|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
Common Usage |
|
1 |
Yaygın Kullanım |
fırtına |
storm i.
|
|
There is a clear interest in seeing that Lebanon weathers the economic storm of post-war recovery, and reduces its debt.
Lübnan'ın savaş sonrası ekonomik fırtınayı atlatması ve borçlarını azaltması konusunda açık bir menfaat söz konusudur.
More Sentences
|
General |
|
2 |
Genel |
fırtına |
windstorm i.
|
|
The windstorm blew away roofs and uprooted many trees.
Fırtına çatıları uçurdu ve birçok ağacı kökünden söktü.
More Sentences
|
3 |
Genel |
fırtına |
tempest i.
|
|
If you are a sceptic, you look to 1610, when only the tempest is left.
Eğer şüpheciyseniz, geriye sadece fırtınanın kaldığı 1610 yılına bakarsınız.
More Sentences
|
4 |
Genel |
fırtına |
gale i.
|
|
In recent years 80% of the disasters which have occurred are natural disasters, such as gales, earthquakes or floods.
Son yıllarda meydana gelen afetlerin %80'i fırtına, deprem ya da sel gibi doğal afetlerdir.
More Sentences
|
5 |
Genel |
fırtına |
squall i.
|
|
Squalls are expected later tonight.
Bu gece fırtına bekleniyor.
More Sentences
|
6 |
Genel |
fırtına |
storm i.
|
|
America and south-east Asia are having a much worse time of it as far as climate and storms go.
Amerika ve Güneydoğu Asya iklim ve fırtınalar konusunda çok daha kötü günler geçiriyor.
More Sentences
|
Technical |
|
7 |
Teknik |
fırtına |
storm i.
|
|
I was in the region of Lorraine at the time of this terrible storm which destroyed around 20% of deciduous forest.
Yaprak döken ormanların yaklaşık %20'sini yok eden bu korkunç fırtına sırasında Lorraine bölgesindeydim.
More Sentences
|
8 |
Teknik |
fırtına |
thunderstorm i.
|
|
Elsewhere, entire regions have been devastated since July due to thunderstorms.
Başka yerlerde, Temmuz ayından bu yana fırtınalar nedeniyle tüm bölgeler harap oldu.
More Sentences
|
Botanic |
|
9 |
Botanik |
fırtına |
gale i.
|
|
They spent 53 hours at sea in a Force 10 gale in a container surrounded by furniture.
Etrafı mobilyalarla çevrili bir konteynırda 10 şiddetindeki fırtınada 53 saat boyunca denizde kalmışlardır.
More Sentences
|
Geography |
|
10 |
Coğrafya |
fırtına |
storm i.
|
|
I urge the Commission not to keep having to be asked and to provide assistance for the victims of the storms.
Komisyon'u, fırtına mağdurları için sürekli yardım istemek ve yardım sağlamak zorunda kalmamaya çağırıyorum.
More Sentences
|
Meteorology |
|
11 |
Meteoroloji |
fırtına |
storm i.
|
|
There is a clear interest in seeing that Lebanon weathers the economic storm of post-war recovery, and reduces its debt.
Lübnan'ın savaş sonrası ekonomik fırtınayı atlatması ve borçlarını azaltması konusunda açık bir çıkar söz konusudur.
More Sentences
|
12 |
Meteoroloji |
fırtına |
gale i.
|
|
In recent years 80% of the disasters which have occurred are natural disasters, such as gales, earthquakes or floods.
Son yıllarda meydana gelen afetlerin %80'i fırtına, deprem veya sel gibi doğal afetlerdir.
More Sentences
|
General |
|
13 |
Genel |
fırtına |
hurricane i.
|
|
14 |
Genel |
fırtına |
snorter i.
|
|
15 |
Genel |
fırtına |
weather i.
|
|
16 |
Genel |
fırtına |
gust i.
|
|
17 |
Genel |
fırtına |
upgang [uk] i.
|
|
18 |
Genel |
fırtına |
wind i.
|
|
19 |
Genel |
fırtına |
blowdown i.
|
|
20 |
Genel |
fırtına |
bourasque i.
|
|
|
Colloquial |
|
21 |
Konuşma Dili |
fırtına |
thunder-boomer i.
|
|
Technical |
|
22 |
Teknik |
fırtına |
thundersquall i.
|
|
23 |
Teknik |
fırtına |
thunder squall i.
|
|
Marine |
|
24 |
Denizcilik |
fırtına |
strong gale i.
|
|
Geography |
|
25 |
Coğrafya |
fırtına |
rig [dialect] [uk] i.
|
|
26 |
Coğrafya |
fırtına |
stm (storm) kısalt.
|
|
Meteorology |
|
27 |
Meteoroloji |
fırtına |
thud [scottish] i.
|
|
28 |
Meteoroloji |
fırtına |
snifter [dialect] i.
|
|
|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
Common Usage |
|
1 |
Yaygın Kullanım |
gök gürültülü fırtına |
thunderstorm i.
|
|
The thunderstorm produced a lot of lightning.
Gök gürültülü fırtına çok fazla şimşek üretti.
More Sentences
|
General |
|
2 |
Genel |
fırtına bulutu |
storm cloud i.
|
|
The rapport between them is as threatening as a violent storm cloud.
Aralarındaki ilişki koyu bir fırtına bulutu kadar tehditkâr.
More Sentences
|
3 |
Genel |
şiddetli fırtına |
violent storm i.
|
|
We have to be prepared to cope with violent storms.
Şiddetli fırtınalara karşı hazırlıklı olmalıyız.
More Sentences
|
4 |
Genel |
şiddetli fırtına |
violent storm i.
|
|
Hurricanes are violent storms.
Kasırgalar şiddetli fırtınalardır.
More Sentences
|
5 |
Genel |
şiddetli fırtına |
maelstrom i.
|
|
The sailors fought against the maelstrom.
Denizciler şiddetli fırtınaya karşı mücadele ettiler.
More Sentences
|
6 |
Genel |
(fırtına) kopmak |
break f.
|
|
A storm broke while we were at sea.
Biz denizdeyken bir fırtına koptu.
More Sentences
|
7 |
Genel |
kuvvetli (yağmur/rüzgar/fırtına) |
heavy s.
|
|
The heavy rain prevented me from going out.
