| İngilizce | Türkçe | |||
|---|---|---|---|---|
| Common Usage | ||||
| Yaygın Kullanım | emphasize f. | vurgulamak | ||
|
The headmaster emphasized the need for a new computer lab. Okul müdürü yeni bir bilgisayar laboratuvarına ihtiyaç olduğunu vurguladı. More Sentences |
||||
| General | ||||
| Genel | emphasize f. | vurgulamak | ||
|
He emphasized the importance of working hard. Çok çalışmanın önemini vurguladı. More Sentences |
||||
| Genel | emphasize f. | vurgu yapmak | ||
|
The teacher particularly emphasized that point. Öğretmen özellikle o noktaya vurgu yaptı. More Sentences |
||||
| Genel | emphasize f. | üstüne basa basa söylemek | ||
|
She slowly repeated her lines, emphasizing each word. Her kelimeyi üstüne basa basa söyleyerek repliklerini yavaşça tekrarladı. More Sentences |
||||
| Genel | emphasize f. | öne çıkarmak | ||
|
He wore a blue shirt that emphasized the color of his eyes. Gözlerinin rengini öne çıkaran mavi bir gömlek giymişti. More Sentences |
||||
| Genel | emphasize f. | üstüne basmak | ||
| Genel | emphasize f. | altını çizmek | ||
| Genel | emphasize f. | üzerinde durmak | ||
| Genel | emphasize f. | belirtmek | ||
| Genel | emphasize f. | önemini belirtmek | ||
| Genel | emphasize f. | üstünde durmak | ||
| Genel | emphasize f. | önem vermek | ||
| Politics | ||||
| Siyasal | emphasize f. | önemle belirtmek | ||
| İngilizce | Türkçe | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| Genel | want to emphasize f. | vurgulamak istemek | ||
|
I wanted to emphasise this point so that it will appear in the Minutes. Tutanaklarda yer alması için bu noktayı vurgulamak istedim. More Sentences |
||||
| Genel | wish to emphasize f. | vurgulamak istemek | ||
|
In particular, I wish to emphasise that the Council has recognised men's right to paternity leave. Özellikle Konseyin erkeklerin babalık izni hakkını tanıdığını vurgulamak isterim. More Sentences |
||||
| Genel | de-emphasize f. | önemini azaltmak | ||
| Genel | especially emphasize f. | üzerinde özellikle durmak | ||
| Genel | particularly emphasize f. | üzerinde özellikle durmak | ||
| Genel | de-emphasize f. | üzerindeki vurguyu kaldırmak | ||
| Genel | de-emphasize f. | verilen önemi azaltmak | ||
| Genel | emphasize democracy f. | demokrasi vurgusu yapmak | ||
| Genel | emphasize ethnic identity f. | etnik kimliği vurgulamak | ||
| Genel | re-emphasize f. | yeniden vurgulamak | ||
| Genel | re-emphasize f. | yeniden üzerinde durmak | ||
| Genel | re-emphasize f. | yeniden önem vermek | ||
| Genel | re-emphasize f. | yeniden önemini belirtmek | ||
