Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | dünyaca ünlü | world-famous s. | ||
Tom is a world-famous bus conductor. Tom dünyaca ünlü bir otobüs şoförü. More Sentences |
||||
Colloquial | ||||
Konuşma Dili | dünyaca ünlü | world famous s. | ||
Tom became world famous. Tom dünyaca ünlü oldu. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | dünyaca ünlü | worldwide known s. | ||
Genel | dünyaca ünlü | globally known s. | ||
Genel | dünyaca ünlü | world wide known s. | ||
Genel | dünyaca ünlü | world-renowned s. | ||
Genel | dünyaca ünlü | renowned worldwide s. | ||
Colloquial | ||||
Konuşma Dili | dünyaca ünlü | world-renowned s. |
Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
General | ||
Genel | dünyaca ünlü şarkıcı | world renowned singer i. |
Genel | dünyaca ünlü şarkıcı | world famous singer i. |
Genel | new york şehrindeki dünyaca ünlü tiyatro bölgesi | broadway i. |
Genel | M.Ö. 4. yüzyılda sirakuza'da hükümdar olan dionysios'un sarayında yaşamış ve dünyaca ünlü damokles'in kılıcı deyiminin zamanımıza kadar gelmesine sebep olmuş kişi | damocles i. |
Geography | ||
Coğrafya | new york'ta bulunan dünyaca ünlü konser salonu | carnegie hall i. |