İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Yaygın Kullanım | disarray i. | düzensizlik | ||
With his passivity, he has been a party to maintaining a culture of systematic disarray and irregularities. Pasifliği ile sistematik bir düzensizlik ve usulsüzlük kültürünün sürdürülmesine ortak olmuştur. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | disarray i. | kargaşa | ||
After all the merrymaking, the apartment was in great disarray. Tüm o şamatadan sonra, daire büyük bir kargaşa içindeydi. More Sentences |
||||
Genel | disarray i. | karışıklık | ||
After all the merrymaking, the apartment was in great disarray. Tüm eğlenceden sonra daire büyük bir karışıklık içindeydi. More Sentences |
||||
Genel | disarray i. | nizamsızlık | ||
Genel | disarray i. | düzensiz kıyafet | ||
Genel | disarray i. | dağınıklık | ||
Genel | disarray f. | karıştırmak | ||
Genel | disarray f. | kargaşaya itmek | ||
Genel | disarray f. | bozmak | ||
Genel | disarray f. | darmadağın etmek | ||
Genel | disarray f. | tarumar etmek | ||
Genel | disarray f. | kıyafetini çıkarmak | ||
Genel | disarray f. | soyunmak | ||
Archaic | ||||
Eski Kullanım | disarray f. | yağmalamak | ||
Eski Kullanım | disarray f. | soymak | ||
Eski Kullanım | disarray f. | yoksun bırakmak |
İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
Phrases | ||||
İfadeler | in complete disarray expr. | karman çorman | ||
Idioms | ||||
Deyim | throw into disarray f. | durumu, sistemi, süreci bozmak | ||
Deyim | throw into disarray f. | kargaşa yaratmak | ||
Deyim | throw into disarray f. | karışıklığa neden olmak | ||
Deyim | throw into disarray f. | düzenini bozmak | ||
Deyim | throw into disarray f. | karıştırmak | ||
Deyim | throw into disarray f. | sekteye uğratmak | ||
Deyim | throw into disarray f. | alt üst etmek | ||
Statistics | ||||
İstatistik | coefficient of disarray i. | düzensizlik katsayısı |