Kuvvetli yağış dışarı çıkmama engel oldu.
More Sentences
|
Meteorology |
|
8 |
Meteoroloji |
fırtına bulutu |
storm cloud i.
|
|
The rapport between them is as threatening as a violent storm cloud.
Aralarındaki ilişki şiddetli bir fırtına bulutu kadar tehditkârdır.
More Sentences
|
Cinema |
|
9 |
Sinema |
fırtına avcısı |
storm chaser i.
|
|
I want to be a storm chaser.
Bir fırtına avcısı olmak istiyorum.
More Sentences
|
General |
|
10 |
Genel |
bir bardak suda fırtına |
a storm in a teacup i.
|
|
11 |
Genel |
küçük fırtına |
whirly i.
|
|
12 |
Genel |
fırtına kuşu |
petrel i.
|
|
|
13 |
Genel |
kuzeyden gelen fırtına |
norther i.
|
|
14 |
Genel |
yağmur yağar yağmaz donduran fırtına |
ice storm i.
|
|
15 |
Genel |
fırtına bulutu |
thundercloud i.
|
|
16 |
Genel |
fırtına uyarısı |
gale warning i.
|
|
17 |
Genel |
şiddetli fırtına |
tropical storm i.
|
|
18 |
Genel |
tropik fırtına |
tropical storm i.
|
|
19 |
Genel |
şiddetli tropik fırtına |
typhoon i.
|
|
20 |
Genel |
oluşma (fırtına/basınç vb) |
development i.
|
|
21 |
Genel |
nispeten sakin bir merkez etrafında dönen dairesel fırtına |
cyclone i.
|
|
22 |
Genel |
fırtına kırlangıcı |
stormy petrel i.
|
|
23 |
Genel |
fırtına uyarısı |
storm warning i.
|
|
24 |
Genel |
fırtına sonrasında denizin çalkantısız kabarma hali |
swell i.
|
|
25 |
Genel |
fırtına gözü |
bull's eye squall i.
|
|
26 |
Genel |
kuvvetli fırtına |
violent storm i.
|
|
27 |
Genel |
gök gürültülü, şimşekli ve yağmurlu fırtına |
thundershower i.
|
|
28 |
Genel |
fırtına işareti |
storm signal i.
|
|
29 |
Genel |
ani fırtına |
squall i.
|
|
30 |
Genel |
fırtına çerçevesi |
storm sash i.
|
|
31 |
Genel |
sağanak yağışlı, şimşekli, yıldırımlı ve gök gürlemeli fırtına |
thunderstorm i.
|
|
32 |
Genel |
fırtına gözü |
bull's-eye squall i.
|
|
33 |
Genel |
fırtına yolu |
storm track i.
|
|
34 |
Genel |
şiddetli fırtına |
severe storm i.
|
|
35 |
Genel |
şiddetli fırtına |
ferocious storm i.
|
|
36 |
Genel |
şiddetli fırtına |
fierce storm i.
|
|
37 |
Genel |
katastrofik/feci/felaket/yıkıcı fırtına |
catastrophic storm i.
|
|
38 |
Genel |
kusursuz fırtına |
perfect storm i.
|
|
39 |
Genel |
yaklaşan fırtına |
coming storm i.
|
|
40 |
Genel |
karanlık fırtına |
dark storm i.
|
|
41 |
Genel |
ölümcül fırtına |
fatal storm i.
|
|
42 |
Genel |
siyah bir kuş olarak temsil edilen kötü fırtına tanrısı |
zu i.
|
|
43 |
Genel |
siyah bir kuş olarak temsil edilen kötü fırtına tanrısı |
zubird i.
|
|
44 |
Genel |
şiddetli fırtına |
blow i.
|
|
45 |
Genel |
felaket boyutunda hasarlara sebep olan çok güçlü fırtına |
megastorm i.
|
|
46 |
Genel |
avustralya'da görülen şiddetli fırtına |
burster i.
|
|
47 |
Genel |
fırtına sığınağı |
storm shelter i.
|
|
48 |
Genel |
fırtına sığınağı |
storm cellar i.
|
|
49 |
Genel |
fırtına bulutunun örs şeklindeki tepesi |
incus i.
|
|
50 |
Genel |
güçlü fırtına |
pirry i.
|
|
51 |
Genel |
fırtına koparmak |
break out f.
|
|
52 |
Genel |
dinmek (fırtına/rüzgar vb) |
lull f.
|
|
|
53 |
Genel |
fırtına esmek |
storm f.
|
|
54 |
Genel |
dindirmek (fırtına vb'ni) |
still f.
|
|
55 |
Genel |
fırtına patlamak |
squall f.
|
|
56 |
Genel |
dinmek (fırtına/rüzgar/yağmur) |
subside f.
|
|
57 |
Genel |
fırtına çıkmak |
squall f.
|
|
58 |
Genel |
fırtına hızını kaybetmek |
spend itself f.
|
|
59 |
Genel |
fırtına gibi esmek |
storm f.
|
|
60 |
Genel |
oluşmak (fırtına, basınç alanı vb) |
develop f.
|
|
61 |
Genel |
fırtına kopmak |
break out f.
|
|
62 |
Genel |
kopmak (fırtına) |
break f.
|
|
63 |
Genel |
dinmek (fırtına) |
blow over f.
|
|
64 |
Genel |
hafiflemek (fırtına) |
relent f.
|
|
65 |
Genel |
dinmek (fırtına) |
calm f.
|
|
66 |
Genel |
dinmeye başlamak (fırtına/rüzgar/yağmur) |
subside f.
|
|
67 |
Genel |
fırtına gibi esmek |
bluster f.
|
|
68 |
Genel |
fırtına patlamak |
storm f.
|
|
69 |
Genel |
fırtına çıkmak |
storm f.
|
|
70 |
Genel |
fırtına çıkmak |
storm to break out f.
|
|
71 |
Genel |
kopmak (fırtına vb) |
blow up f.
|
|
72 |
Genel |
(fırtına) dinmek |
spend itself f.
|
|
73 |
Genel |
(fırtına) yatışmak |
spend itself f.
|
|
74 |
Genel |
(fırtına) durulmak |
spend itself f.
|
|
75 |
Genel |
(fırtına) sakinleşmek |
spend itself f.
