İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | dizzying s. | baş döndürücü | ||
The dizzying heights of the roller coaster made my stomach churn. Hız treninin baş döndürücü yüksekliği midemi bulandırdı. More Sentences |
İngilizce | Türkçe | |
---|---|---|
General | ||
Genel | dizzying speed i. | baş döndürücü hız |
Colloquial | ||
Konuşma Dili | dizzying heights i. | baş döndürücü noktalar |
Konuşma Dili | dizzying heights i. | baş döndüren yükseklikler |
Konuşma Dili | dizzying heights i. | yüksek makamlar |
Konuşma Dili | dizzying heights i. | en yüksek noktalar |
Konuşma Dili | dizzying heights i. | etkileyici başarı seviyesi |
Konuşma Dili | dizzying heights i. | büyük bir başarı |
Konuşma Dili | dizzying heights i. | doruk noktası |
Konuşma Dili | dizzying heights i. | rekor seviyeler |
Konuşma Dili | dizzying heights i. | maksimum düzeyler |