|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
General |
|
1 |
Genel |
yol tutması (dolayısıyla kusma |
car sickness i.
|
|
2 |
Genel |
dolayısıyla anlatma |
implicitness i.
|
|
3 |
Genel |
daha üst seviyede bir güç kaynağı dolayısıyla görevini yapamayacak durumda olma |
shadowing i.
|
|
|
4 |
Genel |
kokunun keskinliği ve çabukluğu dolayısıyla güzel ayırt edilmesi |
nasutness i.
|
|
5 |
Genel |
dolayısıyla anlatmak |
imply f.
|
|
6 |
Genel |
bölgenin (dolayısıyla içindeki binaların) imar durumunu değiştirmek |
rezone f.
|
|
7 |
Genel |
ertelenme dolayısıyla daha başka bir zamanda bilet almayı kabul etmek |
take a rain check f.
|
|
8 |
Genel |
(ortak amaç veya duygu dolayısıyla) bir araya getirmek |
bond f.
|
|
9 |
Genel |
ihtiyaç dolayısıyla resmi kuruluştan yardım alan |
on welfare s.
|
|
10 |
Genel |
meslek dolayısıyla meydana gelen |
occupational s.
|
|
11 |
Genel |
dolayısıyla anlaşılan |
inferential s.
|
|
12 |
Genel |
meslek dolayısıyla meydana gelmemiş olan |
nonoccupational s.
|
|
13 |
Genel |
memuriyeti dolayısıyla |
ex officio zf.
|
|
14 |
Genel |
(bu da) dolayısıyla |
in turn zf.
|
|
15 |
Genel |
ki böylece/dolayısıyla |
in turn zf.
|
|
16 |
Genel |
hangisi dolayısıyla |
why bağ.
|
|
17 |
Genel |
dolayısıyla anlamına gelen bir son ek |
-wise snk.
|
|
Phrases |
|
18 |
İfadeler |
dolayısıyla da |
in reference to expr.
|
|
19 |
İfadeler |
(bir şey) dolayısıyla |
in consideration of (something) expr.
|
|
20 |
İfadeler |
(bir şey) dolayısıyla |
in view of (something) expr.
|
|
Colloquial |
|
21 |
Konuşma Dili |
(alkollü bir mekana gidildiğinde) dönüşte arabayı kullanacak olan dolayısıyla o gece içmeyen kişi |
a designated driver i.
|
|
Idioms |
|
22 |
Deyim |
bankacıların krediyi verdikleri anda faizi düşmelerine dolayısıyla elinize daha az para geçmesine gönderme yapar |
a banker's dozen i.
|
|
23 |
Deyim |
mal arzının talebe göre yüksek olduğu, dolayısıyla fiyatların düşük ve seçeneğin çok olduğu piyasa |
a buyer's market i.
|
|
24 |
Deyim |
ihtiyaç dolayısıyla resmi kuruluştan yardım almak |
be on welfare f.
|
|
25 |
Deyim |
çalışmamak (hastalık, yaralanma dolayısıyla) |
be out of action f.
|
|
26 |
Deyim |
(bir şey) dolayısıyla |
on the strength of (something) expr.
|
|
Trade/Economic |
|
27 |
Ticaret/Ekonomi |
bankaların kredi işlemleri dolayısıyla müşteriden aldığı faiz |
agiotage i.
|
|
28 |
Ticaret/Ekonomi |
kişinin yaşam süresi boyunca belirli bir muafiyet kapsamına girmeyen, bağış olarak belirlenen ve dolayısıyla miras vergisi yükümlülüğü doğuran değer aktarımı |
chargeable transfer i.
|
|
29 |
Ticaret/Ekonomi |
arıza dolayısıyla makinenin çalışmadığı zaman |
machine down time i.
|
|
30 |
Ticaret/Ekonomi |
belirsizlik dolayısıyla ortaya çıkabilen farklı sonuçlar |
risk i.
|
|
31 |
Ticaret/Ekonomi |
belediye hizmetleri dolayısıyla taşınmazların değerinde ortaya çıkan yükselmenin takdiri |
assessment for improvement i.
