıkarmak	nullify f.
81	Genel	boşa çıkmak	be blighted f.
82	Genel	boşa geçirmek	loaf away f.
83	Genel	boşa harcamak	idle f.
84	Genel	ümidini boşa çıkarmak	disappoint f.
85	Genel	boşa geçirmek (zamanı)	kill f.
86	Genel	boşa çıkarmak	baffle f.
87	Genel	boşa harcamak	fling away f.
88	Genel	boşa harcamak	misapply f.
89	Genel	boşa harcamak	scatter f.
90	Genel	boşa harcamak	dissipate f.
91	Genel	boşa harcamak	pass away f.
92	Genel	boşa geçirmek	fool away f.
93	Genel	boşa çıkarmak	puncture f.
94	Genel	boşa çıkarmak	fail f.
95	Genel	boşa geçirmek	frig f.
96	Genel	boşa geçirmek	dawdle away f.
97	Genel	boşa geçirmek	fribble f.
98	Genel	boşa çıkmak	fizzle f.
99	Genel	boşa geçirmek	loiter away f.
100	Genel	boşa çıkarmak	blight f.
101	Genel	boşa harcamak	throw to the dogs f.
102	Genel	boşa harcamak	misspend f.
103	Genel	boşa geçirmek	dawdle f.
104	Genel	boşa harcamak	loose out f.
105	Genel	boşa harcamak	lavish f.
106	Genel	boşa çıkarmak	let down f.
107	Genel	boşa geçirmek	drone away f.
108	Genel	boşa harcamak	chuck away f.
109	Genel	boşa harcamak	squander away f.
110	Genel	boşa geçirmek	dream something away f.
111	Genel	vaktini boşa harcamak	fiddle f.
112	Genel	boşa çıkarmak	shoot down f.
113	Genel	boşa harcamak	cast away f.
114	Genel	boşa çıkarmak	negate f.
115	Genel	boşa çıkarmak	invalidate f.
116	Genel	vaktini boşa harcamak	fiddle about f.
117	Genel	boşa çıkarmak	prick the bubble f.
118	Genel	boşa çıkmak	come to naught f.
119	Genel	boşa gitmek	come to naught f.
120	Genel	boşa çıkmak	fail f.
121	Genel	emekleri boşa gitmek	efforts to go down the drain f.
122	Genel	kar beklentisini boşa çıkarmamak	prove profitable f.
123	Genel	boşa uğraşmak	push on a rope f.
124	Genel	boşa uğraşmak	run in circles f.
125	Genel	boşa uğraşmak	go around in circles f.
126	Genel	boşa uğraşmak	run around in circles f.
127	Genel	gençliğini boşa harcamak	waste one's youth f.
128	Genel	gençliğini boşa harcamak	idle away one's youth f.
129	Genel	vaktini boşa geçirmek	fool around f.
130	Genel	vaktini boşa harcamak	horse around f.
131	Genel	vaktini boşa harcamak	horse about f.
132	Genel	vaktini boşa harcamak	fool about f.
