Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | dünya çapındaki | worldwide s. | ||
We are always being accused of drafting European norms and disregarding worldwide conventions. Her zaman Avrupa normlarını hazırlayıp dünya çapındaki sözleşmeleri göz ardı etmekle suçlanıyoruz. More Sentences |
||||
Genel | dünya çapındaki | world-wide s. |
Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
General | ||
Genel | dünya çapındaki çatışmalar | conflicts world-wide i. |
Computer | ||
Bilgisayar | dünya çapındaki daha küçük bilgisayar ağlarını bağlayan geniş bilgisayar ağı | the internet i. |
Religious | ||
Dini | 20. yüzyılda ortaya çıkıp hristiyan birliğini amaçlayan dünya çapındaki bir harekete ait veya ilgili | oecumenical s. |