İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | cruise i. | gemi gezisi | ||
We met on a cruise. Bir gemi gezisinde tanıştık. More Sentences |
||||
Genel | cruise i. | gemiyle yolculuk | ||
Finally, check out Chilli Pepper Single Hotel if you decide to cruise. Son olarak, gemi yolculuğu yapmaya karar verirseniz Chilli Pepper Single Hotel'e göz atın. More Sentences |
||||
Genel | cruise f. | yol almak | ||
We are cruising at an altitude of 39,000 feet. 39,000 fit yükseklikte yol alıyoruz. More Sentences |
||||
Genel | cruise f. | seyretmek | ||
We are cruising at an altitude of 39,000 feet. Şu anda 39,000 fit yükseklikte seyrediyoruz. More Sentences |
||||
Computer | ||||
Bilgisayar | cruise i. | seyahat | ||
The prize money enabled me to go on a world cruise. Para ödülü benim bir dünya seyahatine çıkmamı sağladı. More Sentences |
||||
Marine | ||||
Denizcilik | cruise i. | gemi seyahati | ||
Finally, check out Chilli Pepper Single Hotel if you decide to cruise. Son olarak, gemiyle seyahat etmeye karar verirseniz Chilli Pepper Single Hotel'e göz atın. More Sentences |
||||
Denizcilik | cruise i. | kruvaziyer | ||
Even on popular cruise lines, space in the rooms are limited. Popüler kruvaziyer hatlarında bile odalardaki alan sınırlıdır. More Sentences |
||||
Denizcilik | cruise i. | sefer | ||
How many cruises are there each day? Her gün kaç gemi seferi var? More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | cruise i. | deniz yolculuğu (tatil amacıyla yapılan) | ||
Genel | cruise i. | gezinme | ||
Genel | cruise i. | etrafı kolaçan ederek dolaşma (polis, polis arabası) | ||
Genel | cruise i. | dolanma | ||
Genel | cruise i. | dolaşma (taksi şoförü, taksi müşteri arayarak) | ||
Genel | cruise i. | dolaşma | ||
Genel | cruise i. | tekne gezisi | ||
Genel | cruise i. | gemiyle gezinti | ||
Genel | cruise i. | deniz gezisi | ||
Genel | cruise i. | deniz gezintisi | ||
Genel | cruise i. | turistik gemi yolculuğu | ||
Genel | cruise f. | gemi ile dolaşmak | ||
Genel | cruise f. | dolaşmak (polis/polis arabası) (etrafı kolaçan ederek) | ||
Genel | cruise f. | aynı hızla uzunca bir süre gitmek | ||
Genel | cruise f. | sokaklarda dolaşarak müşteri aramak (fahişe) | ||
Genel | cruise f. | dolaşmak (taksi şoförü taksi müşteri arayarak) | ||
Genel | cruise f. | gezinmek | ||
Genel | cruise f. | dolaşmak | ||
Genel | cruise f. | dolanmak | ||
Genel | cruise f. | gemi ile gezmek | ||
Genel | cruise f. | kadın peşinde koşmak | ||
Genel | cruise f. | dolaşmak (gemiyle) | ||
Genel | cruise f. | seyir etmek | ||
Genel | cruise f. | gemiyle gezmek | ||
Genel | cruise f. | ağır ağır gitmek | ||
Genel | cruise f. | kereste verimini incelemek | ||
Genel | cruise f. | cinsel ilişki teklifinde bulunmak | ||
Genel | cruise f. | araştırmak | ||
Genel | cruise f. | bakınmak | ||
Genel | cruise f. | (siteyi, seçenekleri) gezinerek incelemek | ||
Genel | cruise f. | (bebek) bir yere tutunarak küçük adımlar atmak | ||
Colloquial | ||||
Konuşma Dili | cruise f. | (kanallara, sayfalara) göz atmak | ||
Konuşma Dili | cruise f. | zap yapmak | ||
Konuşma Dili | cruise f. | (sitede) sörf yapmak | ||
Technical | ||||
Teknik | cruise i. | düz uçuş | ||
Teknik | cruise i. | uçuş koşulları için en uygun hız ve yükseklikteki uçuş | ||
Teknik | cruise i. | uygun sürat ve yükseklikteki uçuş | ||
Automotive | ||||
Otomotiv | cruise i. | seyir | ||
Otomotiv | cruise f. | otomobille gezmek | ||
Traffic | ||||
Trafik | cruise f. | (uçak) seyir hızında uçurmak | ||
Trafik | cruise f. | (araba veya kamyon) seyir hızında sürmek | ||
Aeronautic | ||||
Havacılık | cruise i. | seyir | ||
Havacılık | cruise i. | yolculuk | ||
Havacılık | cruise f. | (uçak) motora en uygun hızda uçmak | ||
Marine | ||||
Denizcilik | cruise i. | deniz gezisi | ||
Denizcilik | cruise i. | deniz seyahati | ||
Denizcilik | cruise i. | dolaşma | ||
Denizcilik | cruise i. | seyir | ||
Denizcilik | cruise i. | taşıma amaçlı değil de sadece deniz seferinin zevkini tatmak için yapılan gemi yolculuğu | ||
Denizcilik | cruise f. | dolaşmak (gemi vb) | ||
Denizcilik | cruise f. | seyretmek | ||
Denizcilik | cruise f. | sefere çıkmak | ||
Denizcilik | cruise f. | sefer yapmak | ||
Marine Biology | ||||
Deniz Biyolojisi | cruise i. | seyr-ü sefer | ||
Military | ||||
Askeri | cruise f. | (savaş gemisinde) düşman araçlarını aramak | ||
British Slang | ||||
İngiliz Argosu | cruise f. | piyasa yapmak |