| İngilizce | Türkçe | |||
|---|---|---|---|---|
| Trade/Economic | ||||
| Ticaret/Ekonomi | entry into force i. | yürürlüğe girme | ||
|
One initial issue is the entry into force of the system. İlk konulardan biri sistemin yürürlüğe girmesidir. More Sentences |
||||
| Law | ||||
| Hukuk | entry into force i. | yürürlüğe girme | ||
|
One initial issue is the entry into force of the system. İlk sorunlardan biri sistemin yürürlüğe girmesidir. More Sentences |
||||
| Politics | ||||
| Siyasal | entry into force i. | yürürlüğe girme | ||
|
We will thus be making a key contribution to its speedy entry into force. Böylece söz konusu sözleşmenin hızla yürürlüğe girmesine önemli bir katkıda bulunmuş olacağız. More Sentences |
||||
| Siyasal | entry into force i. | yürürlüğe giriş | ||
| Siyasal | entry into force f. | yürürlüğe girmek | ||
| Military | ||||
| Askeri | entry into force i. | yürürlüğe giriş | ||
| İngilizce | Türkçe | |
|---|---|---|
| General | ||
| Genel | date of entry into force i. | tarihi neşri |
| Genel | date of entry into force i. | yürürlüğe giriş tarihi |
| Trade/Economic | ||
| Ticaret/Ekonomi | the entry into force of the contract i. | sözleşmenin yürürlüğe girmesi |
| Law | ||
| Hukuk | provisional entry into force i. | geçici olarak yürürlüğe girme |
| Politics | ||
| Siyasal | after the entry into force i. | yürürlüğe girmesinden sonra |
| Siyasal | after the entry into force i. | yürürlüğe girmesini takiben |
