Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Yaygın Kullanım | buzluk | freezer i. | ||
She put the steak in the freezer. O, bifteği buzluğa koydu. More Sentences |
||||
Technical | ||||
Teknik | buzluk | freezer i. | ||
Her friends had to padlock the freezer to prevent her from eating ice cream. Arkadaşları onun dondurma yemesini engellemek için buzluğa asma kilit takmak zorunda kaldılar. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | buzluk | ice chest i. | ||
Genel | buzluk | icebox i. | ||
Genel | buzluk | icehouse i. | ||
Genel | buzluk | deep freeze i. | ||
Technical | ||||
Teknik | buzluk | refridge i. | ||
Teknik | buzluk | refrigerator i. | ||
Geography | ||||
Coğrafya | buzluk | ice cave i. |
Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
General | ||
Genel | buzdolabının içindeki buzluk | freezer i. |
Genel | buzdolabının içindeki buzluk | freezing compartment i. |
Genel | buzluk ön duvarı | ice tank screen i. |
Technical | ||
Teknik | buzluk çerçevesi | refrigerator frame i. |
Teknik | buzluk tecrit duvarı | ice-bunker partition i. |