|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
Common Usage |
|
1 |
Yaygın Kullanım |
(daha basit bir hale) dönüştürmek |
reduce f.
|
|
2 |
Yaygın Kullanım |
daha hızlı gitmek |
outspeed f.
|
|
3 |
Yaygın Kullanım |
daha süratli gitmek |
outspeed f.
|
|
4 |
Yaygın Kullanım |
daha fazla |
more s.
|
|
5 |
Yaygın Kullanım |
daha iyi |
better s.
|
|
6 |
Yaygın Kullanım |
daha büyük |
bigger s.
|
|
7 |
Yaygın Kullanım |
daha az |
less s.
|
|
8 |
Yaygın Kullanım |
-den daha |
more than s.
|
|
9 |
Yaygın Kullanım |
daha önce olan |
prior s.
|
|
10 |
Yaygın Kullanım |
daha erken olan |
prior s.
|
|
11 |
Yaygın Kullanım |
bir kez daha |
once more zf.
|
|
12 |
Yaygın Kullanım |
az daha |
almost zf.
|
|
13 |
Yaygın Kullanım |
bir kez daha |
once again zf.
|
|
14 |
Yaygın Kullanım |
bir daha |
again zf.
|
|
15 |
Yaygın Kullanım |
daha ileri |
further zf.
|
|
16 |
Yaygın Kullanım |
daha öte |
further zf.
|
|
17 |
Yaygın Kullanım |
bir daha |
once more zf.
|
|
|
18 |
Yaygın Kullanım |
bir kere daha |
once more zf.
|
|
19 |
Yaygın Kullanım |
bir kere daha |
once again zf.
|
|
20 |
Yaygın Kullanım |
daha şimdiden |
already zf.
|
|
21 |
Yaygın Kullanım |
bir defa daha |
once again zf.
|
|
General |
|
22 |
Genel |
toprağı daha bereketli hale getiren |
enricher i.
|
|
23 |
Genel |
daha uzun yaşama |
survival i.
|
|
24 |
Genel |
daha sıkıcı olanı |
drabber i.
|
|
25 |
Genel |
daha da kötüsü |
worse i.
|
|
26 |
Genel |
dört yaşından daha küçük boğalarla güreşen boğa güreşçisi |
novillero i.
|
|
27 |
Genel |
daha kötüsü |
worse still i.
|
|
28 |
Genel |
iki veya daha fazla parçadan oluşan giysi |
suit i.
|
|
29 |
Genel |
normalden daha büyük penisi varmış gibi davranan |
delow i.
|
|
30 |
Genel |
genellikle 12 kişi veya daha az yolcu alan küçük otobüsler |
minibus i.
|
|
31 |
Genel |
daha lezzetlisi |
daintier i.
|
|
32 |
Genel |
beklenilenden daha az başarı gösterme |
underachieving i.
|
|
33 |
Genel |
bir misli daha |
as much again i.
|
|
34 |
Genel |
daha ileri sevk edilmek üzere |
for onward transmission i.
|
|
35 |
Genel |
kapağı kartondan ve sayfaları normal baskısına göre daha kalitesiz olan kitap |
trade paper edition i.
|
|
36 |
Genel |
daha beter etme |
exacerbating i.
|
|
37 |
Genel |
ışık hızından daha büyük hızlarla hareket eden teorik bir tanecik |
tachyon i.
|
|
38 |
Genel |
daha önceden belirlenmiş olan standartları karşılama |
living up to i.
|
|
39 |
Genel |
daha sıkıcı olanı |
draggier i.
|
|
40 |
Genel |
daha aşağı bir nitelikte olma |
inferiority i.
|
|
41 |
Genel |
sesten daha hızlı giden her türlü taşıt |
supersonic transport i.
|
|
42 |
Genel |
saçta daha açık renkteki kısımlar |
highlights i.
|
|
43 |
Genel |
daha kurnaz olanı |
downier i.
|
|
44 |
Genel |
daha tahtamsı olan |
woodener i.
|
|
45 |
Genel |
daha ayrıntılı bir şekilde söyleme |
amplification i.
|
|
46 |
Genel |
35 mm'lik veya daha dar bir film kullanan fotoğraf makinesi |
miniature camera i.
|
|
47 |
Genel |
daha iyisi |
better i.
|
|
48 |
Genel |
saati standart zamanın bir saat ilerisine geçirerek akşamları gün ışığından bir saat daha faydalanma |
daylight saving i.
|
|
49 |
Genel |
daha uzak nokta |
more distant point i.
|
|
50 |
Genel |
daha başlamadan yarıştan çekilen |
nonstarter i.
|
|
51 |
Genel |
daha aşağı bir nitelikte olma |
deteriority i.
|
|
52 |
Genel |
kaba veya ağır bir söz yerine aynı anlamı veren daha hafif bir söz söyleyen |
euphemist i.
|
|
53 |
Genel |
kişinin kendinden daha üstün bir insanın kendisine aşık olduğuna inanması |
erotomania i.
|
|
54 |
Genel |
ön ve arka kısımları daha geniş böylece dönüşlerde kolaylık sağlayan kayak |
carving ski i.
|
|
55 |
Genel |
daha ağır |
graver i.
|
|
56 |
Genel |
daha kuvvetli geliş |
grow stronger i.
|
|
57 |
Genel |
beklentilerden daha az oranda başarılı olan |
underachiever i.
|
|
|
58 |
Genel |
daha çekici yapma |
sweetening i.
|
|
59 |
Genel |
üç defa daha hızlı ispanyol halk dansı |
jota i.
|
|
60 |
Genel |
daha uzun bir şekilde söyleme |
amplification i.
|
|
61 |
Genel |
daha sersem olanı |
dozier i.
|
|
62 |
Genel |
daha önce kapma |
preoccupancy i.
|
|
63 |
Genel |
daha kötü olma durumu |
deteriority i.
|
|
64 |
Genel |
iki ya da daha çok uçağın uçma yeteneğinin birbiriyle kıyaslanması |
flyoff i.
|
|
65 |
Genel |
daha iyi bir duruma getirme |
uplift i.
|
|
66 |
Genel |
normalden daha yüksek sınıf veya standart |
prestige i.
|
|
67 |
Genel |
toprağı daha bereketli hale getirme |
enriching i.
|
|
68 |
Genel |
birbirini izleyen iki ya da daha fazla sayıda tümce ya da dizenin sonlarının tekrarı |
epistrophe i.
|
|
69 |
Genel |
kapağı kartondan ve sayfaları normal baskısına göre daha kalitesiz olan kitap |
trade paperback i.
|
|
70 |
Genel |
kişinin kendinden daha üstün bir insanın kendisine aşık olduğuna inanması |
clerambault's syndrome i.
|
|
71 |
Genel |
daha bilge |
sager i.
|
|
72 |
Genel |
geleneksel tipteki uçakların gerektirdiğinden daha kısa pistlerde çalışabilen uçaklar |
short takeoff and landing i.
|
|
73 |
Genel |
beklenenden daha az başarı gösteren |
underachieving i.
|
|
74 |
Genel |
daha üst bir sınıfa vb geçme |
promotion to i.
|
|
75 |
Genel |
beklenilenden daha başarılı |
overachiever i.
|
|
76 |
Genel |
sağ elin sol ele nazaran daha kontrollü kullanılması |
dextrality i.
|
|
77 |
Genel |
ortalamadan daha fazla güneş ışığı alan bölge |
sunbelt i.
|
|
78 |
Genel |
sudan daha ağır olup batma durumu |
negative buoyancy i.
|
|
79 |
Genel |
işin daha kötüsü |
worse still i.
|
|
80 |
Genel |
daha kötüsü |
worse i.
|
|
81 |
Genel |
daha fazla bilgi |
further information i.
|
|
82 |
Genel |
bir kitapta konuyla ilgili daha geniş açıklama için oluşturulmuş ek kısım |
excursus i.
|
|
83 |
Genel |
daha çok filipinler'de görülen küçük otobüs |
jeepney i.
|
|
84 |
Genel |
daha muktedir |
abler i.
|
|
85 |
Genel |
ışık hızından daha hızlı uzay motoru |
warp drive i.
|
|
86 |
Genel |
daha hoş yapma |
sweetening i.
|
|
87 |
Genel |
daha ileride olma |
eldership i.
|
|
88 |
Genel |
daha güçlü başka bir devletçe kontrol edilip korunan devlet |
protectorate i.
|
|
89 |
Genel |
daha da ekleme |
superadding i.
|
|
90 |
Genel |
yaşça daha büyük olma |
eldership i.
|
|
91 |
Genel |
iki veya daha çok şirketin birleşmesi |
merger i.
|
|
92 |
Genel |
daha nazik |
gentler i.
|
|
93 |
Genel |
daha detaylı bir şekilde söyleme |
amplification i.
|
|
94 |
Genel |
daha önceki olaya uygulanabilen |
ex post facto i.
|
|
95 |
Genel |
daha sonradan ortaya çıkan etki |
aftereffect i.
|
|
96 |
Genel |
daha sersem olanı |
dopier i.
|
|
97 |
Genel |
kıtadan daha küçük, geniş kara parçası |
subcontinent i.
|
|
98 |
Genel |
daha da fazla olma |
deal i.
|
|
99 |
Genel |
daha az şey |
less i.
|
|
100 |
Genel |
rakım olarak daha alçak bölgelerde yaşayan kimse |
lowlander i.
|
|
101 |
Genel |
yüne daha çok benzeyen |
woollier i.
|
|
102 |
Genel |
alışılandan çok daha bol |
bumper i.
|
|
103 |
Genel |
daha kuvvetli bir ışık altında mum ışığının görülememesi durumu |
shadowing i.
|
|
104 |
Genel |
daha üst seviyede bir güç kaynağı dolayısıyla görevini yapamayacak durumda olma |
shadowing i.
|
|
105 |
Genel |
daha köhne |
slummier i.
|
|
106 |
Genel |
daha iyi kalite |
better quality i.
|
|
107 |
Genel |
daha aşağı |
lower i.
|
|
108 |
Genel |
daha fazla destek |
further assistance i.
|
|
109 |
Genel |
beklenenden daha düşük bir performans sergileme |
underperforming i.
|
|
110 |
Genel |
daha güçsüz birine geçmiş yetki |
devolved power i.
|
|
111 |
Genel |
alt dişlerinin üst dişlere göre daha önde olması |
underbite i.
|
|
112 |
Genel |
daha geleneksel |
more traditional i.
|
|
113 |
Genel |
beklenenden daha başarılı olma |
overachievement i.
|
|
114 |
Genel |
beklenenden daha başarısız olma |
underachievement i.
|
|
115 |
Genel |
tek metinde birleştirilmiş iki ya da daha fazla sayıda yazı |
conflate text i.
|
|
116 |
Genel |
daha fazla soru |
further question i.
|
|
117 |
Genel |
daha güçlü kanıtlarla ispatlama |
instantiation i.
|
|
118 |
Genel |
daha yüksek bir mahkemeye başvuru |
appeal i.
|
|
119 |
Genel |
parmaklar veya daha nadiren ayak parmakları |
dactylo- i.
|
|
120 |
Genel |
daha geç zaman süreci |
latter-day i.
|
|
121 |
Genel |
oyuncuların diğer oyunculardan daha yükseğe zıplamaya çalışıtıkları bir tür çocuk oyunu |
leap-frog i.
|
|
122 |
Genel |
daha önceki işletim ve değerlendirmede elde edilmeyen bilgiyi tamamlayan değerlendirme |
follow-on operational test and evaluation i.
|
|
123 |
Genel |
üç veya daha çok taraf arasında yapılan anlaşma |
multi-lateral agreement i.
|
|
124 |
Genel |
hangi seçeneğin daha iyi olduğu hiç belli olmayan bir durum |
toss-up i.
|
|
125 |
Genel |
bir kez olan ve bir daha tekrarlanmayan olay |
one-off i.
|
|
126 |
Genel |
bir kere daha |
encore i.
|
|
127 |
Genel |
daha fazlasını koyma |
put of more i.
|
|
128 |
Genel |
daha büyük ölçüde tartışma |
further discussion i.
|
|
129 |
Genel |
daha ayrıntılı tartışma |
further discussion i.
|
|
130 |
Genel |
1980 ve daha sonra doğumlu olanlar |
people born in 1980 and afterwards i.
|
|
131 |
Genel |
daha avantajlı olma durumu |
one upmanship i.
|
|
132 |
Genel |
daha iyi pozisyon |
better position i.
|
|
133 |
Genel |
daha iyi konum |
better position i.
|
|
134 |
Genel |
göründüğünden daha fazlası |
more than meets the eye i.
|
|
135 |
Genel |
bir kişinin kendi hayatı hakkında daha önceden farkına varmadığı ya da bilinçaltına ittiği bir gerçeği öğrenmesi |
anagnorisis i.
|
|
136 |
Genel |
bir fincan kahve daha |
one more cup of coffee i.
|
|
137 |
Genel |
daha düşük maaşlar |
lower salaries i.
|
|
138 |
Genel |
daha az gelişmiş alanlar |
less developed areas i.
|
|
139 |
Genel |
daha uygun koşul |
more suitable condition i.
|
|
140 |
Genel |
daha uygun koşul |
more favorable condition i.
|
|
141 |
Genel |
daha iyi maaşlı iş |
better paid job i.
|
|
142 |
Genel |
maaşı daha iyi olan iş |
better paid job i.
|
|
143 |
Genel |
bir basamak daha |
one more step i.
|
|
144 |
Genel |
bir adım daha |
one more step i.
|
|
145 |
Genel |
daha fazla yardım |
further assistance i.
|
|
146 |
Genel |
doyurulacak bir boğaz daha |
another mouth to feed i.
|
|
147 |
Genel |
daha üstün olma |
betterness i.
|
|
148 |
Genel |
daha iyi olma |
betterness i.
|
|
149 |
Genel |
daha önce aranmamış bir yerde petrol/maden arayan |
wildcatter i.
|
|
150 |
Genel |
daha iyi bir açı |
a better angle i.
|
|
151 |
Genel |
daha iyi olanaklar |
better opportunities i.
|
|
152 |
Genel |
daha iyi yaşam koşulları |
better living conditions i.
|
|
153 |
Genel |
avrupa için daha temiz kentsel ulaşım |
cleaner urban transport for europe i.
|
|
154 |
Genel |
anlatılan konuyu dinleyicilerin daha iyi anlamasına yardımcı olmaya yönelik işaretlerin kullanıldığı bir teknik |
signposting i.
|
|
155 |
Genel |
konser/gösteri izleme hakkını daha sonra kullanma hakkı |
rain check i.
|
|
156 |
Genel |
daha küçükten daha büyüğe doğru olan akıl yürütme biçimi |
a minore ad maius argument i.
|
|
157 |
Genel |
standarttan daha düşük ses kalitesine sahip ses/müzik |
low fidelity i.
|
|
158 |
Genel |
standarttan daha düşük ses kalitesine sahip ses/müzik |
lo-fi i.
|
|
159 |
Genel |
daha detaylı bakış/araştırma |
further thought i.
|
|
160 |
Genel |
daha derin bakma/inceleme |
further thought i.
|
|
161 |
Genel |
kazananı kaybedene oranla daha fazla zarara uğratmış savaş |
cadmean victory i.
|
|
162 |
Genel |
iki müzik grubunun ya da müzisyenin kimin daha iyi olduğunu görmek için karşı karşıya gelmesi |
rock off i.
|
|
163 |
Genel |
iki veya daha fazla anlamlılık |
equivocality i.
|
|
164 |
Genel |
kutlama için bir neden daha |
one more reason to celebrate i.
|
|
165 |
Genel |
daha başlamadan yarıştan çekilen |
non-starter i.
|
|
166 |
Genel |
yabancı bir dilin karmaşık/anlaşılmaz kullanımı (daha çekici göstermek için) |
flowery i.
|
|
167 |
Genel |
daha iyi performans sergileme |
outperformance i.
|
|
168 |
Genel |
sofra tuzundan daha büyük taneli tuz |
koshering salt i.
|
|
169 |
Genel |
sofra tuzundan daha büyük taneli tuz |
kosher salt i.
|
|
170 |
Genel |
Bakılan görüntü ortadan kalktıktan sonra görsel alanda bir süre daha izlenebilen ardışık görüntü |
after image i.
|
|
171 |
Genel |
insan çabasıyla dünyanın daha yaşanılabilir bir yer haline getirileceğine inanan görüş |
meliorism i.
|
|
172 |
Genel |
daha fazla gelişim |
further development i.
|
|
173 |
Genel |
daha da geliştirme/geliştirilme |
further development i.
|
|
174 |
Genel |
daha fazla/ileri geliştirilmesi |
further development i.
|
|
175 |
Genel |
insan ruhunun (doğmadan) daha önce de varolması |
pre-existence i.
|
|
176 |
Genel |
insan ruhunun (doğmadan) daha önce de varolması |
beforelife i.
|
|
177 |
Genel |
insan ruhunun (doğmadan) daha önce de varolması |
preexistence i.
|
|
178 |
Genel |
insan ruhunun (doğmadan) daha önce de varolması |
pre-mortal existence i.
|
|
179 |
Genel |
saçın renginden daha koyu renkler ile boyanarak yapılan gölgelendirme işlemi |
lowlights i.
|
|
180 |
Genel |
yarışçının boğa üzerinde 8 saniye veya daha uzun süre kalmayı amaçladığı rodeo türü |
bull riding i.
|
|
181 |
Genel |
bir sene daha |
another year i.
|
|
182 |
Genel |
bir yıl daha |
another year i.
|
|
183 |
Genel |
bir sene daha |
one more year i.
|
|
184 |
Genel |
bir yıl daha |
one more year i.
|
|
185 |
Genel |
daha geniş ölçek |
broader scale i.
|
|
186 |
Genel |
daha büyük beden |
bigger size i.
|
|
187 |
Genel |
gerekenden daha fazla iyileşme |
overhealing i.
|
|
188 |
Genel |
beyazların diğer ırklardan daha üstün olduğunu ve toplumu yöntenen kesim olması gerektiğini savunan ırkçı düşünce |
white supremacy i.
|
|
189 |
Genel |
beyaz ırkın diğer ırklardan daha üstün olduğuna inanan kimse |
white supremacist i.
|
|
190 |
Genel |
daha sağlam yapma |
ruggedization i.
|
|
191 |
Genel |
daha dayanıklı tasarlama |
ruggedization i.
|
|
192 |
Genel |
hazreti davut'a ve müritlerine erzak getiren ve daha sonra onun karısı olan kadın |
abigail i.
|
|
193 |
Genel |
bir veya daha fazla kişiye seçim yapma hakkı verilmesi |
compromission i.
|
|
194 |
Genel |
(birini ya da bir şeyi) daha az çekici hale getirme |
deglamorization i.
|
|
195 |
Genel |
(birini ya da bir şeyi) daha az çekici hale getirme |
deglamorisation i.
|
|
196 |
Genel |
ayıp/çirkin şeylerin daha uygun/usturuplu şekilde söylenmesi |
euphemism i.
|
|
197 |
Genel |
atom bombasında patlayan malzemenin genişlemesini geciktiren, ve daha şiddetli bir patlamayı mümkün kılan bir nötron reflektörü |
tapmer i.
|
|
198 |
Genel |
1 knot ve daha alt hızda esen rüzgarlı hava |
calm air i.
|
|
199 |
Genel |
daha yüksek ücret |
higher wage i.
|
|
200 |
Genel |
daha yüksek maaş |
higher wage i.
|
|
201 |
Genel |
daha önceden kayıtsız oluduğunuz birine karşı şimdi duymaya başladığınız saygı |
newfound respect i.
|
|
202 |
Genel |
ağın ana gövdesini daha küçük alt ağlarla birleştiren parça |
backhaul i.
|
|
203 |
Genel |
daha önce cenova'da baş hakimlerden birine verilen unvan |
abbot of the people i.
|
|
204 |
Genel |
daha sonra kullanılır düşüncesiyle biriktirilen eşyalar |
rammle i.
|
|
205 |
Genel |
oyuncuya yeni bir rol daha verme |
recast i.
|
|
206 |
Genel |
arka arkaya oturan iki veya daha fazla kişi tarafından kullanılmak üzere tasarlanmış bisiklet veya kano benzeri araç |
tandem i.
|
|
207 |
Genel |
daha keskin odaklanma |
refocusing i.
|
|
208 |
Genel |
daha fazla eritme |
refusion i.
|
|
209 |
Genel |
daha fazla ergime |
refusion i.
|
|
210 |
Genel |
standart konferans biçiminden daha serbest şekilde organize edilen toplantı |
unconference i.
|
|
211 |
Genel |
ucuz taşın arkasına daha fazla parlaklık sağlamak için uygulanan kaplama |
chaton i.
|
|
212 |
Genel |
çivit mavisinden daha yeşil ve soluk koyu grimsi mavi |
night blue i.
|
|
213 |
Genel |
daha sonra ülkesine geri dönmek şartıyla abd'de geçici bir süre ikamet eden kimse |
nonimmigrant [usa] i.
|
|
214 |
Genel |
daha önceden saat 15:00'de yapılan, şimdilerde roma katolik kilisesi'nde biraz daha erkene alınmış bir ayin |
noon [obsolete] i.
|
|
215 |
Genel |
daha aşağı mevkiye indirme |
relegating i.
|
|
216 |
Genel |
daha aşağı mevkiye indirme |
relegation i.
|
|
217 |
Genel |
daha fazla ödünç para verme |
reloan i.
|
|
218 |
Genel |
iki veya daha şeyden fazla en kestirme olanı |
near i.
|
|
219 |
Genel |
daha fazla büyüme veya gelişmeyi teşvik eden çekirdek veya başlangıç birikimi |
nest egg i.
|
|
220 |
Genel |
belirli bir faaliyette daha önce eğitimi veya deneyimi olmayan kimse |
newcomer i.
|
|
221 |
Genel |
daha küçük olan parçası büyük olanın içine girebilen seyahat çantası |
telescope i.
|
|
222 |
Genel |
daha küçük olan parçası büyük olanın içine girebilen seyahat çantası |
telescope bag i.
|
|
223 |
Genel |
daha büyük kısım |
the most feck i.
|
|
224 |
Genel |
daha fazla kısım |
the most feck i.
|
|
225 |
Genel |
daha da iyisi/beteri |
the topper [usa] i.
|
|
226 |
Genel |
saatte yüz mil veya daha fazla hız yapmayı seven kimse |
ton-up i.
|
|
227 |
Genel |
daha erken bir tarih |
antedate i.
|
|
228 |
Genel |
daha kötü duruma getirme |
embitterment i.
|
|
229 |
Genel |
(hikayeyi daha ilginç kılmak için) hayali ayrıntılar ekleme |
embroidery i.
|
|
230 |
Genel |
daha büyük bir işten önce tamamlanması gereken ufak, nispeten önemsiz işler |
yak shaving i.
|
|
231 |
Genel |
gerekenden daha fazla süre işte bulunma durumu |
presenteeism i.
|
|
232 |
Genel |
bir kurumda daha fazla güç kazanmak isteyen bir kimsenin yaptığı eylemler |
empire-building i.
|
|
233 |
Genel |
beklenenden daha düşük performans gösteren işletme |
underperformer i.
|
|
234 |
Genel |
bir şeyin görünen yüzünden daha az makbul olan diğer yüzü |
underside i.
|
|
235 |
Genel |
kullanılabileceğinden daha az kullanılma |
underuse i.
|
|
236 |
Genel |
daha iyisi |
beat i.
|
|
237 |
Genel |
daha üstünü |
beat i.
|
|
238 |
Genel |
yerine daha iyisi bulunana kadar koleksiyonda tutulan düşük kaliteli eşya |
filler i.
|
|
239 |
Genel |
koleksiyonu daha büyük göstermek için tutulan değeri düşük eşya |
filler i.
|
|
240 |
Genel |
(bir şeyi) daha canlı, çekici hale getirme |
zhoosh i.
|
|
241 |
Genel |
(bir şeyi) küçük dokunuşlarla daha şık hale getirme |
zhoosh i.
|
|
242 |
Genel |
daha canlı çekici ve şık olma |
zhoosh i.
|
|
243 |
Genel |
(bir şeyi) daha canlı, çekici hale getirme |
zhuzh i.
|
|
244 |
Genel |
(bir şeyi) küçük dokunuşlarla daha şık hale getirme |
zhuzh i.
|
|
245 |
Genel |
daha canlı çekici ve şık olma |
zhuzh i.
|
|
246 |
Genel |
100 kilogramdan daha hafif yün balyası içinde yün paketi |
fadge [new zealand] i.
|
|
247 |
Genel |
daha avantajlı olma durumu |
upmanship i.
|
|
248 |
Genel |
birbirine çok benzer iki veya daha fazla şeyden biri |
kissing cousin i.
|
|
249 |
Genel |
(müşteriye) daha fazla şey satmaya çalışma |
upselling i.
|
|
250 |
Genel |
daha sonraki başarılar için dayanak noktası oluşturan basamak |
beachhead i.
|
|
251 |
Genel |
yeni elde edilmiş kaynakları daha önceki bir açığı kapatmak için kullanmak |
lap i.
|
|
252 |
Genel |
ortalama birinden daha iri kimse |
large person i.
|
|
253 |
Genel |
daha büyük olma özelliği veya durumu |
majority [obsolete] i.
|
|
254 |
Genel |
iki şeyden daha iyi olanı |
the better i.
|
|
255 |
Genel |
tartışma ve münazaralarda kullanılan, karşı tarafın gerçek önermesini daha zayıf bir sav ile değiştirip çürüterek üstün gelindiği yanılsamasını yaratan bir taktik |
man of straw i.
|
|
256 |
Genel |
kendisinden daha becerikli bir işçiye yardım eden kimse |
mate i.
|
|
257 |
Genel |
bir veya daha fazla sayıdaki sivri uçlu oval taştan meydana gelen yüzük seti |
marquise i.
|
|
258 |
Genel |
(el falında) elde bulunan, yaşam ve kader çizgisinden daha uzun olan, evlilik ve gönül ilişkilerinin yaklaşık zamanları ile ilgili bilgi veren çizgi |
marriage lines i.
|
|
259 |
Genel |
(el falında) elde bulunan, yaşam ve kader çizgisinden daha uzun olan, evlilik ve gönül ilişkilerinin yaklaşık zamanları ile ilgili bilgi veren çizgi |
line of marriage i.
|
|
260 |
Genel |
yaban mersini kırmızısı veya orta ton nar kırmızısından daha sarımsı ve daha mat olan koyu bir kırmızı |
marroon i.
|
|
261 |
Genel |
(tekstilde) mürdüm renginden daha mat olan ve mora çalan koyu kırmızı tonu |
marroon i.
|
|
262 |
Genel |
daha iyi bir izlenim yaratmak için kılıf uydurma |
window-dressing i.
|
|
263 |
Genel |
bir şeyi bilmemenin daha iyi olması |
blissful ignorance i.
|
|
264 |
Genel |
özellikle bir eli daha kabiliyetli olan kimse |
-hander i.
|
|
265 |
Genel |
daha az önemli olan şey |
handmaiden i.
|
|
266 |
Genel |
geyik postundan daha koyu, zeytin ağacındansa daha sarı ve daha açık olan grimsi ve sarımsı bir kahverengi tonu |
meadowlark i.
|
|
267 |
Genel |
içerisinde genellikle 16 ve daha fazla sayıda sinema salonu bulunduran çok katlı yapı |
megaplex i.
|
|
268 |
Genel |
daha iyi olma özelliği |
meliority i.
|
|
269 |
Genel |
daha iyiye gitme |
meliority i.
|
|
270 |
Genel |
daha değerli olanı feda ederek elde edilen maddi kazanç |
mess of pottage i.
|
|
271 |
Genel |
(gemiler arasında) ağır bir halatı çekmek için kullanılan daha hafif halat |
messenger i.
|
|
272 |
Genel |
ulus veya dünya gibi daha büyük bir oluşumun özeti niteliğindeki topluluk, kuruluş gibi birim |
microcosm i.
|
|
273 |
Genel |
daha yumuşak bir metaldeki tasarımın ters kopyasını basmak için kullanılan sertleştirilmiş kabartmalı çelik silindir |
mill i.
|
|
274 |
Genel |
daha yüksek dereceli hastalık |
worse i.
|
|
275 |
Genel |
daha yüksek dereceli kötülük |
worse i.
|
|
276 |
Genel |
daha kötü olma |
worseness i.
|
|
277 |
Genel |
hile yoluyla daha değerli bir çeşidine dönüştürülmeye çalışılan hakiki posta pulu |
fake i.
|
|
278 |
Genel |
bir başkasının daha küçük veya daha genç haline benzeyen kimse |
mini-me i.
|
|
279 |
Genel |
çıkar amacıyla daha güçlü veya kıdemli bir kimseyi kopya eden kimse |
mini-me i.
|
|
280 |
Genel |
(kumarda) daha sonra kullanmak için kartları saklama |
holdout i.
|
|
281 |
Genel |
adımların diğer hareketlerden daha önemli olduğu dans |
hoofing i.
|
|
282 |
Genel |
zamanın saatlik ve daha küçük birimlerde ölçüm yöntemi |
horometry i.
|
|
283 |
Genel |
biraz daha fazla miktar |
huckleberry i.
|
|
284 |
Genel |
tüccarları bir malı sattıkları fiyattan daha yüksek fiyata almaya zorlayan ani piyasa değişimi |
hug i.
|
|
285 |
Genel |
bacak kısalığı nedeniyle ayaktaki yüksekliği oturma yüksekliğine göre daha kısa olan kimse |
hypomorph i.
|
|
286 |
Genel |
daha önce görülmemiş olup var olduğu varsayılan yaratık |
hypothetical creature i.
|
|
287 |
Genel |
orta çağ'da ağır yaralı düşmanın daha fazla acı çekmesini önlemek için canını almaya yarayan kama |
misericord i.
|
|
288 |
Genel |
orta çağ'da ağır yaralı düşmanın daha fazla acı çekmesini önlemek için canını almaya yarayan kama |
misericorde i.
|
|
289 |
Genel |
kendi rahibi bulunmayıp daha büyük dini kuruluşların desteği ile varlığını sürdüren kilise veya hristiyan cemaati |
mission i.
|
|
290 |
Genel |
klasik baleden daha gayri resmi olan bir modern bale türü |
modern dance i.
|
|
291 |
Genel |
ölçülebilir iki kümeden ilkinin ikincisini kapsadığı durumda ilk kümenin ölçümünün ikincisinden daha az veya ona eşit olması |
monotonicity i.
|
|
292 |
Genel |
daha ayrıntılı tartışma |
more i.
|
|
293 |
Genel |
daha önemli şey |
more i.
|
|
294 |
Genel |
daha anlamlı şey |
more i.
|
|
295 |
Genel |
daha büyük olma |
moreness i.
|
|
296 |
Genel |
daha yüce olma |
moreness i.
|
|
297 |
Genel |
kadınların saçlarını daha gür ve hacimli göstermek için kullandıkları küçük yastık |
mouse i.
|
|
298 |
Genel |
bir kez daha tekrarlanan olay |
reoccurrence i.
|
|
299 |
Genel |
bir kez daha bölümlendirme |
repartotion i.
|
|
300 |
Genel |
bir grubun veya organizasyonun yeni fikirleri, becerileri ile onu daha verimli kılan üyeleri |
fresh blood i.
|
|
301 |
Genel |
azur mavisinden daha kırmızı ve koyu bir mavi tonu |
liberty i.
|
|
302 |
Genel |
azur mavisinden daha kırmızı ve koyu bir mavi tonu |
regatta i.
|
|
303 |
Genel |
daha önce görülmemiş olup kuş gözlemcisinin tür listesine eklenen kuş türü |
lifer i.
|
|
304 |
Genel |
daha önce görülmemiş bir kuş türünün görülmesi |
lifer i.
|
|
305 |
Genel |
daha önce görülmemiş olup kuş gözlemcisinin tür listesine eklenen kuş türü |
life bird i.
|
|
306 |
Genel |
20 veya daha fazla yıl boyunca kesintisiz kullanıldığından yasalarla korunan pencere |
light i.
|
|
307 |
Genel |
ayrı ayrı üflenip daha sonradan birleştirilen bir çift şişe |
gemel i.
|
|
308 |
Genel |
ayrı ayrı üflenip daha sonradan birleştirilen bir çift şişe |
gemmel i.
|
|
309 |
Genel |
iki veya daha fazla bağlantılı yüzük |
gemel ring i.
|
|
310 |
Genel |
kiraz kırmızısından daha mavimsi olan bir kırmızı tonu |
gladiolus i.
|
|
311 |
Genel |
at arabasından daha üstün nitelikli olup günlük veya kısa süreliğine kiralanan ve kişiye özel taşıma yapan fayton |
glass coach i.
|
|
312 |
Genel |
sağ ayağını sola göre daha iyi kullanan kimse |
right-footer i.
|
|
313 |
Genel |
kumarda özel kullanım için bir veya daha fazla deste kartını saklama |
holdout i.
|
|
314 |
Genel |
daha avantajlı koşullar elde etme umuduyla bir sözleşmeyi imzalamayı geciktiren kimse |
holdout i.
|
|
315 |
Genel |
(iki veya daha fazla şeyin) birbirine girmesi |
clash i.
|
|
316 |
Genel |
(iki veya daha fazla şeyin) çakışması |
clash i.
|
|
317 |
Genel |
(amerika erkek izcileri'nde) iki veya daha fazla yavru kurt grubunu kapsayıp tek bir devriyeyi oluşturan alt grup |
den i.
|
|
318 |
Genel |
daha az spesifik hale getirme |
despecification i.
|
|
319 |
Genel |
(hanedan armalarında) karakteristik formu ve pozisyonu bakımından daha geniş geometrik şekillere karşılık gelen şekil |
diminutive i.
|
|
320 |
Genel |
kendinden daha büyük veya üstün bir rakibi yenen taraf |
giant-killer i.
|
|
321 |
Genel |
daha üst seviyeye geçme |
graduation i.
|
|
322 |
Genel |
yarığa dik açıda olan ve yarıktan daha az göze çarpan kaya yarılma yönü |
grain i.
|
|
323 |
Genel |
üç veya daha çok çenesi olan kepçe |
grapple i.
|
|
324 |
Genel |
zamanla daha sevimli hale gelen kimse |
grower i.
|
|
325 |
Genel |
daha büyük bir şeye dahil etme |
hedging [obsolete] i.
|
|
326 |
Genel |
daha önemli bir şeye sokma |
hedging [obsolete] i.
|
|
327 |
Genel |
daha sonra kullanılmak üzere kenara ayrılmış iskambil kartları |
heel [us] i.
|
|
328 |
Genel |
daha yüksek yoğunluğa ulaşma |
heightening i.
|
|
329 |
Genel |
bir veya daha fazla oyuncunun diğer oyuncuları öldürmekle görevli olduğu ve karşılığında geri kalan oyuncuların katilleri bulmaya çalıştığı oyun |
murder mystery i.
|
|
330 |
Genel |
mevcut olandan daha sıcak ve daha kuru iklimli dönem |
optimum i.
|
|
331 |
Genel |
askeri gücün düşmanı yok etmek için gerekenden daha fazlasını kullanma |
overkill i.
|
|
332 |
Genel |
(bir mil veya daha uzun) at yarışı |
route i.
|
|
333 |
Genel |
gök gürlemesinden daha alçak davul sesi |
ruffle i.
|
|
334 |
Genel |
iki veya daha fazla armanın kalkan üzerinde birleşmesi |
impalement i.
|
|
335 |
Genel |
iki veya daha fazla şeyin fiziksel olarak bir araya gelmesi |
impinging i.
|
|
336 |
Genel |
daha eski bir döneme ait olan şey |
old style i.
|
|
337 |
Genel |
daha eski bir döneme özgü şey |
old style i.
|
|
338 |
Genel |
iki veya daha çok ülke/ordu tarafından ortak kullanılan parça |
common-user item i.
|
|
339 |
Genel |
dürtü veya duyguyu esas nesnesinden daha kabul gören bir şeye yönlendirme |
displacement i.
|
|
340 |
Genel |
canlı mikrobun içinde daha sonraki nesillerin yetiştiği yuva |
incasement i.
|
|
341 |
Genel |
daha büyük veya önemli bir şeye bağlı olan şey |
incident i.
|
|
342 |
Genel |
daha büyük veya önemli bir şeyin sonucu olan durum |
incident i.
|
|
343 |
Genel |
daha önemli bir şeyin sonucu olarak meydana gelen durum |
incident i.
|
|
344 |
Genel |
daha düşük soyluluktaki baron |
baronet [obsolete] i.
|
|
345 |
Genel |
(özellikle daha büyük bir tekneye hizmet için kullanılan) küçük tekne |
cock [obsolete] i.
|
|
346 |
Genel |
(özellikle daha büyük bir tekneye hizmet için kullanılan) küçük tekne |
cock-boat [obsolete] i.
|
|
347 |
Genel |
çevresindekilerden daha büyük ve güçlü olan ulus |
colossus i.
|
|
348 |
Genel |
daha büyük bir serginin parçası olan seçkin pul sergisi |
court of honor i.
|
|
349 |
Genel |
daha güçsüz bir rakibe sürekli ve kolayca yenilen oyuncu |
cousin i.
|
|
350 |
Genel |
(fiyat, işletme) daha düşük seviyeye inme |
downslide i.
|
|
351 |
Genel |
daha verimli kullanılabilecek kaynakları boşa kullanan yenilikçi fikir |
drainchild i.
|
|
352 |
Genel |
kanala zarar vermeksizin fazla suyu daha düşük seviyeye tahliye edebilen açık su kanalı yapısı |
drop i.
|
|
353 |
Genel |
boruyu daha geniş çaplı bir boruyla birleştiren bağlantı |
increaser i.
|
|
354 |
Genel |
yapılmaması daha iyi olan bir şeyi yapma dürtüsü |
irresistible impulse i.
|
|
355 |
Genel |
(üç veya daha fazla) damarlılık |
palmation i.
|
|
356 |
Genel |
(üç veya daha fazla) yaprakçığı olma |
palmation i.
|
|
357 |
Genel |
(üç veya daha fazla) lobluluk |
palmation i.
|
|
358 |
Genel |
(üç veya daha fazla) bölümlü olma |
palmation i.
|
|
359 |
Genel |
yirmi veya daha büyük puntolu baskı harfi ölçüsü |
paragon i.
|
|
360 |
Genel |
aynı gerilim farkının iki veya daha fazla rezistansa uygulandığı elektrik cihazı devresi |
parallel i.
|
|
361 |
Genel |
özellikle ayrımsal damıtma sırasında kullanılan, daha küçük şişelerin bağlanabileceği çok borulu şişe |
pig i.
|
|
362 |
Genel |
dört veya daha fazla panelden oluşan çoklu pano formatı |
polyptych i.
|
|
363 |
Genel |
dokuz veya daha fazla muz taşıyan sap |
count i.
|
|
364 |
Genel |
esas mührün sırtındaki daha ufak mühür |
counter i.
|
|
365 |
Genel |
köyden daha küçük yerleşim yeri |
crossroads i.
|
|
366 |
Genel |
daha büyük bir kanalın içine kazılan kanal |
cunette i.
|
|
367 |
Genel |
bir kenarı daha ince olan tahta |
featheredge i.
|
|
368 |
Genel |
daha büyük bölüm |
feck [obsolete] i.
|
|
369 |
Genel |
mostrası daha genç kaya tabakasıyla çevrili kaya kütlesi |
inlier i.
|
|
370 |
Genel |
(diğerine göre) daha içeride olan öğe |
internality i.
|
|
371 |
Genel |
(zihinden maddeye doğru) daha yüksek gerçeklik ile daha düşük gerçeklik tipi arasındaki ilişki |
involution i.
|
|
372 |
Genel |
(tahmin oyunu için) üç veya daha fazla katılımcı grubu |
panel i.
|
|
373 |
Genel |
(tahmin oyunu için) üç veya daha fazla kişiden oluşan misafir grubu |
panel i.
|
|
374 |
Genel |
belirli bir hayvan grubunun daha küçük veya önemsiz üyeleri |
people i.
|
|
375 |
Genel |
izleyiciyi daha sonraki bir olaya hazırlamak için oyuna kasıtlı eklenen sahne |
plant i.
|
|
376 |
Genel |
beş veya daha fazla kişiden oluşan kaşif grubu |
post i.
|
|
377 |
Genel |
normal telgraftan daha düşük öncelikli gündüz telgrafı |
day letter i.
|
|
378 |
Genel |
kendinden daha zengin veya makamca yüksek kimselere yaltaklanmaya hazır olma durumu |
flunlyism i.
|
|
379 |
Genel |
kültürün daha karmaşık ve ayrıntılı olan yönü |
focus i.
|
|
380 |
Genel |
bir diğerini daha parlak gösteren örnek |
foil i.
|
|
381 |
Genel |
daha önemli bir gazete makalesi ile ilişkili olup genellikle ona ek olarak basılan gazete makalesi |
follow i.
|
|
382 |
Genel |
daha baştan sahip olunan farkındalık |
foreknowledge i.
|
|
383 |
Genel |
mercan renginden daha açık bir pembe tonu |
gayety i.
|
|
384 |
Genel |
kasın daha sabit, merkezi veya büyük olan tutunma noktası |
origination i.
|
|
385 |
Genel |
bir kasın daha sabit, merkezi veya büyük olan parçası |
origination i.
|
|
386 |
Genel |
olduğundan daha iyi görünen şey |
ormolu i.
|
|
387 |
Genel |
daha uzun yaşayan kimse |
outliver i.
|
|
388 |
Genel |
beklenenden daha önemsiz bir zafer kazanmış bir general roma'ya girerken yapılan kutlama |
ovation i.
|
|
389 |
Genel |
daha yaşlı |
père i.
|
|
390 |
Genel |
odaya verilen havanın atmosfer basıncından daha yüksek basınçlı olduğu iklimlendirme sistemi |
plenum system i.
|
|
391 |
Genel |
birinden daha önce vefat etme |
predecease i.
|
|
392 |
Genel |
daha ağır kısım |
preponderance i.
|
|
393 |
Genel |
daha ağır kısım |
preponderation i.
|
|
394 |
Genel |
komünist ülkelerde daha büyük bir organ tarafından seçilen daimi bir yürütme komitesi |
presidium i.
|
|
395 |
Genel |
operasyonları desteklemek için daha fazla gerekli olmayan ve başka alanlara transfer edilmeye uygun vasıtaların sökülmesi |
roll-up i.
|
|
396 |
Genel |
bir veya daha fazla aday isminin çizildiği oy pusulası |
scratched ticket i.
|
|
397 |
Genel |
daha sonra birleştirilmek üzere farklı motiflerde yapılan örgü parçası |
scrumble i.
|
|
398 |
Genel |
yukarı doğru tırmanışta geriye kaymayı önlemesi için kayağın altına takılan fok kürkünden veya daha kaba kürkten yapılmış bant |
sealskin i.
|
|
399 |
Genel |
yaşadığı evin dışında bir eve daha sahip olan kimse |
second-homer i.
|
|
400 |
Genel |
(cildin daha koyu görünmesine yol açan) yeni uzayan sakal |
shadow i.
|
|
401 |
Genel |
uyluklara veya daha da aşağıya kadar uzanan bol giysi |
shirt i.
|
|
402 |
Genel |
miley cyrus sayesinde daha da popülerleşen hiphop müziğine karşı kalça kıvırtarak yapılan dans |
twerk i.
|
|
403 |
Genel |
daha geniş kitle |
wider audience i.
|
|
404 |
Genel |
görece daha yavaş ilerleme kaydedilen durum |
slow lane i.
|
|
405 |
Genel |
bütünün geri kalanından daha küçük ve dar olan kısım |
sma [scotland] i.
|
|
406 |
Genel |
yaşıtlarının ortalamasından daha minyon bebek |
small-for-gestational-age infant i.
|
|
407 |
Genel |
yaşıtlarının ortalamasından daha minyon bebek |
sga infant i.
|
|
408 |
Genel |
daha acil meseleler |
more pressing matters i.
|
|
409 |
Genel |
bir iyilik yaptıktan sonra başka bir iyilik daha yapma ihtimalinin azalması |
moral licensing i.
|
|
410 |
Genel |
telefonu daha rahat tutmak için arkasına yapıştırılan aparat |
phone grip i.
|
|
411 |
Genel |
daha büyük bir yapıyı destekleyen küçük parça |
bearer i.
|
|
412 |
Genel |
kışın daha sıcak bölgeye giden kimse |
snowbird i.
|
|
413 |
Genel |
daha iyi duyabilmeyi sağlayan borumsu bir cihaz |
sonifer i.
|
|
414 |
Genel |
küçük bir çizimin karelere ayrılarak daha geniş alana aktarılması işlemi |
squaring i.
|
|
415 |
Genel |
(kısa not) daha geniş bir konunun alt maddesi |
subitem i.
|
|
416 |
Genel |
daha büyük bir projenin parçası olan küçük proje |
subproject i.
|
|
417 |
Genel |
daha makul bir hedefe yönelme |
substitution i.
|
|
418 |
Genel |
daha ilkel bir ifade biçimine geçme |
substitution i.
|
|
419 |
Genel |
boş bardağı çevirdiğinde bardağın dibindeki damlaların tırnaktan akması halinde oyuncunun daha fazla içki içtiği bir oyun |
supernaculum [obsolete] i.
|
|
420 |
Genel |
tohumu daha önce ekilmiş tohum üzerine ekme |
supersemination [obsolete] i.
|
|
421 |
Genel |
(daha güçlü bir argüman oluşturmak için) bir argümanın kabulü |
synchoresis i.
|
|
422 |
Genel |
daha yüksek sesle konuşmak |
speak up f.
|
|
423 |
Genel |
daha iyi dövüşmek |
outfight f.
|
|
424 |
Genel |
toplamak (daha aşağı bir yerde duran şeyleri) |
pick up f.
|
|
425 |
Genel |
(zor durumlara alışarak) daha dayanıklı/güçlü olmak |
toughen f.
|
|
426 |
Genel |
daha düz hale getirmek |
make flatter f.
|
|
427 |
Genel |
daha uzun yaşamak |
outlive f.
|
|
428 |
Genel |
daha iyi sürmek |
outride f.
|
|
429 |
Genel |
daha elverişli durumda olmak |
have the inside track f.
|
|
430 |
Genel |
daha cesur olmak |
outbrave f.
|
|
431 |
Genel |
daha düz hale getirmek |
make more even f.
|
|
432 |
Genel |
iki veya daha çok nokta arasında düzenli seferler yapmak |
ply f.
|
|
433 |
Genel |
daha karanlık hale getirmek |
make darker f.
|
|
434 |
Genel |
daha yüksek sesle konuşmak |
speak out f.
|
|
435 |
Genel |
daha tutumlu davranmak |
tighten one's belt f.
|
|
436 |
Genel |
daha iyi çalmak |
outperform f.
|
|
437 |
Genel |
daha ileri gitmek |
outreach f.
|
|
438 |
Genel |
daha fazla yükseltmek |
make higher f.
|
|
439 |
Genel |
daha iyi oynamak |
outplay f.
|
|
440 |
Genel |
kimyasal değişikliklerle daha uygun hale getirmek |
treat f.
|
|
441 |
Genel |
daha uzun yaşamak |
outlast f.
|
|
442 |
Genel |
bir şeyi daha canlı bir hale getirmek |
liven something up f.
|
|
443 |
Genel |
daha kötü olmak |
worsen f.
|
|
444 |
Genel |
daha çabuk büyümek |
outgrow f.
|
|
445 |
Genel |
daha fazla gayret sarfetmek |
redouble one's efforts f.
|
|
446 |
Genel |
daha iyi oynamak |
outact f.
|
|
447 |
Genel |
daha ucuza satmak |
undercut f.
|
|
448 |
Genel |
kötüyken daha kötü olmak |
go from bad to worse f.
|
|
449 |
Genel |
daha iyi bir pozisyona tayin olmak |
be promoted f.
|
|
450 |
Genel |
daha düşük teklif yapmak |
underbid f.
|
|
451 |
Genel |
rütbece daha üst olmak |
outrank f.
|
|
452 |
Genel |
daha hoş yapmak |
sweeten f.
|
|
453 |
Genel |
daha iyi durumda olmak |
be better off f.
|
|
454 |
Genel |
olduğundan daha önemli saymak |
overrate f.
|
|
455 |
Genel |
almak (daha aşağı bir yerde duran şeyleri) |
pick up f.
|
|
456 |
Genel |
daha önceki bir tarihten itibaren geçerli kılmak |
backdate f.
|
|
457 |
Genel |
daha çok parlamak |
outshine f.
|
|
458 |
Genel |
beklenenden daha az başarı göstermek |
underachieve f.
|
|
459 |
Genel |
daha uzun dayanmak |
outwear f.
|
|
460 |
Genel |
diğerlerine göre daha kötü durumda olmak |
be at the bottom of the pile f.
|
|
461 |
Genel |
daha güçsüzleştirmek |
got weaker f.
|
|
462 |
Genel |
daha uzun olmak |
got longer f.
|
|
463 |
Genel |
daha az korkmasını sağlamak |
make someone less fearful f.
|
|
464 |
Genel |
daha uzun süre dayanmak |
outlast f.
|
|
465 |
Genel |
daha çok dayanmak |
outlive f.
|
|
466 |
Genel |
daha güçsüzleşmek |
get weaker f.
|
|
467 |
Genel |
işleri daha sonraya bırakmak |
procrastinate f.
|
|
468 |
Genel |
çöküp daha sıkışık olmak (kuru bir madde) |
settle f.
|
|
469 |
Genel |
daha ağır gelmek |
outweigh f.
|
|
470 |
Genel |
daha çekilir bir hale sokmak (zor/tatsız bir şeyi) |
sugarcoat f.
|
|
471 |
Genel |
daha iyi ateş etmek |
outgun f.
|
|
472 |
Genel |
daha yüksek duruma getirmek |
lift f.
|
|
473 |
Genel |
daha iyi hissetmesine neden olmak |
cause to feel better f.
|
|
474 |
Genel |
daha kolay bir çözüm varken bir şeyi zor bir şekilde yapmak |
do something the hard way f.
|
|
475 |
Genel |
daha hızlı koşmak |
outrun f.
|
|
476 |
Genel |
daha yukarı çıkarmak |
uprise f.
|
|
477 |
Genel |
daha iyi oynamak |
outperform f.
|
|
478 |
Genel |
yükte daha ağır çekmek |
outbalance f.
|
|
479 |
Genel |
daha uzun yaşamak |
survive f.
|
|
480 |
Genel |
hayatını daha iyi bir yola koymak |
turn over a new leaf f.
|
|
481 |
Genel |
araları her zamankinden daha iyi olmak |
be on a better footing than ever f.
|
|
482 |
Genel |
daha çekici yapmak |
sweeten f.
|
|
483 |
Genel |
daha iyi bir duruma getirmek |
uplift f.
|
|
484 |
Genel |
daha çok dayanmak |
outlast f.
|
|
485 |
Genel |
bir yarışta daha avantajlı bir yere geçmeye çalışmak |
jockey for position f.
|
|
486 |
Genel |
düşmandan daha iyi manevra yapmak |
outgeneral f.
|
|
487 |
Genel |
daha geniş hale getirmek |
make broader f.
|
|
488 |
Genel |
baharat katarak bir yemeği daha lezzetli yapmak |
spice a food up f.
|
|
489 |
Genel |
daha hoş ve sevimli bir hava vermek |
brighten f.
|
|
490 |
Genel |
daha kötü bir hale getirmek |
worsen f.
|
|
491 |
Genel |
daha kötü olmak |
get worse f.
|
|
492 |
Genel |
daha güzel ve daha çekici bir hale sokmak (bir yeri) |
freshen up f.
|
|
493 |
Genel |
daha üst (bir sınıfa/lige) geçirmek |
promote to f.
|
|
494 |
Genel |
daha önce savunduğunun tersini savunmaya başlamak |
reverse oneself on f.
|
|
495 |
Genel |
daha önemli saymak (birini/bir şeyi başkasından) |
subordinate to f.
|
|
496 |
Genel |
daha fazla oy almak |
outvote f.
|
|
497 |
Genel |
daha hoş bir hale getirmek |
sweeten f.
|
|
498 |
Genel |
beklenenden daha az doldurmak |
underfill f.
|
|
499 |
Genel |
daha ileri gitmek |
outstrip f.
|
|
500 |
Genel |
daha fazla olgunlaşmak |
grow more mellow f.
|
|