133	Genel	vaktini boşa harcamak	goof around f.
134	Genel	boşa uğraşmak	waste one's time and effort f.
135	Genel	boşa uğraşmak	flog a dead horse f.
136	Genel	zamanı boşa harcamak	waste the time f.
137	Genel	boşa çıkarmak	explode f.
138	Genel	boşa dönmek (vida)	(screw) to strip f.
139	Genel	boşa zaman harcamak	waste time in vain f.
140	Genel	zamanını boşa geçirmek	idle one's time away f.
141	Genel	zamanı boşa harcamak	idle one's time away f.
142	Genel	boşa çıkarmak	disconfirm f.
143	Genel	beklentileri boşa çıkarmak	be a total fiasco f.
144	Genel	beklentileri boşa çıkarmak	let down f.
145	Genel	umutları boşa çıkarmak	shatter the hopes f.
146	Genel	umutları boşa çıkarmak	dash the hopes f.
147	Genel	umutları boşa çıkarmak	destroy the hopes f.
148	Genel	umutları boşa çıkarmak	wreck the hopes f.
149	Genel	umutları boşa çıkarmak	kill (off) the hopes f.
150	Genel	halkın adalete olan güvenini boşa çıkarmamak	maintain public confidence in the judicial system f.
151	Genel	enerjisini boşa harcamak	waste one's energy f.
152	Genel	tüm gününü boşa harcamak	loaf the entire day away f.
153	Genel	yeteneklerini boşa harcamak	waste one's skills f.
154	Genel	yeteneklerini boşa harcamak	waste one’s talents f.
155	Genel	boşa vakit harcamak	faff f.
156	Genel	enerjiyi boşa harcamak	waste energy f.
157	Genel	vitesi boşa almak	shift the gear to neutral f.
158	Genel	debriyajı boşa almak	disengage the clutch f.
159	Genel	aracı/arabayı boşa almak	let the car idle f.
160	Genel	suyu boşa harcamamak	not waste water f.
161	Genel	boşa çıkarmak	cassate [obsolete] f.
162	Genel	boşa harcamak	tine [dialect] f.
163	Genel	boşa harcamak	tyne [dialect] f.
164	Genel	boşa oyalamak	amuse [obsolete] f.
165	Genel	boşa harcamak	render vain f.
166	Genel	boşa harcamak	bangle [dialect] (england) f.
167	Genel	boşa harcamak	bate f.
168	Genel	boşa vakit harcamak	jauk f.
169	Genel	boşa harcamak	bezzle [dialect] [uk] f.
170	Genel	boşa zaman harcamak	whiffle [uk] f.
171	Genel	(vakti) boşa geçirmek	while f.
172	Genel	boşa vakit harcamak	quiddle f.
173	Genel	en yüksek mesafeyi kat etmek için yokuş aşağı inerken vitesi boşa almak gibi sürüş tekniklerini kullanmak	hypermile f.