|
|
76 |
Genel |
(rüzgar/fırtına) uğuldamak |
rave f.
|
|
77 |
Genel |
(rüzgar/fırtına) azmak |
rave f.
|
|
78 |
Genel |
(rüzgar, fırtına) uğultu sesi çıkarmak |
blow f.
|
|
79 |
Genel |
(fırtına, kötü hava koşulları) kesilmek |
break f.
|
|
80 |
Genel |
(fırtına nedeniyle) sığınmak |
hunker f.
|
|
81 |
Genel |
şiddetli (fırtına vb) |
gustful s.
|
|
82 |
Genel |
fırtına yemiş |
weather-beaten s.
|
|
83 |
Genel |
(fırtına yüzünden) harabeye dönmüş |
tempest-tossed s.
|
|
84 |
Genel |
(fırtına yüzünden) harabeye dönmüş |
buffeted s.
|
|
85 |
Genel |
(fırtına yüzünden) harabeye dönmüş |
tempest-tost s.
|
|
86 |
Genel |
(fırtına yüzünden) harabeye dönmüş |
storm-tossed s.
|
|
87 |
Genel |
(fırtına yüzünden) harabeye dönmüş |
tempest-swept s.
|
|
88 |
Genel |
şiddetle devam eden ( yangın, fırtına vb.) |
raging s.
|
|
89 |
Genel |
fırtına nedeniyle harabeye dönmüş |
storm-racked s.
|
|
90 |
Genel |
fırtına gibi |
blazing s.
|
|
91 |
Genel |
(rüzgar) fırtına hızında ve gücünde |
gale-force s.
|
|
92 |
Genel |
fırtına gibi |
on the double zf.
|
|
93 |
Genel |
fırtına gibi |
at the double zf.
|
|
Phrasals |
|
94 |
Öbek Fiiller |
fırtına gibi esmek |
fume away f.
|
|
95 |
Öbek Fiiller |
(fırtına ve rüzgarlı hava için) aniden bastırmak |
blow up f.
|
|
96 |
Öbek Fiiller |
yanından kırbaç/rüzgar/fırtına gibi geçmek |
whip by f.
|
|
97 |
Öbek Fiiller |
(fırtına) kasıp kavurmak |
rip through f.
|
|
98 |
Öbek Fiiller |
fırtına atlatmak |
weather out f.
|
|
99 |
Öbek Fiiller |
fırtına gibi (bir yere) dalmak |
storm into (some place) f.
|
|
Phrases |
|
100 |
İfadeler |
fırtına geliyor |
there's storm brewing expr.
|
|
101 |
İfadeler |
fırtına kopmak üzere |
there's storm brewing expr.
|
|
102 |
İfadeler |
fırtına patlamak üzere |
there's storm brewing expr.
|
|
Proverb |
|
103 |
Atasözü |
rüzgar eken fırtına biçer |
sow the wind and reap the whirlwind
|
|
104 |
Atasözü |
rüzgar eken fırtına biçer |
sow the wind, reap the whirlwind
|
|
105 |
Atasözü |
rüzgar eken fırtına biçer |
the weed of crime bears bitter fruit
|
|
106 |
Atasözü |
benden sonra kopacak fırtına |
après moi, le déluge
|
|
107 |
Atasözü |
bizden sonra kopacak fırtına |
après nous, le déluge
|
|
Colloquial |
|
108 |
Konuşma Dili |
gök gürültülü fırtına |
thunderboomer i.
|
|
109 |
Konuşma Dili |
(hava) fırtına toplamak |
brew up f.
|
|
110 |
Konuşma Dili |
(fırtına) büyümek |
brew up f.
|
|
111 |
Konuşma Dili |
(fırtına) yaklaşmak |
brew up f.
|
|
112 |
Konuşma Dili |
(fırtına) kopmak/patlamak üzere olmak |
brew up f.
|
|
113 |
Konuşma Dili |
fırtına gibi esmek |
ace it f.
|
|
114 |
Konuşma Dili |
fırtına gibi |
at a rate of knots expr.
|
|
Idioms |
|
115 |
Deyim |
fırtına öncesi sessizliği |
heavy silence i.
|
|
116 |
Deyim |
bir bardak suda fırtına koparma |
a storm in a teakettle i.
|
|
117 |
Deyim |
bir bardak suda fırtına koparma |
a storm in a teapot i.
|
|
118 |
Deyim |
yağmur/fırtına öncesindeki güneşli ve açık hava |
weather breeder i.
|
|
119 |
Deyim |
bir bardak suda koparılan fırtına |
a tempest in a teakettle i.
|
|
120 |
Deyim |
bir bardak suda koparılan fırtına |
tempest in a teacup i.
|
|
121 |
Deyim |
bir bardak suda fırtına |
tempest in a teacup i.
|
|
122 |
Deyim |
bir bardak suda koparılan fırtına |
tempest in a teapot i.
|
|
123 |
Deyim |
bir bardak suda fırtına |
tempest in a teapot i.
|
|
124 |
Deyim |
bir bardak suda koparılan fırtına |
storm in a teacup i.
|
|
125 |
Deyim |
fırtına öncesi sessizlik |
the calm before the storm i.
|
|
126 |
Deyim |
fırtına öncesi sessizlik |
lull before the storm i.
|
|
127 |
Deyim |
fırtına sonrası sükunet |
the calm after a storm i.
|
|
128 |
Deyim |
fırtına sonrası sakinlik |
after the storm comes a calm i.
|
|
129 |
Deyim |
fırtına öncesi sessizlik |
calm before the storm i.
|
|
130 |
Deyim |
fırtına sonrası sükunet |
after the storm comes a calm i.
|
|
131 |
Deyim |
fırtına sonrası sakinlik |
the calm after a storm i.
|
|
132 |
Deyim |
bir bardak suda fırtına |
a tempest in a teacup i.
|
|
133 |
Deyim |
bir bardak suda kopan fırtına |
a tempest in a teacup i.
|
|
134 |
Deyim |
incir çekirdeğini doldurmayacak bir şey için koparılan fırtına |
a tempest in a teacup i.
|
|
135 |
Deyim |
fırtına öncesi sessizlik |
the calm before the storm i.
|
|
136 |
Deyim |
fırtına/yağmur bulutları |
storm clouds i.
