forgive

"forgive" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 13 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	forgive f.	affetmek
Future generations will not forgive us if we squander that opportunity. Bu fırsatı heba edersek gelecek nesiller bizi affetmeyecektir. More Sentences
2	Yaygın Kullanım	forgive f.	bağışlamak
Please forgive me for saying so, but this is not satisfactory. Lütfen bunu söylediğim için beni bağışlayın ama bu tatmin edici değil. More Sentences
General
3	Genel	forgive f.	kusuruna bakmamak
Forgive me, but I have no change. Kusura bakmayın ama bozuk param yok. More Sentences
4	Genel	forgive f.	affetmek
If that is the case, I can forgive you for your bad timing. Eğer durum buysa, kötü zamanlamanız için sizi affedebilirim. More Sentences
5	Genel	forgive f.	bağışlamak
However, forgive me if I am a little sceptical of the reply you have just given me. Bununla birlikte, bana verdiğiniz cevaba biraz şüpheyle yaklaştığım için beni bağışlayın. More Sentences
Trade/Economic
6	Ticaret/Ekonomi	forgive f.	bağışlamak
I must therefore ask you to forgive the Commission's absence. Bu nedenle Komisyon'un yokluğunu bağışlamanızı rica etmek durumundayım. More Sentences
Law
7	Hukuk	forgive f.	affetmek
The peoples of Europe will not forgive politicians putting their self-interest above the security of the people. Avrupa halkları, kendi çıkarlarını halkın güvenliğinin üstünde tutan politikacıları affetmeyecektir. More Sentences
General
8	Genel	forgive f.	bağışlanma
9	Genel	forgive f.	bahşetmek
10	Genel	forgive f.	bağışlama
11	Genel	forgive f.	affeylemek
12	Genel	forgive f.	silmek
Irregular Verb
13	Irregular Verb	forgive f.	forgave - forgiven

"forgive" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 44 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
General
1	Genel	not forgive f.	affetmemek
Aviation does not forgive mistakes. Havacılık hatayı affetmez. More Sentences
2	Genel	forgive me ünl.	affet beni
Tom will never forgive me for doing that. Tom bu yaptığımdan dolayı hiç affetmeyecek beni. More Sentences
Phrasals
3	Öbek Fiiller	forgive (someone) for (something) f.	(birini bir şey) için affetmek
Tom would've been forgiven for doing that if he'd apologized. Tom, özür dileseydi bunu yaptığı için affedilirdi. More Sentences
Speaking
4	Konuşma	forgive me i.	beni affet
I do it now instead and hope he will forgive me for not doing so earlier. Bunun yerine şimdi bunu yapıyorum ve daha önce yapmadığım için beni affedeceğini umuyorum. More Sentences
5	Konuşma	forgive me expr.	bağışla beni
Forgive me, for I have sinned. Bağışla beni, çünkü günah işledim. More Sentences
6	Konuşma	please forgive me expr.	lütfen beni affet
Time compels me to highlight only five aspects of it, so please forgive me for that. Zaman beni sadece beş yönünü vurgulamaya zorluyor, bu yüzden lütfen beni affedin. More Sentences
General
7	Genel	forgive somebody's offence f.	suçunu bağışlamak
8	Genel	pardon (forgive) an impoliteness f.	kusura bakmamak
9	Genel	ask (one) to forgive f.	affetmesini istemek
10	Genel	forgive one's sins f.	günahlarını bağışlamak
11	Genel	forgive one's opponent f.	rakibini affetmek
Phrasals
12	Öbek Fiiller	forgive (someone) for (something) f.	(birini bir konuda) affetmek/bağışlamak
13	Öbek Fiiller	forgive for f.	için affetmek
14	Öbek Fiiller	forgive for f.	bir konuda affetmek/bağışlamak
Phrases
15	İfadeler	forgive my presumption expr.	küstahlığımı bağışlayın
16	İfadeler	forgive us our trespasses expr.	bizim günahlarımızı bağışla
17	İfadeler	forgive my digression expr.	konu dışına çıktığım için bağışla
Proverb
18	Atasözü	to err is human to forgive divine	hatasız kul olmaz
19	Atasözü	to err is human to forgive divine	herkes hata yapar
20	Atasözü	to err is human to forgive divine	her insan hata yapar
Colloquial
21	Konuşma Dili	god forgive me expr.	allah affetsin
22	Konuşma Dili	god forgive me expr.	tanrı affetsin
23	Konuşma Dili	god forgive me expr.	allah'ın gücüne gitmesin
24	Konuşma Dili	god forgive me expr.	tanrı'nın gücüne gitmesin
Idioms
25	Deyim	forgive and forget expr.	bağışla ve unut
Speaking
26	Konuşma	I'll never forgive myself expr.	asla kendimi bağışlamayacağım
27	Konuşma	may allah forgive his/her sins expr.	allah taksiratını affetsin
28	Konuşma	forgive our sins expr.	bizim günahlarımızı bağışla
29	Konuşma	will you be able to forgive me? expr.	beni affedebilecek misin?
30	Konuşma	if anything ever happened to you I'd never forgive myself expr.	başına bir şey gelecek olursa kendimi asla affetmem
31	Konuşma	I am sure she will forgive you expr.	eminim ki seni affedecektir
32	Konuşma	I am sure she will forgive you expr.	eminim ki seni bağışlayacaktır
33	Konuşma	please forgive us for anything we did wrong expr.	lütfen yaptığımız hatalar için bizi affet
34	Konuşma	ask her to forgive you expr.	ondan seni afftetmesini iste
35	Konuşma	ask him to forgive you expr.	ondan seni afftetmesini iste
36	Konuşma	please forgive me for being late expr.	lütfen geç kaldığım için beni affedin
37	Konuşma	I'll never forgive myself expr.	kendimi asla affetmeyeceğim
38	Konuşma	I will not forgive myself expr.	kendimi affetmeyeceğim
39	Konuşma	forgive me, father, for I have sinned expr.	peder, beni bağışlayın, günah işledim
40	Konuşma	I’ll never ever forgive you expr.	seni asla affetmeyeceğim
41	Konuşma	I'll never ever forgive you expr.	seni asla ama asla affetmeyeceğim
42	Konuşma	I am gonna get you to forgive me expr.	sana kendimi affettireceğim
43	Konuşma	I love you and I forgive you expr.	seni seviyorum ve seni affediyorum
44	Konuşma	I forgive you expr.	seni bağışlıyorum