İngilizce | Türkçe | |
---|---|---|
Phrasals | ||
Öbek Fiiller | force through f. | bir şeyi başka bir şeyden geçirmeye çalışmak |
İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
Phrasals | ||||
Öbek Fiiller | force (something) through (something) f. | (bir şeyi bir şeye) kabul ettirmeye çalışmak | ||
As if that were not enough, it is trying to force through immigrant expulsion agreements. Bu da yetmezmiş gibi, göçmenlerin sınır dışı edilmesine ilişkin anlaşmaları zorla kabul ettirmeye çalışmaktadır. More Sentences |
||||
Öbek Fiiller | force (someone or something) through (something) f. | (birini/bir şeyi bir şeye/yere) zorla sığdırmak | ||
Öbek Fiiller | force (someone or something) through (something) f. | (birini/bir şeyi bir şeye/yere) tıkmak | ||
Öbek Fiiller | force (something) through (something) f. | (bir şeyi bir şeyin) onayından geçirmeye çalışmak | ||
Öbek Fiiller | force (something) through (something) f. | (bir şeyi bir şeyden) geçirmeye çalışmak |