|
|
32 |
Ticaret/Ekonomi |
belli bir yenilik veya buluş dolayısıyla aynı emek miktarının kullanılmasıyla daha yüksek bir üretim elde edilmesi |
labor saving technological progress i.
|
|
33 |
Ticaret/Ekonomi |
bankaların kredi işlemleri dolayısıyla müşteriden aldığı faiz |
agio i.
|
|
34 |
Ticaret/Ekonomi |
başa baş geliri ev halkının gelirinin tamamını tüketmeyi planladığı dolayısıyla hiç tasarrufta bulunmayacağı harcanabilir gelir düzeyi |
break-even income i.
|
|
35 |
Ticaret/Ekonomi |
dış rekabet dolayısıyla yerlerinden olan faktörlerin başka alanlara aktarılıp oralarda çalışmalarını kolaylaştırmak üzere devletin yaptığı ödemeler |
trade adjustment assistance i.
|
|
36 |
Ticaret/Ekonomi |
daha etkin makine veya üretim yöntemlerinin ortaya çıkması dolayısıyla sermaye malının değerinin düşmesi |
obsolescence i.
|
|
37 |
Ticaret/Ekonomi |
döviz alım satımıyla uğraşan kurumların aynı yabancı para üzerinden aldıkları ve sattıkları miktarları denkleştirmeden dolayısıyla bir kur riski altına girmeleri |
open position i.
|
|
38 |
Ticaret/Ekonomi |
dolayısıyla oluşan zarar |
consequential loss i.
|
|
39 |
Ticaret/Ekonomi |
dolayısıyla meydana gelen zarar |
consequential loss i.
|
|
40 |
Ticaret/Ekonomi |
düşük çevre standartları dolayısıyla ihracatçı ülkede ithalatçı ülkeden daha düşük fiyatla üretilen malın ithali üzerine konulan ek tarife |
border tax adjustments i.
|
|
41 |
Ticaret/Ekonomi |
elverişsiz üretim veya fiyat koşulları dolayısıyla üretimin geçici olarak durdurulması |
shut-down i.
|
|
42 |
Ticaret/Ekonomi |
enflasyon dolayısıyla paranın değer kaybetmesi |
monetary erosion i.
|
|
43 |
Ticaret/Ekonomi |
geçmiş bir tarihten başlayan ücret artışı dolayısıyla biriken farkların ödenmesi |
back pay i.
|
|
|
44 |
Ticaret/Ekonomi |
faizlerin arttığı ancak yeteri kadar yükselmediği dolayısıyla krediye aşırı talebin bulunduğu bir ortamda bazı insanların cari faiz oranından ödünç alacak fon bulamamaları dolayısıyla bir tür kredi dağıtımı durumunun ortaya çıkması |
credit crunch i.
|
|
45 |
Ticaret/Ekonomi |
geminin yükleme boşaltma süresinin uzaması dolayısıyla yapılan cezai ödeme |
demurrage i.
|
|
46 |
Ticaret/Ekonomi |
girdiler üzerindeki tarifelerin yüksekliği dolayısıyla endüstrinin gerçekte korunmayıp cezalandırılmış olması |
negative protection i.
|
|
47 |
Ticaret/Ekonomi |
herkesçe sahip olunan dolayısıyla kimsenin mülkiyetinde olmayan kaynaklar |
common property i.
|
|
48 |
Ticaret/Ekonomi |
her bin iş saatinde iş kazası dolayısıyla kaybedilen günlerin toplamı |
accident severity rate i.
|
|
49 |
Ticaret/Ekonomi |
işten ayrılmalar dolayısıyla boşalan işe yapılan nakil |
replacement transfer i.
|
|
50 |
Ticaret/Ekonomi |
ihmal ve kusur dolayısıyla iflas |
negligent bankruptcy i.
|
|
51 |
Ticaret/Ekonomi |
iktisadi konjonktürdeki daralma dolayısıyla işten çıkartma |
layoff i.
|
|
52 |
Ticaret/Ekonomi |
işletmenin satın aldığı mallar dolayısıyla çeşitli satıcılara karşı yüklendiği toplam borçlar |
accounts payable i.
|
|
53 |
Ticaret/Ekonomi |
kullanıldıkça yıpranma ve aşınma dolayısıyla değeri azalan varlıklar |
depreciable assets i.
