Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
buckle
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
"buckle"
teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 58 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
buckle
i.
toka
General
2
Genel
buckle
i.
eğilme
3
Genel
buckle
i.
saç buklesi
4
Genel
buckle
i.
bukleli olma
5
Genel
buckle
i.
yüz buruşturma
6
Genel
buckle
f.
tokalı bir şeyi bağlamak
7
Genel
buckle
f.
toka ile bağlamak
8
Genel
buckle
f.
boyun eğmek
9
Genel
buckle
f.
bükmek
10
Genel
buckle
f.
iliştirmek
11
Genel
buckle
f.
yer yer kabarmak
12
Genel
buckle
f.
eğmek
13
Genel
buckle
f.
eğilmek
14
Genel
buckle
f.
toka ile tutturmak
15
Genel
buckle
f.
çökmeye başlamak
16
Genel
buckle
f.
bükülmek
17
Genel
buckle
f.
ısı veya basınçla büzüştürmek
18
Genel
buckle
f.
kıvırmak
19
Genel
buckle
f.
harekete hazırlamak
20
Genel
buckle
f.
yoğun ve kuvvetle uygulamak
21
Genel
buckle
f.
(saç) bukle yapmak
22
Genel
buckle
f.
kavgaya tutuşmak
23
Genel
buckle
f.
mücadeleye girmek
24
Genel
buckle
f.
dört elle sarılmak
Technical
25
Teknik
buckle
i.
buruş
26
Teknik
buckle
i.
flambaj
27
Teknik
buckle
i.
karın verme
28
Teknik
buckle
i.
kemer tokası
29
Teknik
buckle
i.
kopça
30
Teknik
buckle
i.
ondüle
31
Teknik
buckle
i.
toka
32
Teknik
buckle
i.
beyaz kurşun üretiminde karbon diokside maruz bırakılan ince kurşun levha
33
Teknik
buckle
i.
kalıp arızası nedeniyle döküm yüzeyinde oluşan çöküntü veya kusur
34
Teknik
buckle
f.
bükülmek
35
Teknik
buckle
f.
bel vermek
36
Teknik
buckle
f.
burkulmak
37
Teknik
buckle
f.
basınç ile eğilmek
38
Teknik
buckle
f.
çarpılmak
39
Teknik
buckle
f.
eğilmek
40
Teknik
buckle
f.
kopçalamak
41
Teknik
buckle
f.
şeklini değiştirmek
42
Teknik
buckle
f.
tokalamak
43
Teknik
buckle
f.
(toka/kopça ile) tutturmak
44
Teknik
buckle
expr.
birleştirmek (toka ile)
Textile
45
Tekstil
buckle
i.
kemer tokası
Construction
46
İnşaat
buckle
i.
çatı elemanının yukarı doğru yer değiştirmesi
Automotive
47
Otomotiv
buckle
i.
katlama
48
Otomotiv
buckle
i.
toka
49
Otomotiv
buckle
f.
bükülmek
50
Otomotiv
buckle
f.
tokayla bağlamak
Gastronomy
51
Mutfak
buckle
i.
kahve yanında servis edilen bir tür kek
Biology
52
Biyoloji
buckle
i.
bazidyomiset mantarlarda görülen çıkıntı şeklinde hif fazlalığı
Geography
53
Coğrafya
buckle
i.
karadaki küçük kıvrım
Sport
54
Spor
buckle
f.
bükülmek
Bookbindery
55
Ciltçilik
buckle
i.
katlama sırasında kitapların üst kenarında oluşan kıvrım
Printery
56
Matbaa
buckle
i.
basılı kağıt yapraklarını katlamak için kullanılan makine
Archaic
57
Eski Kullanım
buckle
i.
saç kıvırcıklığı
58
Eski Kullanım
buckle
i.
kıvırcık olma
"buckle"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 115 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
belt buckle
i.
kemer tokası
General
2
Genel
belt buckle
i.
toka
3
Genel
buckle sandal
i.
tokalı sandalet
4
Genel
gold buckle
i.
altın toka
5
Genel
shoe-buckle
i.
atkı
6
Genel
shoe buckle
i.
ayakkabı tokası
7
Genel
buckle [canada]
i.
bir hanedanlık arması işareti
8
Genel
buckle down to something
f.
koyulmak
9
Genel
buckle on
f.