|
|
137 |
Deyim |
fırtına gelmek/yaklaşmak |
breed up a storm f.
|
|
138 |
Deyim |
fırtına kopmak |
catch the devil f.
|
|
139 |
Deyim |
bir bardak suda fırtına koparmak |
storm in a tea cup f.
|
|
140 |
Deyim |
bir bardak suda fırtına koparmak |
tempest in a teapot f.
|
|
141 |
Deyim |
bir kaşık suda fırtına koparmak |
tempest in a teapot f.
|
|
142 |
Deyim |
bir bardak suda fırtına koparmak |
have a storm in a teacup f.
|
|
143 |
Deyim |
bir kaşık suda fırtına koparmak |
storm in a tea cup f.
|
|
144 |
Deyim |
bir bardak suda fırtına yaratmak |
make heavy weather of f.
|
|
145 |
Deyim |
bir bardak suda fırtına koparmak |
much ado about nothing f.
|
|
146 |
Deyim |
fırtına gibi esmek |
storm through f.
|
|
147 |
Deyim |
fırtına gibi içeri dalmak |
storm in f.
|
|
148 |
Deyim |
fırtına çıkmak |
come up a storm f.
|
|
149 |
Deyim |
rüzgar ekip fırtına biçmek |
sow the wind and reap the whirlwind f.
|
|
150 |
Deyim |
rüzgar ekip fırtına biçmek |
reap the whirlwind f.
|
|
151 |
Deyim |
(fırtına vb) dinmek |
blow itself out f.
|
|
152 |
Deyim |
sporda fırtına gibi koşarak takıma skor kazandırmaya çalışmak |
pin back your ears f.
|
|
153 |
Deyim |
fırtına öncesi sessizlik olmak |
be in the calm before the storm f.
|
|
154 |
Deyim |
bir yerde fırtına estirmek/yaratmak |
take somewhere by storm f.
|
|
155 |
Deyim |
fırtına gibi |
(as) fast as greased lightning s.
|
|
156 |
Deyim |
fırtına gibi |
faster than greased lightning s.
|
|
157 |
Deyim |
fırtına gibi |
(as) fast as greased lightning zf.
|
|
158 |
Deyim |
fırtına gibi |
faster than greased lightning zf.
|
|
159 |
Deyim |
burada rüzgar esse orada fırtına çıkar |
if (something) sneezes, (something else) catches a cold expr.
|
|
160 |
Deyim |
burada rüzgar esse orada fırtına çıkar |
if (something) catches a cold, (something else) gets pneumonia expr.
|
|
161 |
Deyim |
burada rüzgar estiğinde orada fırtına çıkar |
when (something) catches a cold, (something else) gets pneumonia expr.
|
|
162 |
Deyim |
burada rüzgar estiğinde orada fırtına çıkar |
when (something) sneezes, (something else) catches a cold expr.
|
|
163 |
Deyim |
burada rüzgar estiğinde orada fırtına çıkar |
when the US/UK/China, etc. sneezes, Japan/Germany, etc. catches cold expr.
|
|
164 |
Deyim |
burada rüzgar estiğinde orada fırtına çıkar |
when a sneezes, b catches a cold expr.
|
|
165 |
Deyim |
bir bardak suda fırtına |
much ado about nothing expr.
|
|
166 |
Deyim |
fırtına gibi |
as quick as greased lightning expr.
|
|
167 |
Deyim |
fırtına geliyor |
storm is brewing expr.
|
|
168 |
Deyim |
fırtına gibi |
at a rate of knots expr.
|
|
169 |
Deyim |
fırtına olacak |
storm is brewing expr.
|
|
170 |
Deyim |
fırtına gibi |
faster than a cat lapping chain lightning expr.
|
|
171 |
Deyim |
fırtına geliyor |
a storm is brewing expr.
|
|
172 |
Deyim |
fırtına kopacak |
a storm is brewing expr.
|
|
173 |
Deyim |
fırtına öncesi sessizlikte/sessizlik anında |
in the calm before the storm expr.
|
|
Speaking |
|
174 |
Konuşma |
bir fırtına geliyordu |
a storm was coming expr.
|
|
Trade/Economic |
|
175 |
Ticaret/Ekonomi |
fırtına hasarı |
damage by storm i.
|
|
176 |
Ticaret/Ekonomi |
fırtına sigortası |
storm insurance i.
|
|
Insurance |
|
177 |
Sigortacılık |
fırtına hasarı |
damage by storm i.
|
|
178 |
Sigortacılık |
şiddetli fırtına |
tempest i.
|
|
Technical |
|
179 |
Teknik |
elektrikli fırtına |
electric storm i.
|
|
180 |
Teknik |
elektriksel fırtına |
electric storm i.
|
|
181 |
Teknik |
fırtına merkezi |
centre of the thunderstorm i.
|
|
182 |
Teknik |
gök gürültülü fırtına |
thundersquall i.
|
|
183 |
Teknik |
gök gürültülü fırtına |
thunder squall i.
|
|
184 |
Teknik |
iyonosferik fırtına |
ionospheric tempest i.
|
|
185 |
Teknik |
manyetik fırtına |
magnetic storm i.
|
|
186 |
Teknik |
şimşek ve gök gürültülü fırtına |
electric storm i.
|
|
187 |
Teknik |
şimşek üreten fırtına bulutu |
thundercloud i.
|
|
188 |
Teknik |
tasarım fırtına gücü |
design storm i.
|
|
189 |
Teknik |
jeomanyetik fırtına |
geomagnetic storm i.
|
|
Computer |
|
190 |
Bilgisayar |
manyetik fırtına |
magnetic storm i.
|
|
Construction |
|
191 |
İnşaat |
fırtına savak |
storm sluice i.
|
|
Marine |
|
192 |
Denizcilik |
geminin babafingo yelkenlerini taşıyabileceği fırtına |
topgallant gale i.
|
|
193 |
Denizcilik |
ani ve şiddetli fırtına |
squall i.
|
|
194 |
Denizcilik |
fırtına kabarmasını önleyici dalgakıran |
storm surge protection breakwater i.
|
|
195 |
Denizcilik |
fırtına kabarması bariyerleri |
storm surge barrier i.
|
|
196 |
Denizcilik |
fırtına feneri |
hurricane lamp i.