|
|
54 |
Ticaret/Ekonomi |
kabul edilmemiş ve dolayısıyla ödenmemiş poliçe |
dishonored bill i.
|
|
55 |
Ticaret/Ekonomi |
mali ihtiyaçları dolayısıyla kendilerine iş verilen kişiler |
work-relief i.
|
|
56 |
Ticaret/Ekonomi |
milli gelirdeki genişlemeler dolayısıyla sağlanan yatırım artışı |
induced investment i.
|
|
57 |
Ticaret/Ekonomi |
senedin ciro edilmesi dolayısıyla yüklenilen borç |
liability for endorsement i.
|
|
58 |
Ticaret/Ekonomi |
teknolojideki gelişmeler dolayısıyla iktisadi değerin yitirilmesi |
obsolescence i.
|
|
59 |
Ticaret/Ekonomi |
vergi borcu dolayısıyla bir kişiye ait tüm mallar üzerine konulan haciz |
general tax lien i.
|
|
60 |
Ticaret/Ekonomi |
verginin zamanında ödenmemesi dolayısıyla uygulanan ceza |
tax delinquency charge i.
|
|
61 |
Ticaret/Ekonomi |
vergi yasasındaki boşluklar dolayısıyla az vergi ödeme |
tax loopholes i.
|
|
62 |
Ticaret/Ekonomi |
üretim sürecinde kullanılması dolayısıyla sermaye araçlarında ortaya çıkan aşınma ve eskime |
depreciation i.
|
|
63 |
Ticaret/Ekonomi |
yapılış özelliği dolayısıyla zaman içinde her an geçerli olan bir özdeşlik |
accounting identity i.
|
|
64 |
Ticaret/Ekonomi |
zaruri ihtiyaçlar dolayısıyla alınan mallar |
emergency good i.
|
|
Law |
|
65 |
Hukuk |
dolayısıyla tanınan irtifak hakkı |
easement by implication i.
|
|
66 |
Hukuk |
dolayısıyla alaka |
indirect interest i.
|
|
67 |
Hukuk |
dolayısıyla kanıt |
presumptive evidence i.
|
|
68 |
Hukuk |
doğum dolayısıyla konut |
domicile of birth i.
|
|
69 |
Hukuk |
evlenme dolayısıyla karı kocaya verilen haklar |
marital rights i.
|
|
70 |
Hukuk |
görev dolayısıyla |
ex-officio i.
|
|
71 |
Hukuk |
iddianamedeki suç dolayısıyla sanığa verilmesi talep edilen cezanın bildirildiği bölüm |
accusatory part i.
|
|
72 |
Hukuk |
meclis tarafından ağır bir suç dolayısıyla verilen ölüm cezası |
bill of attainder i.
|
|
73 |
Hukuk |
memuriyeti dolayısıyla |
ex off. (ex officio) kısalt.
|
|
Insurance |
|
74 |
Sigortacılık |
varış limanının buzlanma nedeniyle malın boşaltılmasına elverişli olmaması dolayısıyla geminin en yakın bir diğer limanda malı boşaltabilmesi için yön değiştirmesine izin veren hüküm |
ice deviation clause i.
|
|
Tourism |
|
75 |
Turizm |
havayolu şirketlerinin kapasite fazlası satışı sebebiyle uçakta yer olmaması ve; bunun sonucu olarak bileti alınmış olan bazı yolcuların uçağa kabul edilmemesi dolayısıyla verilen tazminat |
denied boarding compensation i.
|
|
Computer |
|
76 |
Bilgisayar |
birbirine bağlı birçok unsurun aynı anda bilgileri işleyerek geçmiş öğrenme biçimlerini uyarladığı ve dolayısıyla onları öğrendiği cihaz veya yazılım programı |
neural net i.
|
|
Mechanic |
|
77 |
Mekanik |
madenin sıcaklık dolayısıyla sıvı haline gelmesi |
fuse i.
|
|
78 |
Mekanik |
madenin sıcaklık dolayısıyla sıvı haline gelmesi |
fuze i.