174	Genel	umutlarını boşa çıkarmak	mock f.
175	Genel	amaçlarını boşa çıkarmak	mock f.
176	Genel	boşa harcamak	molder f.
177	Genel	boşa harcamak	moulder f.
178	Genel	boşa harcamak	moulter [dialect] f.
179	Genel	boşa harcamak	lose f.
180	Genel	zamanı boşa geçirmek	muck f.
181	Genel	boşa harcamak	muddle f.
182	Genel	boşa çıkarmak	riddle f.
183	Genel	boşa geçirmek	daddle [dialect] [uk] f.
184	Genel	boşa geçirmek	daidle [scotland] f.
185	Genel	boşa harcamak	debauch [obsolete] f.
186	Genel	boşa çıkarmak	destroy f.
187	Genel	zamanını gevezelik ve dedikoduyla boşa harcamak	goster [dialect] [uk] f.
188	Genel	boşa çıkarmak	idle f.
189	Genel	boşa harcamak	condiddle [dialect] [uk] f.
190	Genel	zamanını boşa harcamak	fangle [obsolete] f.
191	Genel	boşa harcamak	piffle f.
192	Genel	zamanını boşa harcamak	fiddle-faddle f.
193	Genel	boşa çırpınmak	flail f.
194	Genel	hayıflanarak boşa harcamak	sigh f.
195	Genel	boşa çıkarmak	make void f.
196	Genel	boşa harcamak	forwaste [obsolete] f.
197	Genel	vitesi boşa alıp yokuş aşağı inmek	freewheel f.
198	Genel	boşa harcamak	slattern f.
199	Genel	(para veya zamanı) boşa harcamak	sport [rare] f.
200	Genel	boşa çıkarmak	mock f.
201	Genel	boşa harcanmış	lavished s.
202	Genel	boşa çıkan	frustrated s.
203	Genel	boşa gitmiş	wasted s.
204	Genel	umudunu boşa çıkaran	disappointing s.
205	Genel	boşa gitmiş	lost s.
206	Genel	boşa çıkmış	frustrated s.
207	Genel	boşa geçen	idle s.
208	Genel	boşa harcanmış	ill-spent s.
209	Genel	boşa çıkaran	disconfirmatory s.
210	Genel	boşa çıkmış	aborted s.
211	Genel	umudu boşa çıkarmayan	undisappointing s.
212	Genel	umudu boşa çıkaran	unlucky s.
213	Genel	boşa harcanmamış	unwasted s.
214	Genel	boşa didikleyen	pokey s.
215	Genel	boşa harcayarak	away zf.
216	Genel	boşa harcayarak	squanderingly zf.
217	Genel	boşa harcayan anlamı veren son ek	-guzzling snk.
Phrasals
218	Öbek Fiiller	boşa çıkmak	drop through f.
219	Öbek Fiiller	boşa harcamak	fling about f.
220	Öbek Fiiller	beklentileri boşa çıkarmak	flat out f.
221	Öbek Fiiller	boşa harcamak	run out f.
222	Öbek Fiiller	vaktini boşa geçirmek	fiddle around f.
223	Öbek Fiiller	vaktini boşa harcamak	fiddle around f.
224	Öbek Fiiller	(zamanı, parayı) boşa harcamak	channel (something) off f.
225	Öbek Fiiller	boşa vakit harcamak	doss about f.
226	Öbek Fiiller	boşa vakit harcamak	faff about [uk] f.
227	Öbek Fiiller	boşa harcamak	squander away f.
228	Öbek Fiiller	boşa harcamak	throw away on f.
229	Öbek Fiiller	boşa harcamak	fiddle away f.
230	Öbek Fiiller	boşa harcamak	chuck up f.
231	Öbek Fiiller	boşa vakit harcamak	knock around f.
232	Öbek Fiiller	boşa zaman harcamak	knock around f.
233	Öbek Fiiller	zamanını hayal kurarak boşa harcamak	dream something away f.
234	Öbek Fiiller	zamanını boşa harcamak	loaf away f.
235	Öbek Fiiller	zamanı boşa harcamak	dawdle away f.
236	Öbek Fiiller	zamanını boşa harcamak	loaf something away f.
237	Öbek Fiiller	umudunu boşa çıkarmak	shoot down f.
238	Öbek Fiiller	boşa çıkarmak	shoot down f.
239	Öbek Fiiller	boşa çıkarmak	shoot down f.
240	Öbek Fiiller	boşa vakit geçirmek	faff about [uk] f.
241	Öbek Fiiller	boşa vakit harcamak/geçirmek	faff around [uk] f.
242	Öbek Fiiller	birini/bir şeyi boşa çıkarmak	free up f.
243	Öbek Fiiller	boşa harcamak	diddle away f.
244	Öbek Fiiller	boşa harcamak	loiter out f.
245	Öbek Fiiller	(birinde/bir şeyde) boşa gitmek	waste on (someone or something) f.
246	Öbek Fiiller	(birinde/bir şeyde) boşa tükenmek	waste on (someone or something) f.
247	Öbek Fiiller	biri/bir şey için boşa harcamak	waste something on someone or something f.
248	Öbek Fiiller	biri/bir şey için boşa sarf etmek	waste something on someone or something f.
249	Öbek Fiiller	biri/bir şey için boşa tüketmek	waste something on someone or something f.
250	Öbek Fiiller	boşa çıkarmak	wipe out f.
251	Öbek Fiiller	bir şeyi biri/bir şey için boşa harcamak	squander something on someone or something f.
252	Öbek Fiiller	boşa vakit geçirmek	lay about f.
253	Öbek Fiiller	boşa vakit geçirmek	loll about f.
254	Öbek Fiiller	bir vakti boşa geçirmek/harcamak	moon away f.
255	Öbek Fiiller	bir şeyi boşa geçirmek	loiter something away f.
