İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | compromise with f. | ile uzlaşmak | ||
Finally, compromise with the US is one thing. Son olarak, ABD ile uzlaşmak başka bir şeydir. More Sentences |
||||
Genel | compromise with f. | ile uyuşmak | ||
Phrasals | ||||
Öbek Fiiller | compromise with f. | ödün vererek uzlaşmak | ||
Öbek Fiiller | compromise with f. | ödün vererek anlaşmak | ||
Öbek Fiiller | compromise with f. | ödün vererek anlaşmaya varmak | ||
Öbek Fiiller | compromise with f. | taviz vererek uzlaşmak | ||
Öbek Fiiller | compromise with f. | taviz vererek uzlaşma sağlamak | ||
Öbek Fiiller | compromise with f. | taviz vererek anlaşmak |