cruise - Türkçe İngilizce Sözlük

cruise

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

"cruise" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 64 sonuç

İngilizce Türkçe
General
cruise i. gemi gezisi
We met on a cruise.
Bir gemi gezisinde tanıştık.

More Sentences
cruise i. gemiyle yolculuk
Finally, check out Chilli Pepper Single Hotel if you decide to cruise.
Son olarak, gemi yolculuğu yapmaya karar verirseniz Chilli Pepper Single Hotel'e göz atın.

More Sentences
cruise f. yol almak
We are cruising at an altitude of 39,000 feet.
39,000 fit yükseklikte yol alıyoruz.

More Sentences
cruise f. seyretmek
We are cruising at an altitude of 39,000 feet.
Şu anda 39,000 fit yükseklikte seyrediyoruz.

More Sentences
Computer
cruise i. seyahat
The prize money enabled me to go on a world cruise.
Para ödülü benim bir dünya seyahatine çıkmamı sağladı.

More Sentences
Marine
cruise i. gemi seyahati
Finally, check out Chilli Pepper Single Hotel if you decide to cruise.
Son olarak, gemiyle seyahat etmeye karar verirseniz Chilli Pepper Single Hotel'e göz atın.

More Sentences
cruise i. kruvaziyer
Even on popular cruise lines, space in the rooms are limited.
Popüler kruvaziyer hatlarında bile odalardaki alan sınırlıdır.

More Sentences
cruise i. sefer
How many cruises are there each day?
Her gün kaç gemi seferi var?

More Sentences
General
cruise i. deniz yolculuğu (tatil amacıyla yapılan)
cruise i. gezinme
cruise i. etrafı kolaçan ederek dolaşma (polis, polis arabası)
cruise i. dolanma
cruise i. dolaşma (taksi şoförü, taksi müşteri arayarak)
cruise i. dolaşma
cruise i. tekne gezisi
cruise i. gemiyle gezinti
cruise i. deniz gezisi
cruise i. deniz gezintisi
cruise i. turistik gemi yolculuğu
cruise f. gemi ile dolaşmak
cruise f. dolaşmak (polis/polis arabası) (etrafı kolaçan ederek)
cruise f. aynı hızla uzunca bir süre gitmek
cruise f. sokaklarda dolaşarak müşteri aramak (fahişe)
cruise f. dolaşmak (taksi şoförü taksi müşteri arayarak)
cruise f. gezinmek
cruise f. dolaşmak
cruise f. dolanmak
cruise f. gemi ile gezmek
cruise f. kadın peşinde koşmak
cruise f. dolaşmak (gemiyle)
cruise f. seyir etmek
cruise f. gemiyle gezmek
cruise f. ağır ağır gitmek
cruise f. kereste verimini incelemek
cruise f. cinsel ilişki teklifinde bulunmak
cruise f. araştırmak
cruise f. bakınmak
cruise f. (siteyi, seçenekleri) gezinerek incelemek
cruise f. (bebek) bir yere tutunarak küçük adımlar atmak
Colloquial
cruise f. (kanallara, sayfalara) göz atmak
cruise f. zap yapmak
cruise f. (sitede) sörf yapmak
Technical
cruise i. düz uçuş
cruise i. uçuş koşulları için en uygun hız ve yükseklikteki uçuş
cruise i. uygun sürat ve yükseklikteki uçuş
Automotive
cruise i. seyir
cruise f. otomobille gezmek
Traffic
cruise f. (uçak) seyir hızında uçurmak
cruise f. (araba veya kamyon) seyir hızında sürmek
Aeronautic
cruise i. seyir
cruise i. yolculuk
cruise f. (uçak) motora en uygun hızda uçmak
Marine
cruise i. deniz gezisi
cruise i. deniz seyahati
cruise i. dolaşma
cruise i. seyir
cruise i. taşıma amaçlı değil de sadece deniz seferinin zevkini tatmak için yapılan gemi yolculuğu
cruise f. dolaşmak (gemi vb)
cruise f. seyretmek
cruise f. sefere çıkmak
cruise f. sefer yapmak
Marine Biology
cruise i. seyr-ü sefer
Military
cruise f. (savaş gemisinde) düşman araçlarını aramak
British Slang
cruise f. piyasa yapmak

"cruise" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 135 sonuç

İngilizce Türkçe
Technical
cruise control i. hız kontrolü
Tom turned on cruise control and coasted for a while.
Tom hız kontrolünü açtı ve bir süre sahil boyunca gitti.

