| İngilizce | Türkçe | |||
|---|---|---|---|---|
| Common Usage | ||||
| Yaygın Kullanım | comprise f. | kapsamak | ||
|
This original draft included financial services; so it comprised all distance marketing plus financial services. Bu orijinal taslak finansal hizmetleri de içeriyordu; yani tüm uzaktan pazarlama artı finansal hizmetleri kapsıyordu. More Sentences |
||||
| Yaygın Kullanım | comprise f. | içermek | ||
|
Democracy also comprises the possibility for dialogue with the citizens in the process. Demokrasi aynı zamanda süreç içerisinde vatandaşlarla diyalog imkanını da içerir. More Sentences |
||||
| General | ||||
| Genel | comprise f. | oluşturmak | ||
|
Female students comprise more than half of the class. Kız öğrenciler sınıfın yarısından fazlasını oluşturmaktadır. More Sentences |
||||
| Genel | comprise f. | oluşmak | ||
|
The conference area comprises three rooms, with access to an outdoor patio area. Konferans alanı üç odadan oluşmakta ve açık bir veranda alanına erişimi bulunmaktadır. More Sentences |
||||
| Technical | ||||
| Teknik | comprise f. | içermek | ||
|
It comprised numerous obligations and, worse still, numerous prohibitions. Çok sayıda yükümlülük ve daha da kötüsü çok sayıda yasak içeriyordu. More Sentences |
||||
| General | ||||
| Genel | comprise i. | kapsama | ||
| Genel | comprise f. | kaplamak | ||
| Genel | comprise f. | içine almak | ||
| Genel | comprise f. | -den oluşmak | ||
| Genel | comprise f. | ihata etmek | ||
| Genel | comprise f. | havi olmak | ||
| Genel | comprise f. | ihtiva etmek | ||
| Genel | comprise f. | bünyesinde bulundurmak | ||
| Genel | comprise f. | mürekkep olmak | ||
| Genel | comprise f. | tazammun etmek | ||
| Technical | ||||
| Teknik | comprise f. | ihtiva etmek | ||
| Archaic | ||||
| Eski Kullanım | comprise f. | şamil olmak | ||
| İngilizce | Türkçe | |||
|---|---|---|---|---|
| Common Usage | ||||
| Yaygın Kullanım | comprise of f. | oluşmak | ||
| General | ||||
| Genel | comprise a whole f. | bir bütün teşkil etmek | ||
| Genel | comprise one part of f. | bir bölümünü oluşturmak | ||
| Genel | comprise a basis for f. | zemin teşkil etmek | ||
| Genel | comprise a basis for f. | temel oluşturmak | ||
| Genel | comprise [obsolete] f. | anlamak | ||
| Genel | comprise [obsolete] f. | ele geçirmek | ||
| Genel | comprise [obsolete] f. | el koymak | ||
| Genel | comprise [obsolete] f. | çevrelemek | ||
| Genel | comprise [obsolete] f. | tutmak | ||
| Genel | comprise [obsolete] f. | zapt etmek | ||
