Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
Gastronomy | ||||
Mutfak | buruk | sour s. | ||
Her voice was sour. Sesi buruktu. More Sentences |
||||
Common Usage | ||||
Yaygın Kullanım | buruk | acrid s. | ||
General | ||||
Genel | buruk | subacid s. | ||
Genel | buruk | wry s. | ||
Genel | buruk | puckery s. | ||
Genel | buruk | austere s. | ||
Genel | buruk | wrie s. | ||
Genel | buruk | hask [dialect] [uk] s. | ||
Genel | buruk | crushed s. | ||
Genel | buruk | bitter s. | ||
Gastronomy | ||||
Mutfak | buruk | astringent i. | ||
Mutfak | buruk | adstringent s. | ||
Chemistry | ||||
Kimya | buruk | semiacid s. |
Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | buruk sevinç | bittersweet joy i. | ||
Genel | buruk sevinç | bittersweet happiness i. | ||
Genel | buruk tat | astringence i. | ||
Genel | buruk bir şekilde | bitterly zf. | ||
Idioms | ||||
Deyim | buruk yürekle | with a heavy heart expr. | ||
Deyim | kalbi buruk (bir şekilde) | with a heavy heart expr. | ||
Food Engineering | ||||
Gıda | buruk lezzet | harsh i. | ||
Gıda | buruk zeytin lezzeti | grubby i. | ||
Gastronomy | ||||
Mutfak | içeriğindeki tanin dolayısıyla buruk tadı olan (şarap) | tannic s. | ||
Biochemistry | ||||
Biyokimya | çoğunlukla veteriner ilaçlarında kullanılan buruk tatlı zamk reçine karışımı | gum eurphorbium i. | ||
Botanic | ||||
Botanik | buruk bir kabuğu, beyaz çiçekleri, eriğe benzeyen sarı- turuncu meyveleri olan çalımsı küçük bir tropik ağaç | hog plum (ximenia americana) i. | ||
Botanik | buruk bir kabuğu, beyaz çiçekleri, eriğe benzeyen sarı- turuncu meyveleri olan çalımsı küçük bir tropik ağaç | false sandalwood (ximenia americana) i. | ||
Agriculture | ||||
Tarım | kışa kadar olgunlaşmayan buruk bir elma çeşidi | seek-no-further i. |