iliştirmek
10
Genel
buckle up
f.
bağlamak
11
Genel
buckle under
f.
boyun eğmek
12
Genel
buckle on
f.
toka ile tutturmak
13
Genel
buckle up
f.
iliştirmek
14
Genel
buckle under
f.
teslim olmak
15
Genel
buckle down
f.
sıkı çalışmak
16
Genel
buckle up
f.
emniyet kemeri bağlamak
17
Genel
buckle the leg
f.
ayak burkmak
18
Genel
fasten buckle
f.
toka takmak
19
Genel
undo the buckle
f.
tokayı çıkarmak
20
Genel
do up the buckle
f.
toka takmak
21
Genel
unfasten the buckle
f.
tokayı çıkarmak
22
Genel
unfasten the buckle
f.
toka çıkarmak
23
Genel
undo the buckle
f.
toka çıkarmak
24
Genel
(one's) knees buckle
f.
dizleri çözülmek
25
Genel
buckle the seat belt
f.
emniyet kemerini takmak
26
Genel
buckle (with) [obsolete]
f.
savaşa katılmak
27
Genel
buckle (with) [obsolete]
f.
çarpışmak
28
Genel
buckle (with) [obsolete]
f.
boğuşmak
29
Genel
buckle [dialect] [uk]
f.
hizmetkar hale gelmek
30
Genel
buckle [dialect] [uk]
f.
hizmetkar olmak
31
Genel
buckle [dialect] [uk]
f.
sinmek
32
Genel
buckle [scotland]
f.
evlendirmek
Phrasals
33
Öbek Fiiller
buckle up
f.
kilitlemek
34
Öbek Fiiller
buckle up
f.
bağlamak
35
Öbek Fiiller
buckle up
f.
emniyet altına almak
36
Öbek Fiiller
buckle up
f.
emniyet kemerini takmak/bağlamak
37
Öbek Fiiller
buckle up
f.
emniyet kemerini takmak/bağlamak
38
Öbek Fiiller
buckle up
f.
emniyet kemerini bağlanmak
39
Öbek Fiiller
buckle up
f.
belden eğilmek
40
Öbek Fiiller
buckle up
f.
bacaklarını kırmadan eğilmek
41
Öbek Fiiller
buckle up
f.
öne doğru eğilmek
42
Öbek Fiiller
buckle up
f.
beli bükülmek
43
Öbek Fiiller
buckle up
f.
iki büklüm olmak
44
Öbek Fiiller
buckle up
f.
tehlikeye/belaya karşı hazırlıklı olmak
45
Öbek Fiiller
buckle up
f.
tehlikeye/belaya karşı önlemini almak
46
Öbek Fiiller
buckle down
f.
kilitlemek
47
Öbek Fiiller
buckle down
f.
bağlamak
48
Öbek Fiiller
buckle down
f.
emniyet altına almak
49
Öbek Fiiller
buckle down
f.
emniyet kemerini takmak/bağlamak
50
Öbek Fiiller
buckle down
f.
dört elle sarılmak/yapışmak
51
Öbek Fiiller
buckle down
f.
tüm gücüyle/canla başla koyulmak/başlamak
52
Öbek Fiiller
buckle down
f.
var gücüyle girişmek/koyulmak
53
Öbek Fiiller
buckle down
f.
sıkı çalışmak
54
Öbek Fiiller
buckle in
f.
emniyet kemerini takmak/bağlamak
55
Öbek Fiiller
buckle under
f.
ağırlığına dayanamayarak yıkılmak/çökmek
56
Öbek Fiiller
buckle under
f.
ağırlığına dayanamayarak göçmek
57
Öbek Fiiller
buckle under
f.
iki büklüm olmak
58
Öbek Fiiller
buckle under
f.
baskıya/strese dayanamamak
59
Öbek Fiiller
buckle under
f.
ağır/zor gelmek
60
Öbek Fiiller
buckle someone in
f.
emniyet kemerini takmak/bağlamak
61
Öbek Fiiller
buckle someone or something down
f.
kilitlemek
62
Öbek Fiiller
buckle someone or something down
f.
bağlamak
63
Öbek Fiiller
buckle someone or something down
f.
emniyet altına almak
64
Öbek Fiiller
buckle someone or something down
f.