|
|
197 |
Denizcilik |
fırtına yelkeni |
storm sail i.
|
|
198 |
Denizcilik |
fırtına kabarması tahmini |
storm surge forecasting i.
|
|
199 |
Denizcilik |
fırtına kabarması ve dalgalara karşı kıyı koruma çalışmaları |
shore protection works against storm surge and waves i.
|
|
200 |
Denizcilik |
fırtına sonrası birikinti ve çukurlukarın olduğu kana |
storm beach i.
|
|
201 |
Denizcilik |
fırtına kabarması incelemesi |
storm surge survey i.
|
|
202 |
Denizcilik |
fırtına kabarması çiti |
storm surge gate i.
|
|
203 |
Denizcilik |
fırtına feneri |
storm lamp i.
|
|
204 |
Denizcilik |
fırtına floğu |
storm foresail i.
|
|
205 |
Denizcilik |
fırtına feneri |
hurricane lantern i.
|
|
206 |
Denizcilik |
fırtına feneri |
tornado lantern i.
|
|
207 |
Denizcilik |
fırtına floku |
storm jib i.
|
|
208 |
Denizcilik |
fırtına kabarmasına karşı geçit |
gate against storm surge i.
|
|
209 |
Denizcilik |
fırtına durumu |
sea state i.
|
|
210 |
Denizcilik |
fırtına sonrası kıyıda oluşan az eğimli bölge |
storm berm i.
|
|
211 |
Denizcilik |
fırtına gel-giti |
storm tide i.
|
|
212 |
Denizcilik |
fırtına kabarması |
storm surge i.
|
|
213 |
Denizcilik |
fırtına kabarması afetleri |
storm surge disasters i.
|
|
214 |
Denizcilik |
korunaklı suda fırtına |
storm mooring on berth i.
|
|
215 |
Denizcilik |
kuvvetli fırtına |
storm i.
|
|
216 |
Denizcilik |
nadir fırtına dalgaları |
extreme storm waves i.
|
|
217 |
Denizcilik |
şiddetli fırtına |
severe storm i.
|
|
218 |
Denizcilik |
tropikal fırtına |
tropical storm i.
|
|
219 |
Denizcilik |
üçgen şeklinde fırtına yelkeni |
bentinck i.
|
|
220 |
Denizcilik |
şiddetli fırtına |
living gale i.
|
|
221 |
Denizcilik |
fırtına sırasında geminin sürüklenmesini azaltmak için suya batırılmış yelken |
drift sail i.
|
|
222 |
Denizcilik |
geminin kıçındaki balkon kapısının dışına takılan bir tür fırtına panjuru |
dead door i.
|
|
223 |
Denizcilik |
fırtına çıpası |
flood anchor i.
|
|
224 |
Denizcilik |
fırtına çapası |
flood anchor i.
|
|
225 |
Denizcilik |
fırtına sırasında geminin kapaklarını kapatmak |
batten down f.
|
|
226 |
Denizcilik |
fırtına tehlikesi gösteren |
greasy s.
|
|
227 |
Denizcilik |
fırtına sebebiyle bir yerde durmuş |
storm-bound s.
|
|
Marine Biology |
|
228 |
Deniz Biyolojisi |
fırtına balığı |
black seabream i.
|
|
229 |
Deniz Biyolojisi |
fırtına takvimi |
storm calendar i.
|
|
230 |
Deniz Biyolojisi |
fırtına ihbarı |
gale warning i.
|
|
231 |
Deniz Biyolojisi |
fırtına ihbarı |
storm warning i.
|
|
Astronomy |
|
232 |
Gökbilim |
jüpiter gezegeninde gerçekleşen antisiklonik fırtına |
red spot i.
|
|
Zoology |
|
233 |
Zooloji |
bir tür fırtına kuşu |
bermuda petrel i.
|
|
234 |
Zooloji |
bir tür fırtına kuşu |
cahow i.
|
|
235 |
Zooloji |
fırtına kuşları |
procellariiformes i.
|
|
236 |
Zooloji |
fırtına kuşu |
oceanites i.
|
|
237 |
Zooloji |
fırtına kuşları |
hydrobatidae i.
|
|
238 |
Zooloji |
fırtına kuşu |
european storm-petrel i.
|
|
239 |
Zooloji |
fırtına kırlangıcı |
mallemock i.
|
|
240 |
Zooloji |
fırtına kırlangıcı |
stormy petrel i.
|
|
241 |
Zooloji |
fırtına kırlangıcı |
mallemoke i.
|
|
242 |
Zooloji |
fırtına kuşugiller |
hydrobatidae i.
|
|
243 |
Zooloji |
fırtına kırlangıcı |
mollemoke i.
|
|
244 |
Zooloji |
fırtına kuşu |
hydrobates pelagicus i.
|
|
Forestry |
|
245 |
Ormancılık |
manyetik fırtına |
magnetic storm i.
|
|
Education |
|
246 |
Eğitim |
dünyanın sonunu işaret eden fırtına |
the crack of doom i.
|
|
Literature |
|
247 |
Edebiyat |
fırtına koparan |
stormbringer i.
|
|
248 |
Edebiyat |
(shakespeare'in fırtına isimli oyununda) prospero'ya yardım etmek için sihrini kullanması gereken bir ruh |
ariel i.
|
|
249 |
Edebiyat |
shakespeare'in fırtına adlı eserinde bahsi geçen bir kuş |
scamel i.
|
|
250 |
Edebiyat |
(shakespeare'in fırtına'sında) sürgündeki milano dükü |
prospero i.
|
|
History |
|
251 |
Tarih |
(nazi almanyası'nda) fırtına taaruzcusu |
brown shirt i.
|
|
Religious |
|
252 |
Dini |
(hinduizm'de) fırtına tanrılarına verilen ad |
marut i.
|
|
253 |
Dini |
(hinduizm'de) fırtına tanrısı marut'un babası |
rudra i.
|
|
Environment |
|
254 |
Çevre |
cephesel fırtına |
frontal thunderstorm i.
|
|
255 |
Çevre |
fırtına hattı |
squall line i.
|
|
256 |
Çevre |
fırtına dalgasına dayanıklı sistem |
anti-storm surge system i.
|
|
257 |
Çevre |
fırtına dalgakıranı |
breakwater for storm surges i.