More Sentences
Automotive
cruise control i. seyir kontrolü
Problems and accidents involving cruise control can be seen all over Europe.
Seyir kontrolüyle ilgili sorunlar ve kazalar tüm Avrupa'da görülebilir.

More Sentences
Traffic
cruise control i. hız sabitleyici
Problems and accidents involving cruise control can be seen all over Europe.
Hız sabitleyici ile ilgili sorunlar ve kazalar Avrupa'nın her yerinde görülebilir.

More Sentences
Marine
cruise ship i. yolcu gemisi
Some cruise ships have too many passengers.
Bazı yolcu gemilerinin çok fazla yolcusu var.

More Sentences
Military
cruise missiles i. seyir füzeleri
This aircraft is stealthy and carries cruise missiles.
Bu uçak gizlidir ve seyir füzeleri taşımaktadır.

More Sentences
General
shakedown cruise i. alıştırma seferi
cruise liner i. lüks mavi yolculuk gemisi
wildlife cruise i. (nehir/göl üzerinde yapılan) vahşi hayat gezisi
cruise control i. hız kontrol düzeni
cruise missile i. güdümlü nükleer füze
boat cruise i. tekne gezisi
romantic cruise i. romantik gemi turu
cruise ship entertainer i. yolcu gemisi komedyeni
cruise ship entertainer i. yolcu gemisinde göstericilik yapan kimse
leisure cruise i. eğlence gezisi
take a cruise f. vapurla geziye çıkmak
go on a cruise f. vapurla geziye çıkmak
Phrasals
cruise around in (something) f. bir vasıtayla gezinmek/dolaşmak
cruise around in something f. bir vasıtayla gezinmek/dolaşmak
cruise by f. kolayca/hızla yetişip yanından geçmek
cruise by f. (birini) kolayca sollamak/geride bırakmak
cruise by f. yağ gibi kayarak (birini) geçmek
cruise by f. çok hızlı geçmek/olup bitmek
cruise by f. zaman su gibi akıvermek
cruise by f. uğramak
cruise by f. gelip gitmek
cruise by f. girip çıkmak
cruise by f. (birini) kısa bir süreliğine görmeye gidip çıkmak
cruise by f. sollamak
cruise by f. geçip gitmek
cruise by f. geride bırakmak
cruise by f. çabucak geçip gitmek
cruise by f. ne olduğunu anlamadan gelip geçmek
cruise by f. kısa süreli ziyarette bulunmak
cruise by f. kapıdan uğrayıp çıkmak
cruise by f. bir girip çıkmak
cruise through (something) f. (bir yer) boyunca çabucak seyahat etmek
cruise through (something) f. (bir yeri) boydan boya hızla gezmek
cruise through (something) f. (bir şeyin) içinden hızla geçmek
cruise through (something) f. tereyağından kıl çeker gibi yapmak
cruise through (something) f. kolayca halletmek
cruise through (something) f. pek uğraşmadan başarmak
cruise through (something) f. (bir şeyi) kısa sürede okumak
cruise around in something f. bell bir araçla etrafta dolaşmak
cruise around in something f. başı boş gezmek (araçla)
cruise around in something f. belli bir araçla yollara düşmek
cruise around in something f. arabayla turlamak
cruise through f. bir yer boyunca çabucak seyahat etmek
cruise through f. bir yeri boydan boya hızla gezmek
cruise through f. bir şeyin içinden hızla geçmek
cruise through f. tereyağından kıl çeker gibi yapmak
cruise through f. kolayca halletmek
cruise through f. pek uğraşmadan başarmak
cruise through f. kısa süreli ziyarette bulunmak
cruise through f. kapıdan uğrayıp çıkmak
cruise through f. bir girip çıkmak
cruise around in f. ile gezinmek/dolaşmak
cruise around in f. bell bir araçla etrafta dolaşmak
cruise around in f. başı boş gezmek (araçla)
cruise around in f. belli bir araçla yollara düşmek
cruise around in f. arabayla turlamak
cruise around in f. ile turlamak
cruise through f. hızlıca ve kolaylıkla okumak
