delegate - Türkçe İngilizce Sözlük

delegate

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

"delegate" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 46 sonuç

İngilizce Türkçe
General
delegate i. delege
Even where social partners function as delegates in advisory bodies, these delegates are very rarely women.
Sosyal ortakların danışma organlarında delege olarak görev yaptığı yerlerde bile, bu delegeler çok nadiren kadındır.

More Sentences
delegate f. görevlendirmek
We delegated him to negotiate with them.
Onlarla pazarlık yapması için onu görevlendirdik.

More Sentences
delegate f. devretmek
Can we delegate to the local and national authorities?
Bu yetkiyi yerel ve ulusal makamlara devredebilir miyiz?

More Sentences
delegate f. yetki devretmek
It means the Commission must delegate and decentralise.
Bu, Komisyonun yetki devretmesi ve ademi merkeziyetçi olması gerektiği anlamına gelmektedir.

More Sentences
delegate f. yetki vermek
It is this category of implementing act where we delegate the right to adopt certain types of act to the Commission.
Komisyon'a belirli türde kanunları kabul etme yetkisi verdiğimiz uygulama kanunu kategorisi budur.

More Sentences
delegate f. delege etmek
We run the risk of delegating issues relating to the same offences which will then be punished in different ways.
Daha sonra farklı şekillerde cezalandırılacak olan aynı suçlarla ilgili konuları delege etme riskiyle karşı karşıyayız.

More Sentences
Trade/Economic
delegate i. delege
Even where social partners function as delegates in advisory bodies, these delegates are very rarely women.
Sosyal ortakların danışma organlarında delege olarak görev yaptığı yerlerde bile, bu delegeler çok nadiren kadındır.

More Sentences
Law
delegate i. delege
Even where social partners function as delegates in advisory bodies, these delegates are very rarely women.
Sosyal ortakların danışma organlarında delege olarak görev yaptığı yerlerde bile, bu delegeler çok nadiren kadındır.

More Sentences
Politics
delegate i. delege
Even where social partners function as delegates in advisory bodies, these delegates are very rarely women.
Sosyal ortakların danışma organlarında delege olarak görev yaptığı yerlerde bile, bu delegeler çok nadiren kadındır.

More Sentences
Computer
delegate f. delege etmek
We run the risk of delegating issues relating to the same offences which will then be punished in different ways.
Daha sonra farklı şekillerde cezalandırılacak olan aynı suçlarla ilgili konuları delege etme riskiyle karşı karşıyayız.

More Sentences
Common Usage
delegate i. temsilci
General
delegate i. mürahhas
delegate i. elçi
delegate i. murahhaslık
delegate i. vekil
delegate i. mümessil
delegate i. murahhas
delegate f. delege olarak yetkilendirmek
delegate f. görev devretmek
delegate f. havale etmek
delegate f. delege atamak
delegate f. ihale etmek
delegate f. yetki aktarmak
delegate f. temsilci olarak görevlendirmek
delegate f. delege olarak göndermek
delegate f. tevkil etmek
Trade/Economic
delegate i. komisyon üyesi
Law
delegate i. (maryland, virginia veya batı virginia) temsilciler meclisi üyesi
delegate f. kefil olmak
Politics
delegate i. murahhas
delegate i. temsilci
delegate i. vekil
delegate i. (temsilciler meclisinde) abd temsilcisi
delegate i. abd delegesi
delegate f. vekil tayin etmek
Computer
delegate i. devret
delegate i. nesne sahibi adına çalışan kişi
delegate i. (bilgisayarda) temsilci
delegate i. bellek adresini tutan yapı
delegate i. devredilen görevi gerçekleştiren nesne
delegate f. (alt alan) görevini başka alt alana devretmek
delegate expr. temsil et
Education
delegate i. (oxford üniversitesi'nin bazı bölümlerinde) komite üyesi
Archaic
delegate s. yetki verilmiş
delegate s. yetkilendirilmiş
delegate s. görevlendirilmiş

"delegate" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 34 sonuç

İngilizce Türkçe
Politics
special delegate i. özel delege
This is mostly the case, but not always when the so-called special delegates are involved.
Bu çoğunlukla böyledir, ancak özel delegeler söz konusu olduğunda her zaman böyle değildir.

More Sentences
General
twenty-four hour delegate rate i. yirmi dört saat daily delegate tarifesi
delegate authority f. yetkiyle donatmak
delegate full authority f. tam yetki vermek
delegate one's authority f. yetkilerini devretmek
delegate the duties f. görev dağılımı yapmak
del. (delegate) kısalt. delege
del. (delegate) kısalt. temsilci
Phrasals
delegate something to someone f. birisine bir görev vermek
delegate someone to something f. birini bir göreve atamak
delegate (something) to (one) f. (birine bir görev) vermek/yüklemek
delegate to f. 'e bir görev vermek/yüklemek
Trade/Economic
walking delegate i. işçi birliği temsilcisi
walking delegate i. sendika temsilcisi
Law
delegate, retain and revoke i. tevkil, teşrik ve azil
Politics
head delegate i. baş delege
chief delegate i. baş delege
permanent delegate i. daimi temsilci
delegate-at-large i. doğal delege
at-large delegate i. doğal delege
congress delegate i. kongre delegesi
special delegate i. özel temsilci
unpledged delegate [us] i. bağımsız vekil
unpledged delegate [us] i. başkan adayını seçmek için düzenlenen toplantıda istediği adaya oy verebilen vekil
pledged delegate [us] i. ulusal parti kongresinde belirli bir adaya oy vermek üzere görevlendirilmiş delege
super-delegate i. süper delege
super-delegate i. bağımsız delege olarak seçilen parti lideri
super-delegate i. bağımsız delege olarak atanan seçilmiş devlet memuru
Institutes
provincial delegate of insurance agents i. sigorta acenteleri i̇l delegesi
Tourism
daily delegate rate i. daily delegate tarifesi
daily delegate rate i. otellerin konferanslar, spor etkinlikleri vs organize edenlere uyguladıkları tarife
Computer
delegate access i. temsilci erişimi
Automotive
technical delegate i. teknik temsilci
Religious
apostolic delegate i. vatikan'la diplomatik ilişkisi olmayan bir ülkede yer alan papalık temsilcisi