İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | enlightened s. | aydınlatılmış | ||
Any society not enlightened by philosophers is fooled by quacks. Filozoflar tarafından aydınlatılmamış her toplum şarlatanlar tarafından kandırılır. More Sentences |
||||
Genel | enlightened s. | aydın | ||
The more enlightened car manufacturers and oil companies are supporting this strategy. Daha aydın otomobil üreticileri ve petrol şirketleri bu stratejiyi destekliyor. More Sentences |
||||
Genel | enlightened s. | aydınlanmış | ||
On that, let me take one enlightened sample from recent days. Bu konuda son günlerden aydınlanmış bir örnek vereyim. More Sentences |
||||
Genel | enlightened s. | münevver | ||
Genel | enlightened s. | entelektüel | ||
Genel | enlightened s. | okumuş | ||
Genel | enlightened s. | kültürlü | ||
Genel | enlightened s. | arif | ||
Genel | enlightened s. | aydın (kimse) | ||
Genel | enlightened s. | açık fikirli | ||
Genel | enlightened s. | öğrenmiş | ||
Genel | enlightened s. | alim | ||
Genel | enlightened s. | çok okumuş | ||
Genel | enlightened s. | bilgili | ||
Genel | enlightened s. | yanılgıdan kurtulmuş |
İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | be enlightened f. | aydınlanmak | ||
Her face was enlightened by happiness. Yüzü mutlulukla aydınlanmıştı. More Sentences |
||||
Genel | be enlightened f. | feyiz almak | ||
Genel | be enlightened f. | aydınlatılmak | ||
Trade/Economic | ||||
Ticaret/Ekonomi | enlightened self-interest i. | aydınlanmış kişisel çıkar tezi | ||
Politics | ||||
Siyasal | enlightened despotism i. | aydınlanmacı despotizm | ||
Siyasal | enlightened absolutism i. | aydınlanmacı despotizm | ||
Siyasal | enlightened absolutism i. | aydınlanmacı mutlakıyet | ||
Siyasal | enlightened absolutism i. | tek bir hükümdarın refah sağlamak için halkı yönetmesi | ||
Siyasal | enlightened despotism i. | aydınlanmacı mutlakıyet | ||
Siyasal | enlightened centrist i. | aydınlanmış merkezci | ||
Siyasal | enlightened centrist i. | siyasi yelpazenin her iki ucunun da mantıksız veya aşırı olduğuna inandığı için kendisini merkezci olarak tanımlayan kişi |