|
|
258 |
Çevre |
fırtına dalgası uyarısı |
storm surge warning i.
|
|
259 |
Çevre |
fırtına dalgası seli |
flooding of storm surge i.
|
|
260 |
Çevre |
fırtına dalgası hasarı |
damage to storm surge i.
|
|
261 |
Çevre |
fırtına merkezi |
eye of the storm i.
|
|
262 |
Çevre |
fırtına afeti |
sever storm disaster i.
|
|
263 |
Çevre |
fırtına bulutu |
thunder cloud i.
|
|
264 |
Çevre |
hortumlu fırtına |
vortex thunderstorm i.
|
|
265 |
Çevre |
ölçü fırtına |
unit storm i.
|
|
266 |
Çevre |
yıldırımlı fırtına |
thunderstorm i.
|
|
Geography |
|
267 |
Coğrafya |
kuzey yönünden esen fırtına |
northerly i.
|
|
268 |
Coğrafya |
fırtına dalgası |
tidal surge i.
|
|
269 |
Coğrafya |
fırtına dalgası |
storm surge i.
|
|
270 |
Coğrafya |
kuvvetli fırtına |
strong gale i.
|
|
271 |
Coğrafya |
mutedil fırtına |
moderate gale i.
|
|
272 |
Coğrafya |
özellikle fırtına şartlarında görülebilen rüzgarın ani biçimde aşağı yönlü vuruşu |
wind shear i.
|
|
273 |
Coğrafya |
sert fırtına |
fresh gale i.
|
|
274 |
Coğrafya |
şiddetli fırtına |
whole gale i.
|
|
275 |
Coğrafya |
güçlü fırtına |
hooley i.
|
|
276 |
Coğrafya |
genellikle şiddetli fırtına sonucu oluşan ani ve kısa süreli sağanak |
flash flood i.
|
|
277 |
Coğrafya |
(fırtına esnasında) dalgadan sıçrayan su damlacıkları |
spoondrift i.
|
|
278 |
Coğrafya |
sumatra ile malay yarımadası arasındaki boğazda yaygın olan şiddetli fırtına |
sumatra i.
|
|
Meteorology |
|
279 |
Meteoroloji |
yağmurla birlikte gelen ani ve şiddetli fırtına |
rainsquall i.
|
|
280 |
Meteoroloji |
kuzeydoğudan gelen fırtına veya sert rüzgar |
noreaster i.
|
|
281 |
Meteoroloji |
kuzeydoğudan gelen fırtına veya sert rüzgar |
nor'easter i.
|
|
282 |
Meteoroloji |
kuzeyden gelen fırtına |
northernly i.
|
|
283 |
Meteoroloji |
kuzeyden gelen fırtına |
northerly i.
|
|
284 |
Meteoroloji |
yıldız-poyraz yönünden gelen fırtına |
north-northeasterly i.
|
|
285 |
Meteoroloji |
yıldız-karayel yönünden gelen fırtına |
north-northwesterly i.
|
|
286 |
Meteoroloji |
yağmur, dolu, karla karışık veya karlı fırtına |
thick squall i.
|
|
287 |
Meteoroloji |
gök gürültülü fırtına |
thunder [dialect] i.
|
|
288 |
Meteoroloji |
çok çekirdekli fırtına |
multicell storm i.
|
|
289 |
Meteoroloji |
döner fırtına |
whirlwind i.
|
|
290 |
Meteoroloji |
dönen fırtına |
revolving storm i.
|
|
291 |
Meteoroloji |
elektriksel fırtına |
electric storm i.
|
|
292 |
Meteoroloji |
fırtına uyarısı |
storm warning i.
|
|
293 |
Meteoroloji |
fırtına girdabı |
storm vortex i.
|
|
294 |
Meteoroloji |
fırtına gözü |
eye of the storm i.
|
|
295 |
Meteoroloji |
fırtına merkezi |
centre of the thunderstorm i.
|
|
296 |
Meteoroloji |
fırtına uyarı kulesi |
storm-warning tower i.
|
|
297 |
Meteoroloji |
fırtına çerçevesi |
storm sash i.
|
|
298 |
Meteoroloji |
fırtına çiti |
wild fence i.
|
|
299 |
Meteoroloji |
fırtına yolu |
storm track i.
|
|
300 |
Meteoroloji |
fırtına ihbarı |
gale warning i.
|
|
301 |
Meteoroloji |
fırtına bulutu |
supercell i.
|
|
302 |
Meteoroloji |
fırtına ihbarı |
storm warning i.
|
|
303 |
Meteoroloji |
fırtına işareti |
storm signal i.
|
|
304 |
Meteoroloji |
fırtına rüzgarları |
storm winds i.
|
|
305 |
Meteoroloji |
fırtına ihbar kuleleri |
storm warning tower i.
|
|
306 |
Meteoroloji |
fırtına bulutu |
thundercloud i.
|
|
307 |
Meteoroloji |
fırtına tahmin merkezi |
storm prediction center i.
|
|
308 |
Meteoroloji |
fırtına yolları |
storm paths i.
|
|
309 |
Meteoroloji |
fırtına sığınağı |
storm cave i.
|
|
310 |
Meteoroloji |
fırtına ortasındaki durgun bölge |
bull's-eye squall i.
|
|
311 |
Meteoroloji |
fırtına dalgası |
storm surge i.
|
|
312 |
Meteoroloji |
gümüş fırtına |
silver storm i.
|
|
313 |
Meteoroloji |
gök gürültülü fırtına |
thunderstorm i.
|
|
314 |
Meteoroloji |
göl etkenli fırtına |
lake effect storm i.
|
|
315 |
Meteoroloji |
kuvvetli fırtına |
strong gale i.
|
|
316 |
Meteoroloji |
orta şiddette fırtına |
moderate gale i.
|
|
317 |
Meteoroloji |
radar fırtına araştırması |
radar storm detection i.
|
|
318 |
Meteoroloji |
şimşek ve gök gürültülü fırtına |
electric storm i.
|
|
319 |
Meteoroloji |
tali fırtına |
substorm i.
|
|
320 |
Meteoroloji |
tropikal fırtına |
tropical storm i.
|
|
321 |
Meteoroloji |
ulusal kuvvetli fırtına laboratuvarı |
national severe storm laboratory i.
|
|
322 |
Meteoroloji |
ulusal kuvvetli fırtına tahmin merkezi |
national severe storm forecast center i.
|
|
323 |
Meteoroloji |
(denizde çıkan) ani fırtına |
white squall i.
|
|
324 |
Meteoroloji |
yüksek basınç bölgesinden dışa doğru dairesel esen fırtına |
anticyclonic storm i.
|
|
325 |
Meteoroloji |
yüksek basınç bölgesinden dışa doğru dairesel esen fırtına |
high-area storm i.
|
|
326 |
Meteoroloji |
doğudan esen fırtına veya rüzgar |
easterly i.
|
|
327 |
Meteoroloji |
ekinoks zamanında meydana gelen şiddetli fırtına |
equinoctial i.
|
|
328 |
Meteoroloji |
büyük fırtına bulutlarında meydana gelen mavi koni şeklindeki yıldırım boşalımı |
jet i.
|
|
329 |
Meteoroloji |
büyük fırtına bulutlarında meydana gelen mavi koni şeklindeki yıldırım boşalımı |
blue jet i.
|
|
330 |
Meteoroloji |
büyük fırtına bulutlarında meydana gelen mavi koni şeklindeki yıldırım boşalımı |
reverse lightning i.
|
|
331 |
Meteoroloji |
kara bulutlu fırtına |
black squall i.
|
|
332 |
Meteoroloji |
şiddetli fırtına |
williwaw i.
|
|
333 |
Meteoroloji |
zayıf ve kısa süren fırtına |
gustnado i.
|
|
334 |
Meteoroloji |
gök gürültülü fırtına olaylarını kaydeden alet |
brontometer i.
|
|
335 |
Meteoroloji |
(afrika kıyılarında) fırtına habercisi küçük bulut |
oxeye i.
|
|
336 |
Meteoroloji |
güçlü fırtına |
disturbance i.
|
|
337 |
Meteoroloji |
fırtına mahzeni |
storm shelter i.
|
|
338 |
Meteoroloji |
fırtına mahzeni |
storm cellar i.
|
|
339 |
Meteoroloji |
iki fırtına çarpıştığında meydana gelen gök gürültülü fırtına |
complex i.
|
|
340 |
Meteoroloji |
güçlü fırtına |
cyclonic storm i.
|
|
341 |
Meteoroloji |
yağmursuz gök gürültülü fırtına sonucu oluşan şimşek çakması |
dry lightning [us] i.
|
|
342 |
Meteoroloji |
eş zamanlı fırtına gelişim eğrisi |
isobront i.
|
|
343 |
Meteoroloji |
eş zamanlı fırtına gelişim eğrisi |
isobronton i.
|
|
344 |
Meteoroloji |
kısa süreli ani fırtına |
flaw i.
|
|
345 |
Meteoroloji |
fırtına veya sel gibi içine almak veya alt etmek |
whelm f.
|
|
346 |
Meteoroloji |
(rüzgar veya fırtına) hafiflemek |
mild [texas/virginia] f.
|
|
347 |
Meteoroloji |
(rüzgar veya fırtına) azalmak |
mild [texas/virginia] f.
|
|
348 |
Meteoroloji |
fırtına şiddetinin resmi tahmin derecesini düşürmek |
downgrade f.
|
|
349 |
Meteoroloji |
fırtına habercisi olan |
threatening s.
|
|
350 |
Meteoroloji |
yağmur veya fırtına habercisi olan |
grouty [dialect] [us] s.
|
|
351 |
Meteoroloji |
şiddetli tropik fırtına ile ilgili |
cyclonal s.
|
|
352 |
Meteoroloji |
şiddetli tropik fırtına ile ilgili |
cyclonical s.
|
|
353 |
Meteoroloji |
ani fırtına koparan |
squalling s.
|
|
354 |
Meteoroloji |
(fırtına) ses çıkaran |
squalling s.
|
|
355 |
Meteoroloji |
(fırtına) uğultu yapan |
squalling s.
|
|
Geology |
|
356 |
Jeoloji |
fırtına çökelleri |
storm deposits i.
|
|
Military |
|
357 |
Askeri |
fırtına bayrağı |
storm flag i.
|
|
358 |
Askeri |
fırtına birlikleri |
stormtrooper i.
|
|
359 |
Askeri |
tropik fırtına |
tropical storm i.
|
|
Hunting |
|
360 |
Silah/Atıcılık |
fırtına kuşu avcısı |
muttonbirder [new zealand] i.
|
|
Mythology |
|
361 |
Mitoloji |
(babil ve asur'da) fırtına ve rüzgar tanrısı |
ramman i.
|
|
362 |
Mitoloji |
(cermenlerde) gök gürültüsü ve fırtına tanrısı |
donar i.
|
|
Abbreviation |
|
363 |
Kısaltma |
gök gürültülü fırtına |
tstm i.
|
|
Latin |
|
364 |
Latince |
fırtına kuşları |
procellariiformes i.
|
|
Ornithology |
|
365 |
Kuşbilim |
fırtına kuşuyla yakından akraba, renk ve boyut olarak martıya benzeyen, kuzey atlantik'te bol miktarda bulunan bir kutup kuşu |
noddy (fulmarus glacialis) i.
|
|
366 |
Kuşbilim |
fırtına kuşuyla yakından akraba, renk ve boyut olarak martıya benzeyen, kuzey atlantik'te bol miktarda bulunan bir kutup kuşu |
northern fulmar i.
|
|
367 |
Kuşbilim |
fırtına kuşuyla yakından akraba, renk ve boyut olarak martıya benzeyen, kuzey atlantik'te bol miktarda bulunan bir kutup kuşu |
arctic fulmar i.
|
|
368 |
Kuşbilim |
yeni zelanda'ya özgü koyu renkli bir fırtına kuşu |
north island muttonbird (pterodroma macroptera gouldi) i.
|
|
369 |
Kuşbilim |
yeni zelanda'ya özgü koyu renkli bir fırtına kuşu |
grey-faced petrel i.
|
|
370 |
Kuşbilim |
yeni zelanda'ya özgü koyu renkli bir fırtına kuşu |
grey-faced petrel i.
