enlightened - Türkçe İngilizce Sözlük

enlightened

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

"enlightened" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 15 sonuç

İngilizce Türkçe
General
enlightened s. aydınlatılmış
Any society not enlightened by philosophers is fooled by quacks.
Filozoflar tarafından aydınlatılmamış her toplum şarlatanlar tarafından kandırılır.

More Sentences
enlightened s. aydın
The more enlightened car manufacturers and oil companies are supporting this strategy.
Daha aydın otomobil üreticileri ve petrol şirketleri bu stratejiyi destekliyor.

More Sentences
enlightened s. aydınlanmış
On that, let me take one enlightened sample from recent days.
Bu konuda son günlerden aydınlanmış bir örnek vereyim.

More Sentences
enlightened s. münevver
enlightened s. entelektüel
enlightened s. okumuş
enlightened s. kültürlü
enlightened s. arif
enlightened s. aydın (kimse)
enlightened s. açık fikirli
enlightened s. öğrenmiş
enlightened s. alim
enlightened s. çok okumuş
enlightened s. bilgili
enlightened s. yanılgıdan kurtulmuş

"enlightened" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 11 sonuç

İngilizce Türkçe
General
be enlightened f. aydınlanmak
Her face was enlightened by happiness.
Yüzü mutlulukla aydınlanmıştı.

More Sentences
be enlightened f. feyiz almak
be enlightened f. aydınlatılmak
Trade/Economic
enlightened self-interest i. aydınlanmış kişisel çıkar tezi
Politics
enlightened despotism i. aydınlanmacı despotizm
enlightened absolutism i. aydınlanmacı despotizm
enlightened absolutism i. aydınlanmacı mutlakıyet
enlightened absolutism i. tek bir hükümdarın refah sağlamak için halkı yönetmesi
enlightened despotism i. aydınlanmacı mutlakıyet
enlightened centrist i. aydınlanmış merkezci
enlightened centrist i. siyasi yelpazenin her iki ucunun da mantıksız veya aşırı olduğuna inandığı için kendisini merkezci olarak tanımlayan kişi