cruise through f. hemen okuyuvermek
Colloquial
(it's) time to cruise expr. ayrılık zamanı
(it's) time to cruise expr. gitme vakti
(it's) time to cruise expr. yola koyulma vakti geldi
(it's) time to cruise expr. yol göründü
(it's) time to cruise expr. gitme vakti geldi
time to cruise expr. ayrılık zamanı
time to cruise expr. gitme vakti
time to cruise expr. yola koyulma vakti
time to cruise expr. yol göründü
Tourism
cruise holiday i. gemi gezisi/turu
cruise tour i. gemi gezisi/turu
cruise holiday i. gemi tatili
cruise tourism i. kruvaziyer turizmi
theme cruise i. konulu deniz seyahati
blue cruise i. mavi tur
blue cruise i. mavi yolculuk
special cruise train i. özel turistik tren
cruise train i. turistik tren
Technical
cruise control i. hız programlayıcısı
cruise control i. hız sabitleyici sistem
cruise control i. hız limitörü
control for cruise control i. hız programlayıcısı
cruise control i. otomatik hız kontrolü
cruise control kit i. otomatik hız kontrolü kiti
cc cruise control i. seyir kontrolü
adaptive cruise control i. trafikteki diğer araçların hızına uyan ve aradaki mesafeyi düzenleyen sistem
adaptive cruise control i. uyarlanabilir seyir kontrolü
adaptive cruise control i. uyarlamalı seyir kontrolü
Computer
cruise on in i. siz de katılın
Automotive
intelligent cruise control subsystem i. akıllı seyrüsefer kontrol tali sistemi
adaptive cruise control i. adaptif seyir kontrol düzeni
adaptive cruise control with auto steer assist i. adaptif seyir kontrolü ve direksiyon desteği
dynamic laser cruise control i. dinamik lazerli seyir kontrolü
cruise range i. kalan yakıtla gidilen mesafe
cruise control i. otomatik seyir kontrolü
cruise control system i. seyir kontrol sistemi
cruise control switch i. seyir kontrolü düğmesi
Railway
cruise train i. turistik tren
Aeronautic
cruise control i. düz uçuş kumandası
cruise climb i. düz uçuşta irtifa
air launched cruise missile i. havadan atılan cruise füzesi
cruise climb i. seyahat tırmanması
cruise climb i. seyir tırmanışı
cruise control i. seyahat kumandası
cruise performance i. uçuş performansı
Marine
cruise tourism i. gemi yoluyla yolcu taşınan turizm türü
shakedown cruise i. geminin inşa veya tamir edilmesinin ardından yaptığı ilk sefer
cruise line i. gemi turu şirketi
theme cruise i. halkın belli bir kesimi için düzenlenmiş deniz seyahati
cruise liner i. yolcu gemisi
ocean cruise i. büyük bir tür okyanus gemisi
cruise along f. dolaşmak
go on a cruise f. sefere çıkmak
take a cruise f. sefere çıkmak
Military
cruise missile i. cruise füzesi
sea-launched cruise missile i. denizden atılan cruise füzesi
cruise speed i. düz uçuş sürati
air launched cruise missile i. havadan atılan cruise füzesi
air-launched cruise missile i. havadan atılan kruz füzesi
ground launched cruise missile i. karadan fırlatılan güdüm füzesi
ground launched cruise missile i. karadan atılan güdüm füzesi
cruise missiles i. kruz füzeleri
cruise missile i. kruz füzesi
cruise missile i. seyir füzesi
tactical cruise missile i. taktik cruise
buddy cruise i. tanker uçağı ve yakıt alan uçağın kol halinde uçması
ground launched cruise missile i. yerden atılan güdüm füzesi
slcm (submarine-launched cruise missile) i. denizaltından fırlatılan seyir füzesi
slcm (sea-launched cruise missile) i. denizden fırlatılan seyir füzesi
Abbreviation
alcm (air-launched cruise missile) i. havadan atılan kruz füzesi
Slang
booze cruise i. (kaçak) alkol/içki almak için yapılan günübirlik seyahat