|
|
Textile |
|
79 |
Tekstil |
buharlı ya da buharsız işlemle havlunun tozunu alma havları açma ve dolayısıyla yumuşak bir tutum için yapılan işlem |
thumbling i.
|
|
Aeronautic |
|
80 |
Havacılık |
yüksek hızlı uçuşun aerodinamik ısınma dolayısıyla kısıtlanması |
thermal barrier i.
|
|
81 |
Havacılık |
yüksek hızlı uçuşun aerodinamik ısınma dolayısıyla kısıtlanması |
heat barrier i.
|
|
Gastronomy |
|
82 |
Mutfak |
içeriğindeki tanin dolayısıyla buruk tadı olan (şarap) |
tannic s.
|
|
Physics |
|
83 |
Fizik |
nükleer patlama dolayısıyla meydana gelen ısı ve ışık |
thermal radiation i.
|
|
Chemistry |
|
84 |
Kimya |
sekiz izopren biriminin yoğunlaşmasıyla oluşan ve dolayısıyla 40 karbon atomu içeren hidrokarbonlar veya hidrokarbon türevleri |
tetraterpenes i.
|
|
Astronomy |
|
85 |
Gökbilim |
güneş'in etrafında dönerken, yerçekimi dolayısıyla yörüngesi dünya'nın yörüngesine yaklaşan asteroit türü |
near-earth asteroid i.
|
|
86 |
Gökbilim |
güneşin etrafında dönerken, yerçekimi dolayısıyla yörüngesi dünya'nın yörüngesine yaklaşan kuyruklu yıldız |
near-earth comet i.
|
|
87 |
Gökbilim |
yıldızların ve gezegenlerin oluşumuna, dolayısıyla güneş sisteminin kökenine ilişkin ortay atılmış bir hipotez |
nebular hypothesis i.
|
|
Botanic |
|
88 |
Botanik |
salgıladıkları bal özü dolayısıyla üzerine karıncaları çeken çeşitli bitki bitleri |
ant-cattle i.
|
|
Social Sciences |
|
89 |
Sosyal Bilimler |
bir beyin ve dolayısıyla monarşinin katkıları |
chiefery i.
|
|
90 |
Sosyal Bilimler |
doğum oranındaki düşüşü takiben yaşanan ve önceden tahmin edilebilen mezun sayısı ve dolayısıyla çalışan sayısındaki kıtlık |
demographic timebomb i.
|
|
Religious |
|
91 |
Dini |
mesih'e yaptığı zulüm dolayısıyla, mesih dünyaya tekrar gelene kadar yeryüzünde dolaşmaya mahkum edilmiş hayali şahsiyet |
the wandering jew i.
|
|
Philosophy |
|
92 |
Felsefe |
kant'ın bilgi teorisinde, deneyim sınırlarının ötesinde olup dolayısıyla bilinemez olmak |
transcendence i.
|
|
93 |
Felsefe |
deneyimin ve dolayısıyla da doğa olaylarının olanaklılığını ifade eden |
constitutive s.
|
|
Geography |
|
94 |
Coğrafya |
özellikle dağların engellemesi dolayısıyla yağmur almayan bölge |
rain shadow i.
|
|
Military |
|
95 |
Askeri |
infilak dolayısıyla basınç düşümü |
explosive decompression i.
|
|
Sport |
|
96 |
Spor |
2015 şampiyonluk maçında new england patriots kulübünün az şişirilmiş, dolayısıyla tutmayı kolaylaştıran top kullanmaları suçlamasıyla başlayan tartışma |
deflategate i.
|
|
97 |
Spor |
geçim için değil heves dolayısıyla spor yapan |
nonprofessional s.
|
|
Boxing |
|
98 |
Boks |
müsabaka sırasında malzemeden meydana gelen engeller dolayısıyla orta hakem tarafından müsabakanın tatil edilmesi |
no-contest i.
|
|
Abbreviation |
|
99 |
Kısaltma |
güneşin etrafında dönerken, yerçekimi dolayısıyla yörüngesi dünya'nın yörüngesine yaklaşan kuyruklu yıldız |
nec (near-earth comet) i.
|
|
Archaic |
|
100 |
Eski Kullanım |
ne dolayısıyla |
whereupon zf.
|
|