İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Yaygın Kullanım | flinch f. | irkilmek | ||
I am a research scientist in my country and I cannot hear the expression 'knowledge-based society' without flinching. Ben ülkemde araştırmacı bir bilim adamıyım ve 'bilgi temelli toplum' ifadesini duyduğumda irkilmeden edemiyorum. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | flinch i. | kaçınma | ||
No one flinched. Kimse kaçınmadı. More Sentences |
||||
Genel | flinch f. | ürkmek | ||
Tom didn't flinch. Tom ürkmedi. More Sentences |
||||
Genel | flinch f. | korkmak | ||
Why are you flinching? Neden korkuyorsun? More Sentences |
||||
Genel | flinch f. | geri çekilmek | ||
I flinched. Geri çekildim. More Sentences |
||||
Genel | flinch i. | çekinme | ||
Genel | flinch f. | sakınmak | ||
Genel | flinch f. | çekinmek | ||
Genel | flinch f. | kaçınmak | ||
Genel | flinch f. | bir yana çekmek (darbe yememek için vücudunu veya vücudunun bir parçasını) | ||
Genel | flinch f. | geri çekmek (darbe yememek için kendini) | ||
Genel | flinch f. | yüzmek (balina/ayıbalığı vb) | ||
Genel | flinch f. | kaçmak | ||
Genel | flinch f. | (darbe yememek için) (vücudunu/vücudunun bir parçasını) geri veya bir yana çekmek | ||
Genel | flinch f. | savulmak | ||
Genel | flinch f. | yüzünü buruşturmak (korku/acı nedeniyle) vücudunda bir yer seğirmek |
İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | not flinch from f. | kaçınmamak | ||
Phrasals | ||||
Öbek Fiiller | flinch from f. | -den çekinmek | ||
Öbek Fiiller | flinch from f. | '-den kaçınmak | ||
Öbek Fiiller | flinch from f. | '-den sakınmak | ||
Öbek Fiiller | flinch from f. | '-den kaçmak | ||
Öbek Fiiller | flinch from f. | '-den geri çekilmek | ||
Öbek Fiiller | flinch from f. | '-den ürkmek | ||
Öbek Fiiller | flinch from (someone or something) f. | (birinden/bir şeyden) çekinmek | ||
Öbek Fiiller | flinch from (someone or something) f. | (birinden/bir şeyden) kaçınmak | ||
Öbek Fiiller | flinch from (someone or something) f. | (birinden/bir şeyden) sakınmak | ||
Öbek Fiiller | flinch from (someone or something) f. | (birinden/bir şeyden) kaçmak | ||
Öbek Fiiller | flinch from (someone or something) f. | (birinden/bir şeyden) geri çekilmek | ||
Öbek Fiiller | flinch from (someone or something) f. | (birinden/bir şeyden) ürkmek |