256	Öbek Fiiller	bir şeyi boşa harcamak	loiter something away f.
257	Öbek Fiiller	bir şeyi boşa geçirmek	loiter something away f.
258	Öbek Fiiller	bir şeyi boşa harcamak	loiter something away f.
259	Öbek Fiiller	boşa vakit harcamak	hang about f.
260	Öbek Fiiller	boşa vakit harcamak	hang around f.
261	Öbek Fiiller	boşa çıkarmak	cancel out f.
262	Öbek Fiiller	boşa vakit geçirmek	dream away f.
263	Öbek Fiiller	zamanını hayal kurarak boşa harcamak	dream away f.
264	Öbek Fiiller	bir şeyi boşa harcamak/geçirmek	fiddle something away f.
265	Öbek Fiiller	(biriyle/bir şeyle) vaktini boşa geçirmek	fool around with (someone or something) f.
266	Öbek Fiiller	(biriyle/bir şeyle) vaktini boşa geçirmek	fool with (someone or something) f.
267	Öbek Fiiller	(bir şeyi) boşa harcamak	footle away (something) f.
268	Öbek Fiiller	(bir şeyi) boşa geçirmek	footle away (something) f.
269	Öbek Fiiller	vaktini boşa harcamak	louse around f.
270	Öbek Fiiller	boşa zaman harcamak	louse around f.
271	Öbek Fiiller	'-i boşa çıkarmamak	maintain in f.
272	Öbek Fiiller	(biriyle/bir şeyle) boşa vakit geçirmek	mess about with (someone or something) f.
273	Öbek Fiiller	(birinin) vaktini boşa harcamak	play around (with someone) f.
274	Öbek Fiiller	boşa vakit harcamak	play around (with someone) f.
275	Öbek Fiiller	boşa vakit harcamak	poodle around [uk] f.
276	Öbek Fiiller	ile vaktini boşa harcamak	screw around with f.
277	Öbek Fiiller	(biriyle/bir şeyle) vaktini boşa harcamak	screw around with (someone or something) f.
278	Öbek Fiiller	için boşa harcamak	squander on f.
279	Öbek Fiiller	boşa harcamak	throw away on (someone or something) f.
280	Öbek Fiiller	boşa vakit harcamak	fiddle about f.
281	Öbek Fiiller	boşa vakit harcamak	fiddle around f.
Phrases
282	İfadeler	enerjini boşa harcama paran cebinde kalsın	save your energy save your money expr.
