borne - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

borne

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"borne" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 9 sonuç

İngilizce Türkçe
General
borne s. götürülmüş
borne s. doğmuş
borne s. taşınmış
borne s. dayanılan
borne s. tahammül edilen
borne s. dayanılmış
borne s. tahammül edilmiş
Irregular Verb
borne f. bear - borne
Furniture
borne i. yuvarlak bir tür kanepe

"borne" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 91 sonuç

İngilizce Türkçe
General
blood-borne disease i. kan yoluyla bulaşan hastalık
blood-borne disease i. kan yoluyla geçen hastalık
food borne s. gıda kaynaklı
food borne s. gıdadan bulaşan
food borne s. besin kaynaklı
e-mail-borne s. e-mail yollu
mosquito-borne s. sivrisinek tarafından taşınan
wind-borne s. rüzgarla taşınan
borne out s. teyit edilmiş
borne out s. doğruluğu kanıtlanmış
borne out s. haklılığı kanıtlanmış
river-borne s. nehir kaynaklı
river-borne s. nehir ile taşınan
caravan-borne s. kervanla taşınan
wind-borne s. rüzgarla taşınan
Idioms
be borne in upon f. bir şeyin bilincine varmak
be borne in upon f. kafasına dank etmek
be borne in on f. (gerçek) fark edilmek
Trade/Economic
water borne clause i. su üstünde taşıma klozu
sea-borne s. deniz yolu ile taşınan
sea-borne s. denizyolu ile taşınan
air-borne s. uçakla taşınan
Technical
solvent-borne adhesive i. çözücülü yapıştırıcı
solvent-borne and solvent-free adhesive i. çözücülü ve çözücüsüz yapıştırıcılar
wind-borne sand deposit i. rüzgarla taşınmış kum deposu
fluid-borne i. sıvıların taşıdığı
water-borne epidemics i. sudan geçen salgın hastalık
water-borne disease i. sudan geçen hastalık
water-borne adhesive i. su esaslı yapıştırıcı
fluid-borne s. akışkan esaslı/kaynaklı
sea-borne s. denizden taşınan
sea-borne s. denizden gönderilen
air borne s. havadan geçen
air borne s. hava ile taşınan
water-borne s. su yolu ile taşınan
fluid-borne s. sıvı kaynaklı
fluid-borne s. sıvılarla taşınan
water-borne s. suda yüzen
water-borne s. su üzerinde yüzen
structure-borne s. yapı esaslı/kaynaklı
Telecom
mains-borne disturbance i. şehir şebekesinden gelen bozulma
Aeronautic
jet borne flight i. dik jet tepkili uçuş
carrier borne aircraft i. uçak gemisinden kalkan uçak
Marine
sea-borne s. denizyolu ile taşınan
Medical
biological vector-borne infection i. biyolojik vektörle bulaşan enfeksiyon
biological vector-borne infection i. biyolojik vektörle bulaşan infeksiyon
biological vector borne infection i. biyolojik vektörle bulaşan infeksiyon
excrement-borne disease i. dışkı yoluyla bulaşan hastalık
air-borne disease i. hava yoluyla geçen hastalık
animal-borne disease i. hayvanlar yoluyla bulaşan hastalık
animal-borne disease i. hayvanlardan bulaşan hastalık
air-borne disease i. hava yoluyla bulaşan hastalık
blood-borne disease i. kan yoluyla bulaşan hastalık
blood-borne disease i. kanla bulaşan hastalık
blood-borne infection i. kan yoluyla bulaşan enfeksiyon
tick borne encephalitis i. keneyle geçen ensefalit
tick-borne encephalitis i. keneyle geçen ensefalit
mechanical vector-borne infection i. mekanik vektörle bulaşan infeksiyon
mechanical vector borne infection i. mekanik vektörle bulaşan infeksiyon
water-borne use i. ortam suyuna katarak uygulama
vector-borne infection i. vektör aracılı infeksiyon
vector borne infection i. vektör aracılı infeksiyon
vector-borne transmission i. bulaşıcı ajanın vektörle dolaylı olarak bulaşması
vehicle-borne transmission i. taşıyıcı veya fomitin insan vücuduna temasıyla meydana gelen dolaylı bulaşma
blood-borne s. kanla taşınan
Pathology
tick-borne typhus i. riketsiyal bakterilerin neden olduğu ve kenelerle taşınan hastalık
arthropod-borne viral encephalitis i. artropodlarla taşınan viral ensefalit
tick-borne viral encephalitis i. keneyle taşınan viral ensefalitler
central european tick-borne encephalitis i. keneyle taşınan orta avrupa ensefaliti
mosquito-borne viral encephalitis i. sivrisinekle taşınan ensefalitler
far eastern tick-borne encephalitis i. keneyle taşınan uzak doğu ensefalit
tick-borne s. keneler tarafından ısırması sonucu bulaşan
Food Engineering
food borne s. gıda kaynaklı
Agriculture
soil borne disease i. toprak kaynaklı hastalık
seed-borne s. tohumdan kaynaklanan
seed-borne s. tohumla taşınan
seed-borne s. tohum kaynaklı
soil borne s. toprak kaynaklı
soil borne s. toprak menşeli
soil borne s. toprak kökenli
Environment
air-borne noise i. hava ile taşınan gürültü
water-borne pathogenic organisms i. su kaynaklı patojen organizmaları
Geology
wind-borne i. yel taşıması
wind-borne s. rüzgar taşıması
Military
helicopter borne operation i. helikopter destekli harekat
helicopter borne assault i. helikopter indirme taarruzu
glider borne mission i. planörle indirme görevi
pilots of carrier-borne fighters i. uçak gemisinde taşınan avcı uçağı pilotları
flight borne s. uçuşta
flight borne s. uçuş halinde
Archaic
shard-borne s. pulsu kın kanatlarla doğmuş