İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | cynicism i. | kinizm | ||
It would be an act of cynicism for Member States to dilute these proposals further. Üye Devletlerin bu önerileri daha da sulandırması bir kinizm eylemi olacaktır. More Sentences |
||||
Psychology | ||||
Psikoloji | cynicism i. | sinizm | ||
You said that politicians feel a sense of frustration, not to mention cynicism. Politikacıların hayal kırıklığı hissettiğini söylediniz, sinizmden bahsetmediniz bile. More Sentences |
||||
Philosophy | ||||
Felsefe | cynicism i. | alaycılık | ||
Faced with so much hypocrisy and cynicism, we prefer to abstain. Bu kadar çok ikiyüzlülük ve alaycılık karşısında çekimser kalmayı tercih ediyoruz. More Sentences |
||||
Felsefe | cynicism i. | kinizm | ||
Your cynicism will destroy you one day. Kinizminiz bir gün sizi yok edecek. More Sentences |
||||
Felsefe | cynicism i. | sinizm | ||
The abrupt change of direction by the US might well be viewed with a degree of cynicism. ABD'nin ani yön değişikliği bir dereceye kadar sinizmle karşılanabilir. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | cynicism i. | kinik fikir | ||
Genel | cynicism i. | kinik söz | ||
Philosophy | ||||
Felsefe | cynicism i. | kinikler okulu | ||
Felsefe | cynicism i. | kuşkuculuk | ||
Felsefe | cynicism i. | şüphecilik |