Proverb
283	Atasözü	akıl boşa harcanmaz	a mind is a terrible thing to waste
284	Atasözü	yapılan iyilik hiçbir zaman boşa gitmez	a good deed is never lost
285	Atasözü	işlenen sevap boşa gitmez	a good deed is never lost
286	Atasözü	boşa kürek çekmenin faydası yok	it's ill striving against the stream
Colloquial
287	Konuşma Dili	boşa çaba	a waste of energy i.
288	Konuşma Dili	boşa/gereksiz harcanan enerji	a waste of energy i.
289	Konuşma Dili	boşa kürek çekme	a waste of energy i.
290	Konuşma Dili	boşa gitmek	be lost on f.
291	Konuşma Dili	boşa harcamak	blow f.
292	Konuşma Dili	beklentileri boşa çıkarmak	not cut the mustard f.
293	Konuşma Dili	vaktini boşa harcamak	fiddle f.
294	Konuşma Dili	boşa vakit geçirmek	crap around f.
295	Konuşma Dili	vaktini boşa geçirmek	good off f.
296	Konuşma Dili	boşa zaman harcamak	mess about f.
297	Konuşma Dili	(bir şeyle) boşa vakit geçirmek	mess around with (something) f.
298	Konuşma Dili	(birinin) zamanını boşa harcamak	mess around (with someone) f.
299	Konuşma Dili	(birinin) zamanını boşa harcamak	mess about (with someone) f.
300	Konuşma Dili	(birinin) zamanını boşa harcamak	monkey around (with someone) f.
301	Konuşma Dili	(bir şeyle) boşa vakit geçirmek	mess around (with something) f.
302	Konuşma Dili	(bir şeyle) boşa vakit geçirmek	mess about (with something) f.
303	Konuşma Dili	(bir şeyle) boşa vakit geçirmek	monkey around (with something) f.
304	Konuşma Dili	(bir şeyle) boşa vakit geçirmek	monkey around with (something) f.
305	Konuşma Dili	(birinin) zamanını boşa harcamak	monkey around with (someone) f.
306	Konuşma Dili	(bir şeyle) boşa vakit geçirmek	monkey with (something) f.
307	Konuşma Dili	vaktini boşa harcamak	screw around f.
308	Konuşma Dili	boşa vakit geçirmek	lark it up f.
309	Konuşma Dili	boşa vakit harcamak	beat off f.
310	Konuşma Dili	boşa çaba sarf etmek	beat off f.
311	Konuşma Dili	birinin vaktini boşa harcamak	jack around f.
312	Konuşma Dili	boşa harcanmak	be shot f.
313	Konuşma Dili	boşa gitmek	be shot f.
314	Konuşma Dili	boşa çıkmak	amount to nothing f.
315	Konuşma Dili	boşa gitmek	amount to nothing f.
316	Konuşma Dili	(belli bir miktar parası) boşa gitmek	be out (some amount of money) f.
317	Konuşma Dili	belli bir miktar parası boşa gitmek	be out an amount of money f.
318	Konuşma Dili	boşa kürek çekmek	be chasing tail f.
319	Konuşma Dili	boşa gitmek	be lost on (one) f.
320	Konuşma Dili	boşa gitmek	be lost on someone f.
321	Konuşma Dili	fırsatı boşa harcamak	blow it f.
322	Konuşma Dili	fırsatı boşa harcamak	blow your chances f.
323	Konuşma Dili	hepsini boşa harcamak	blow it all f.
324	Konuşma Dili	bir şeyi boşa harcamak	blow something f.
325	Konuşma Dili	karşılıklı boşa çıkarmak	cancel each other out f.
326	Konuşma Dili	boşa vakit geçirmek/harcamak	fanny about [uk] f.
327	Konuşma Dili	boşa vakit harcamak	pootle around [uk] f.
328	Konuşma Dili	(belli bir miktar parası) boşa gitmiş	out (some amount of money) s.
329	Konuşma Dili	boşa konuşmuyorsun	you ain't (just) whistling dixie expr.
Idioms
330	Deyim	boşa giden	dead loss i.
331	Deyim	boşa nefes tüketme	a waste of breath i.
332	Deyim	boşa nefes harcama	a waste of breath i.
333	Deyim	boşa dil dökme	a waste of breath i.
334	Deyim	boşa gitme	down the toilet i.
335	Deyim	boşa hayal kurma	a lost cause i.
336	Deyim	boşa gitme	down the pan i.
337	Deyim	heyetler, boşa zaman harcamaktan başka bir işe yaramaz	a committee is a group of men who keep minutes and waste hours i.
338	Deyim	birinin vaktini boşa harcayan	tire kicker [australia] i.
339	Deyim	bilerek/kasten vaktini boşa harcama	merry dance i.
340	Deyim	arabayı boşta/boşa alıp yokuş aşağı vurma	mexican overdrive i.
341	Deyim	vitesi boşa alıp yokuş aşağı hızlanma	mexican overdrive i.
342	Deyim	yokuş aşağı giderken vitesi boşa alma	mexican overdrive i.
343	Deyim	vitesi boşa alıp arabayı yokuş aşağı sallama	mexican overdrive i.
344	Deyim	boşa çaba harcama	plowing water i.
345	Deyim	zamanını boşa harcama	plowing water i.
346	Deyim	boşa harcanan çaba	a losing battle i.
347	Deyim	boşa yer kaplayan kimse	a waste of space [uk] i.
348	Deyim	hastanede boşa yatak işgal ettiği düşünülen kişi	bed blocker i.
349	Deyim	boşa gitmiş para	money down the drain i.
350	Deyim	boşa harcanmış para	money down the drain i.
351	Deyim	boşa kürek çekme	spitting in the wind i.
352	Deyim	boşa kürek çekme	spitting into the wind i.
353	Deyim	boşa kürek çekmek	roast snow in a furnace f.
354	Deyim	boşa kürek çekmek	whistle in the wind f.
355	Deyim	zamanı boşa harcamak	burn daylight f.
356	Deyim	umutları boşa çıkmak	(one's) heart sinks into (one's) boots f.
357	Deyim	umutları boşa çıkmak	your heart sinks into your boots f.
358	Deyim	boş/boşa/havaya konuşmak	be whistling in the wind f.
359	Deyim	boşa/haybeye uğraşmak	wash a brick f.
360	Deyim	boşa çabalamak	wash a brick f.
361	Deyim	umudunu boşa çıkarmak	pop (one's) bubble f.
362	Deyim	umudunu boşa çıkarmak	pop the bubble of (someone) f.
363	Deyim	boşa kürek çekmek	milk the bull f.
364	Deyim	boşa kürek çekmek	milk the ram f.
365	Deyim	(kendisine güvenenleri) boşa çıkarmamak	earn (one's) corn [uk] f.
366	Deyim	(kendisine güvenenleri) boşa çıkarmamak	earn your corn [uk] f.
367	Deyim	boşa kürek çekmek	be flogging a dead horse f.
368	Deyim	boşa gitmek	go down the chute f.
369	Deyim	boşa nefes tüketmek	beat one's gums f.
370	Deyim	boşa zaman geçirmeyi bırakıp işe sarılmak	pull one's finger out f.
371	Deyim	boşa gitmek	go down the tubes f.
372	Deyim	boşa çıkmak	go by the board f.
373	Deyim	boşa gitmek	go down the gurgler f.
374	Deyim	boşa kürek çekmek	be banging one's head against a brick wall f.
375	Deyim	boşa konuşmamak	not just whistling dixie f.
376	Deyim	boşa kürek çekmek	be spitting into the wind f.
377	Deyim	boşa kürek sallamak	hit one's head against a brick wall f.
378	Deyim	boşa çabalamak	clutch at straws f.
379	Deyim	boşa vakit harcamak	let something slip by f.
380	Deyim	boşa uğraşmak	beat a dead horse f.
381	Deyim	boşa uğraşmak	knock one's head against a brick wall f.
382	Deyim	boşa yorulmak	knock one's head against a brick wall f.
383	Deyim	boşa zaman geçirmeyi bırakıp işe sarılmak	get one's finger out f.
384	Deyim	boşa gitmek	turn to dust f.
385	Deyim	boşa çaba harcamak	spin one's wheels f.
386	Deyim	boşa kürek sallamak	flog a dead horse f.
387	Deyim	boşa yorulmak	knock one's head against the wall f.
388	Deyim	boşa kürek çekmek	spin one's wheels f.
389	Deyim	boşa kürek çekmek	be pushing a boulder uphill f.
390	Deyim	boşa kürek sallamak	beat one's head against the wall f.
391	Deyim	boşa çıkmak	go to pot f.
392	Deyim	boşa kürek çekmek	knock one's head against a brick wall f.
393	Deyim	boşa kürek sallamak	be banging one's head against a brick wall f.