emniyet kemerini takmak/bağlamak
65
Öbek Fiiller
buckle down to
f.
ciddiyetle bir işe girişmek
66
Öbek Fiiller
buckle down to
f.
dört elle sarılmak
67
Öbek Fiiller
buckle down to
f.
dört elle girişmek
68
Öbek Fiiller
buckle down to
f.
hevesle girişmek
69
Öbek Fiiller
buckle down to
f.
işe canla başla sarılmak
70
Öbek Fiiller
buckle someone or something up
f.
birini/bir şeyi sıkıca bağlamak
71
Öbek Fiiller
buckle someone or something up
f.
birinin/bir şeyin emniyet kemerini takmak/bağlamak
72
Öbek Fiiller
buckle under something
f.
bir şeyin altında yıkılmak
73
Öbek Fiiller
buckle under something
f.
bir şeyin altında çökmek/göçmek
74
Öbek Fiiller
buckle under something
f.
bir şeyin altında paramparça olmak
75
Öbek Fiiller
buckle under something
f.
bir şeyin altında dağılmak
76
Öbek Fiiller
buckle under
f.
altında yıkılmak
77
Öbek Fiiller
buckle under
f.
altında paramparça olmak
78
Öbek Fiiller
buckle (up)
f.
parçalanmak
79
Öbek Fiiller
buckle (up)
f.
ufalanmak
80
Öbek Fiiller
buckle up
f.
bir araçta ya da uçakta emniyet kemerini bağlamak
Phrases
81
İfadeler
rear passengers buckle up!
expr.
arka koltukdaki yolcular kemerlerinizi bağlayın!
Colloquial
82
Konuşma Dili
buckle up!
expr.
sıkı tutun!
Idioms
83
Deyim
make buckle and tongue meet
f.
ucu ucuna geçinmek
84
Deyim
make buckle and tongue meet
f.
kıt kanaat geçinmek
85
Deyim
make buckle and tongue meet
f.
iki yakası bir araya gelmek
86
Deyim
buckle down to something
f.
bir işe dört elle sarılmak
87
Deyim
buckle to
f.
canla başla çalışmak
88
Deyim
buckle to
f.
güç birliği etmek
89
Deyim
make buckle and tongue meet
f.
geçinecek kadar parası olmak
Technical
90
Teknik
adjuster buckle
i.
ayarlayıcı toka
91
Teknik
buckle formation
i.
buruş oluşumu
92
Teknik
safety belt buckle
i.
emniyet kemer tokası
93
Teknik
turn buckle
i.
fırdöndü çektirme
94
Teknik
turn buckle
i.
gerdirme
95
Teknik
turn buckle
i.
germe donanımı
96
Teknik
turn buckle
i.
kurbağacık
97
Teknik
sand buckle
i.
kumlu çıkıntı
98
Teknik
turn buckle
i.
liftin uskuru
99
Teknik
recess for spring buckle
i.
susta kasası meme yuvası
100
Teknik
attached buckle
i.
takılıp çıkartılabilir toka
101
Teknik
conway buckle
i.
deri kayışın ucunda ilmek yapmak için koşum takımına takılan özel tasarımlı metal toka
Textile
102
Tekstil
trouser buckle
i.
pantolon tokası
103
Tekstil
buckle tacking
i.
toka dikimi
Automotive
104
Otomotiv
brake pull rod turn buckle
i.
boş çubuğu germe kovanı
105
Otomotiv
twin buckle
i.
çift toka
106
Otomotiv
twin buckle
i.
çift halka
107
Otomotiv
seat belt buckle
i.
emniyet kemeri tokası
108
Otomotiv
buckle of seat belt
i.
emniyet kemeri tokası (dil yuvası)
Marine
109
Denizcilik
turn buckle
i.
germe donanımı
110
Denizcilik
turn buckle
i.
liftin uskuru
Optics
111
Optik
scleral buckle
i.
skleral eğilme
Biology
112
Biyoloji
buckle joint
i.
bazidyomiset mantarlarda görülen çıkıntı şeklinde bir hif fazlalığı
Geography
113
Coğrafya
bell buckle
i.
tennessee eyaletinde yerleşim yeri
Geology
114
Jeoloji
buckle folding
i.
bukle kıvrımlanma
115
Jeoloji
buckle folding
i.
flambaj kıvrımlanma
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of buckle
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy