İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | dating i. | buluşma | ||
I'm not dating her. Ben onunla buluşmuyorum. More Sentences |
||||
Genel | dating i. | tanışma | ||
I think online dating isn't safe. Sanırım çevrim içi tanışma güvenli değil. More Sentences |
||||
Genel | dating i. | flört etme | ||
In retrospect, Tom realized he shouldn't have been dating both sisters at the same time. Geriye dönüp baktığında, Tom her iki kız kardeşle aynı zamanda flört etmemesi gerektiğini anladı. More Sentences |
||||
Genel | dating i. | yaşlandırma | ||
Genel | dating i. | tarih verme | ||
Genel | dating i. | tarihleme | ||
Genel | dating s. | tarihlendirilen | ||
Trade/Economic | ||||
Ticaret/Ekonomi | dating i. | tarih koyma | ||
Ticaret/Ekonomi | dating i. | tarihleme | ||
Ticaret/Ekonomi | dating i. | tarih atma | ||
Ticaret/Ekonomi | dating i. | vade koyma |