İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | come forward f. | ortaya çıkmak | ||
Equally, we are asking the Commission to come forward with some form of thought process. Aynı şekilde, Komisyon'dan bir tür düşünce süreciyle ortaya çıkmasını istiyoruz. More Sentences |
||||
Phrasals | ||||
Öbek Fiiller | come forward f. | (yardım etmek için) gönüllü olmak | ||
Six men came forward to volunteer for the work. Altı adam bu iş için gönüllü oldu. More Sentences |
||||
Öbek Fiiller | come forward f. | (yardım etmek için) gönüllü olmak | ||
Six men came forward to volunteer for the work. Altı adam bu iş için gönüllü oldu. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | come forward f. | ortaya atılmak | ||
Genel | come forward f. | meydana atılmak | ||
Genel | come forward f. | belirli bir amaçla ortaya çıkmak | ||
Phrasals | ||||
Öbek Fiiller | come forward f. | öne çıkmak | ||
Öbek Fiiller | come forward f. | bir yerde toplanmak | ||
Öbek Fiiller | come forward f. | bir toplanma noktasına ilerlemek | ||
Öbek Fiiller | come forward f. | öne/kürsüye çıkmak | ||
Öbek Fiiller | come forward f. | (bilgiyle, kanıtla) ortaya çıkmak | ||
Öbek Fiiller | come forward f. | (yardım etmek için) öne atılmak | ||
Öbek Fiiller | come forward f. | öne, ileriye, kürsüye, tahtaya çıkmak | ||
Öbek Fiiller | come forward f. | (bilgiyle, kanıtla) ortaya çıkmak | ||
Öbek Fiiller | come forward f. | (yardım etmek için) öne atılmak |
İngilizce | Türkçe | |
---|---|---|
Phrasals | ||
Öbek Fiiller | come forward (with something) f. | (bir fikirle, bilgiyle) çıkagelmek |
Öbek Fiiller | come forward (with something) f. | (bir fikirle, bilgiyle) ortaya çıkmak |
Öbek Fiiller | come forward (with something) f. | (bir fikir, bilgi) getirmek |