|
|
371 |
Kuşbilim |
yeni zelanda'ya özgü koyu renkli bir fırtına kuşu |
oi i.
|
|
372 |
Kuşbilim |
kuzey atlantik fırtına kuşu |
northern storm petrel (hydrobates pelagicus) i.
|
|
373 |
Kuşbilim |
kuzey atlantik fırtına kuşu |
stormy petrel i.
|
|
374 |
Kuşbilim |
iri bir tür fırtına kuşu |
nelly (macronectes giganteus) i.
|
|
375 |
Kuşbilim |
avustralya'ya özgü bir dalgıç fırtına kuşu |
teetee (halodroma wrinatrix) i.
|
|
376 |
Kuşbilim |
mavi ayaklı bir fırtına kuşu |
titi (pterodroma cookii) i.
|
|
377 |
Kuşbilim |
fırtına kuşugiller familyasına ait deniz kuşu |
sea swallow i.
|
|
378 |
Kuşbilim |
fırtına kuşugiller familyasına ait deniz kuşu |
mother carey's chicken i.
|
|
379 |
Kuşbilim |
antarktik'e özgü kahverengi iri bir fırtına kuşu |
antarctic giant petrel (macronectes giganteus) i.
|
|
380 |
Kuşbilim |
antarktik'e özgü kahverengi iri bir fırtına kuşu |
giant fulmar (macronectes giganteus) i.
|
|
381 |
Kuşbilim |
antarktik'e özgü kahverengi iri bir fırtına kuşu |
giant petrel (macronectes giganteus) i.
|
|
382 |
Kuşbilim |
kuzey atlantik'in derin sularına özgü çeşitli büyük fırtına kuşu ve fulmar ile güney kutup denizi'ne özgü birtakım aestrelata türlerine verilen ad |
mallemock i.
|
|
383 |
Kuşbilim |
fırtına kırlangıcı |
mallemuck i.
|
|
384 |
Kuşbilim |
kuzey atlantik'in derin sularına özgü çeşitli büyük fırtına kuşu ve fulmar ile güney kutup denizi'ne özgü birtakım aestrelata türlerine verilen ad |
mallemuck i.
|
|
385 |
Kuşbilim |
fırtına kırlangıcı |
mollymawk i.
|
|
386 |
Kuşbilim |
kuzey atlantik'in derin sularına özgü çeşitli büyük fırtına kuşu ve fulmar ile güney kutup denizi'ne özgü birtakım aestrelata türlerine verilen ad |
mollymawk i.
|
|
387 |
Kuşbilim |
fırtına kırlangıcı |
mollemock i.
|
|
388 |
Kuşbilim |
kuzey atlantik'in derin sularına özgü çeşitli büyük fırtına kuşu ve fulmar ile güney kutup denizi'ne özgü birtakım aestrelata türlerine verilen ad |
mollemock i.
|
|
389 |
Kuşbilim |
fırtına kırlangıcı |
witch i.
|
|
390 |
Kuşbilim |
güney denizlerine özgü beyaz çeneli büyük ve siyah renkli bir fırtına kuşu |
white-chinned petrel (procellaria aequinoctialis) i.
|
|
391 |
Kuşbilim |
balina avlama teknelerini takip eden antarktika'ya özgü büyük fırtına kuşu |
whale bird i.
|
|
392 |
Kuşbilim |
antarktika'ya özgü bir fırtına kuşu |
wilson's petrel i.
|
|
393 |
Kuşbilim |
fırtına kuşu |
mitty [uk] i.
|
|
394 |
Kuşbilim |
fırtına kırlangıcı |
mitty [uk] i.
|
|
395 |
Kuşbilim |
fırtına kırlangıcı |
mollie i.
|
|
396 |
Kuşbilim |
fırtına kırlangıcı |
molly i.
|
|
397 |
Kuşbilim |
kuzey atlantik ve güney okyanusu'na özgü birçok büyük fırtına kuşu ve fulmar türüne verilen ad |
molly-mawk i.
|
|
398 |
Kuşbilim |
pasifik'te yaşayan dev fırtına kuşu |
mother carey's goose i.
|
|
399 |
Kuşbilim |
oestralata cinsi küçük fırtına kuşu |
gadfly petrel i.
|
|
400 |
Kuşbilim |
pterodroma cinsi fırtına kuşu |
gadfly petrel i.
|
|
401 |
Kuşbilim |
çeşitli fırtına kuşlarına verilen ad |
muttonbird i.
|
|
402 |
Kuşbilim |
avustralya’ya özgü kısa kuyruklu bir fırtına kuşu |
mutton bird (nectris brevicaudus) i.
|
|
403 |
Kuşbilim |
bir fırtına kuşugiller cinsi |
genus oceanites i.
|
|
404 |
Kuşbilim |
antarktika okyanusu'nda yaşayan, daption cinsi bir fırtına kuşu |
pintado i.
|
|
405 |
Kuşbilim |
küçük fırtına kuşlarını içine alan bir kuş familyası |
pelecanoididae i.
|
|
406 |
Kuşbilim |
küçük fırtına kuşlarını içine alan bir kuş familyası |
family pelecanoididae i.
|
|
407 |
Kuşbilim |
büyük bir fırtına kuşu |
ossifraga i.
|
|
408 |
Kuşbilim |
güney dev fırtına kuşu |
stinker i.
|
|
Slang |
|
409 |
Argo |
beklenmedik fırtına |
cockeye bob [australia] i.
|
|
410 |
Argo |
beklenmedik fırtına |
cockeyed bob [australia] i.
|
|
Star Wars |
|
411 |
Star Wars |
eleştirici fırtına nebulası |
censorious tempest nebula i.
|
|
412 |
Star Wars |
h-60 fırtına bombacısı |
h-60 tempest bomber i.
|
|
413 |
Star Wars |
fırtına karakolu |
outpost tempest i.
|
|
414 |
Star Wars |
fırtına filosu |
squall squadron i.
|
|
415 |
Star Wars |
fırtına canavarı |
storm beast i.
|
|
416 |
Star Wars |
fırtına komuta okulu |
storm commando school i.
|
|
417 |
Star Wars |
fırtına sıfır |
tempest zero i.
|
|
418 |
Star Wars |
fırtına sıfır yıldız savaşçısı |
tempest zero starfighter i.
|
|