394	Deyim	boşa kürek çekmek	be spitting in the wind f.
395	Deyim	boşa kürek çekmek	run one's head against a brick wall f.
396	Deyim	boşa kürek çekmek	be pissing in the wind f.
397	Deyim	boşa kürek çekmek	beat a dead horse f.
398	Deyim	boşa gitmek	go by the board f.
399	Deyim	boşa kürek sallamak	be on a hiding to nothing f.
400	Deyim	boşa uğraşmak	knock one's head against the wall f.
401	Deyim	boşa kürek sallamak	bang one's head against a brick wall f.
402	Deyim	boşa kürek çekmek	flog a dead horse f.
403	Deyim	boşa vakit harcamak	let something slide by f.
404	Deyim	boşa kürek çekmek	beat one's head against the wall f.
405	Deyim	boşa kürek çekmek	be pumping a dry well f.
406	Deyim	boşa kürek çekmek	hit one's head against a brick wall f.
407	Deyim	boşa kürek çekmek	bang one's head against a brick wall f.
408	Deyim	boşa kürek çekmek	knock one's head against the wall f.
409	Deyim	boşa nefes tüketmek	flog a dead horse f.
410	Deyim	boşa kürek çekmek	bash one's head against a brick wall f.
411	Deyim	boşa kürek çekmek	be hitting one's head against a brick wall f.
412	Deyim	boşa çıkarmak	put the kibosh on f.
413	Deyim	boşa gitmek	fall on stony ground f.
414	Deyim	boşa gitmek	go to pot f.
415	Deyim	boşa gitmek	go down the tube f.
416	Deyim	boşa gitmek	go down the drain f.
417	Deyim	boşa kürek çektirmek	send someone on a wild-goose chase f.
418	Deyim	boşa kürek sallamak	be hitting one's head against a brick wall f.
419	Deyim	boşa gitmek	run into the ground f.
420	Deyim	boşa kürek çekmek	be pissing into the wind f.
421	Deyim	parayı heba etmek/boşa harcamak	pour money down the drain f.
422	Deyim	parası boşa gitmemek	get one's money's worth f.
423	Deyim	(zamanı) boşa geçirmek	idle away f.
424	Deyim	vakti boşa harcamak	let grass grow under one's feet f.
425	Deyim	zamanını boşa harcamak	be flogging a dead horse f.
426	Deyim	zamanını boşa harcamak	flog a dead horse f.
427	Deyim	(birinin) çabalarını boşa çıkartmak	cut someone off at the pass f.
428	Deyim	boşa gitmek	go down the pan f.
429	Deyim	güvenini boşa çıkarmak	sell someone down the river f.
430	Deyim	boşa harcamak	play ducks and drakes with f.
431	Deyim	(birinin) vaktini boşa harcamak	play ducks and drakes with (one) f.
432	Deyim	vaktini boşa harcamak	play ducks and drakes with f.
433	Deyim	boşa kürek çekmek	preach to deaf ears f.
434	Deyim	(birinin) planlarını/çabalarını boşa çıkarmaya çalışmak	shoot (one's) fox f.
435	Deyim	boşa kürek çekmek	play a losing game f.
436	Deyim	vitesi boşa almak	throw (something) out of gear f.
437	Deyim	vitesi boşa atmak	throw (something) out of gear f.
438	Deyim	parası boşa gitmemek	have (one's) money's worth f.
439	Deyim	parası boşa gitmemek	get/have your money’s worth f.
440	Deyim	(belli bir süreyi) boşa harcamak	let slip away f.
441	Deyim	boşa çıkmak	go spare [uk] f.
442	Deyim	boşa kürek çekmek	shoe the goose f.
443	Deyim	(zamanın) boşa geçmesine izin vermek	let slide by f.
444	Deyim	(zamanın) boşa geçirmek	let slip by f.
445	Deyim	(zamanı) boşa harcamak	let slip by f.
446	Deyim	zamanı boşa harcamak	let something slip by f.
447	Deyim	zamanı boşa harcamak	let something slide by f.
448	Deyim	boşa gitmemek	not be lost on (someone) f.
449	Deyim	boşa zaman harcamak	pick (one's) nose f.
450	Deyim	(bir şeyi) boşa harcamak	whistle (something) down the wind [old-fashioned] f.
451	Deyim	(bir şeyi) yaparken vaktini boşa harcamadığından emin olmak	make (something) worth (one's) while f.
452	Deyim	zamanını boşa harcamak	plow water f.
453	Deyim	zamanını boşa harcamak	pour water on a duck's back f.
454	Deyim	boşa kürek çekmek	throw straws against the wind f.
455	Deyim	(bir şeyi) boşa harcamak	make ducks and drakes of (something) f.
456	Deyim	'-i boşa harcamak	make ducks and drakes of f.
457	Deyim	'-i boşa harcamak	play ducks and drakes with f.
458	Deyim	boşa kürek sallamak	bang your head against a brick wall f.
459	Deyim	boşa kürek sallamak	knock your head against a brick wall f.
460	Deyim	boşa kürek sallamak	bang (one's) head against a wall f.
461	Deyim	boşa kürek sallamak	bang (one's) head into a brick wall f.
462	Deyim	boşa kürek sallamak	bang your head against a brick wall f.
463	Deyim	boşa kürek çekmek	bark up the wrong tree f.
464	Deyim	boşa çaba harcamak	bark up the wrong tree f.
465	Deyim	boşa kürek sallamak	be banging your head against a brick wall [uk] f.
466	Deyim	boşa kürek sallamak	be banging your head against a wall [us] f.
467	Deyim	boşa kürek çekmek	be chasing (one's) (own) tail f.
468	Deyim	boşa kürek çekmek	be chasing your tail f.
469	Deyim	boşa kürek çekmek	be chasing your own tail f.
470	Deyim	boşa kürek çekmek	be fighting a losing battle f.
471	Deyim	boşa zaman/enerji harcamak	be running around in circles f.
472	Deyim	boşa kürek çekmek	be running around in circles f.
473	Deyim	boşa zaman/enerji harcamak	be running round in circles [uk] f.
474	Deyim	boşa kürek çekmek	be running round in circles [uk] f.
475	Deyim	boşa kürek çekmek	beat (one's) head against a stone wall f.
476	Deyim	boşa kürek çekmek	beat (one's) head against a wall f.
477	Deyim	boşa kürek çekmek	beat (one's) head against the wall f.
478	Deyim	boşa kürek çekmek	beat one's head against the wall f.
479	Deyim	boşa kürek çekmek	bang one's head against a brick wall f.
480	Deyim	boşa nefes tüketmek	beat gums f.
481	Deyim	boşa kürek çekmek	beat head against the wall f.
482	Deyim	boşa kürek sallamak	beat head against the wall f.
483	Deyim	boşa kürek çekmek	beat one's head against the wall f.
484	Deyim	boşa kürek sallamak	beat one's head against the wall f.
485	Deyim	güvenini boşa çıkarmak	break faith with somebody f.
486	Deyim	güvenini boşa çıkarmak	keep faith with somebody f.
487	Deyim	boşa çabalamak	clutch at a straw f.
488	Deyim	boşa çabalamak	clutch/grasp at straws f.
489	Deyim	(birinin) çabalarını boşa çıkartmak	cut (one) off at the pass f.
490	Deyim	umutları boşa çıkarmak	dash hopes f.
491	Deyim	birinin umutları boşa çıkarmak	dash/shatter somebody's hopes f.
492	Deyim	boşa zaman geçirmeyi bırakıp işe sarılmak	get your finger out f.
493	Deyim	boşa zaman geçirmeyi bırakıp işe sarılmak/başlamak	get/pull your finger out [uk] f.
494	Deyim	boşa kürek çekmek	go down a blind alley f.
495	Deyim	boşa gitmek	go/run to waste f.
496	Deyim	boşa çabalamak	grab at a straw f.
497	Deyim	boşa çabalamak	grab at straws f.
498	Deyim	boşa yorulmak	knock one's head against a wall f.
499	Deyim	boşa uğraşmak	knock one's head against a wall f.
500	Deyim	boşa kürek çekmek	knock one's head against a wall f.