funeral - Türkçe İngilizce Sözlük

funeral

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

"funeral" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 10 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
funeral i. cenaze
Let us take as our example the film 'Four Weddings and a Funeral'.
Örnek olarak "Dört Nikah Bir Cenaze" filmini ele alalım.

More Sentences
General
funeral i. cenaze
In Milan, it is illegal to frown except during funerals or hospital visits.
Milano'da cenazeler veya hastane ziyaretleri dışında kaşlarını çatmak yasa dışıdır.

More Sentences
funeral i. cenaze töreni
In Milan, it is illegal to frown except during funerals or hospital visits.
Milano'da cenaze törenleri veya hastane ziyaretleri dışında kaşları çatmak yasaktır.

More Sentences
funeral i. cenaze merasimi
There were many people at the funeral.
Cenaze merasiminde bir sürü insan vardı.

More Sentences
funeral i. problem
funeral i. gömme
funeral i. sorun
funeral i. defin
funeral i. cenaze alayı
funeral s. cenaze törenine ait

"funeral" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 91 sonuç

İngilizce Türkçe
General
funeral march i. cenaze marşı
He composed a funeral march for his own funeral.
Kendi cenazesi için bir cenaze marşı bestelemişti.

More Sentences
funeral prayer i. cenaze namazı
A funeral prayer in absentia was held for Sami.
Sami için gıyabi cenaze namazı kılındı.

More Sentences
funeral service i. cenaze töreni
Funeral services will take place in the cathedral.
Cenaze töreni katedralde yapılacak.

More Sentences
funeral parlor i. cenaze evi
The funeral parlor is next to the cemetery.
Cenaze evi mezarlığa yakındı.

More Sentences
funeral home i. cenaze evi
There were so many people at the funeral home today.
Bugün cenaze evinde pek çok insan vardı.

More Sentences
attend the funeral f. cenazeye katılmak
The monarch is supposed to attend the funeral.
Hükümdarın cenazeye katılması lazımdı.

More Sentences
Politics
funeral march i. cenaze marşı
I love the rhythm of funeral marches.
Cenaze marşlarının ritmine bayılırım.

More Sentences
Medical
funeral home i. cenaze evi
Sami's body was examined by the coroner, then it was turned over to a funeral home.
Sami'nin cesedi adli tabip tarafından incelendikten sonra cenaze evine teslim edildi.

More Sentences
General
funeral hymns i. cenaze ilahileri
funeral home i. ölü evi
martyr funeral i. şehit cenazesi
prayer performed at a funeral i. cenaze namazı
islamic funeral rites and ceramonies i. islami cenaze törenleri
funeral home i. cenaze töreni yapılan yer
funeral rites i. cenaze töreni
funeral procession i. cenaze alayı
compensation of funeral costs i. cenaze masrafı karşılığı
funeral pyre i. ölü yakılan odun yığını
funeral expenses i. cenaze masrafları
funeral director i. cenaze levazımcısı
funeral director i. cenazeci
funeral director i. cenaze kaldırıcısı
funeral undertaker i. cenaze kaldırıcısı
funeral undertaker i. cenaze levazımcısı
funeral undertaker i. cenazeci
funeral expenses i. defin masrafları
funeral expenses i. cenaze giderleri
funeral coach i. cenaze arabası
funeral service i. cenaze merasimi
funeral vehicle i. cenaze aracı
funeral chapel i. cenaze evi
funeral-residence i. cenaze evi
funeral parlour i. cenaze evi
funeral services i. cenaze hizmetleri
jazz funeral i. caz cenazesi
funeral coach i. cenaze aracı
funeral speech i. cenaze konuşması
funeral ceremony i. cenaze töreni
family funeral i. aile cenazesi
funeral ceremony i. cenaze merasimi
funeral prayer in absentia i. gıyabi cenaze namazı
funeral dinner i. cenaze yemeği
funeral house i. cenaze evi
funeral house i. taziye evi
state funeral i. devlet töreni
funeral furnisher i. cenaze döşemecisi
hold a funeral f. cenazeyi kaldırmak
hold a funeral f. cenaze kaldırmak
come to the funeral f. cenazeye gelmek
go to the funeral f. cenazeye gitmek
give someone a military funeral f. bir cenazeyi askeri törenle uğurlamak
perform a funeral prayer f. cenaze namazı kıldırmak
perform a funeral prayer f. cenaze namazı kılmak
go to one’s funeral f. cenazesine gitmek
be barely able to stand at the funeral f. cenazede güçlükle ayakta durabilmek
be a pallbearer at one's funeral f. cenazesinde tabutunu taşımak
Phrases
on leave for funeral expr. cenaze için izinli
Proverb
dream of a funeral and you hear of a marriage rüyada birinin öldüğünü görmek onun evleneceği anlamına gelir
dream of a funeral and you hear of a marriage rüyada birinin öldüğünü görmek onun evleneceğine delalettir
dream of a funeral and you hear of a marriage rüyada birinin öldüğü görülürse onun evleneceği haberi alınır
dream of a funeral and you hear of a wedding rüyada birinin öldüğünü görmek onun evleneceği anlamına gelir
dream of a funeral and you hear of a wedding rüyada birinin öldüğünü görmek onun evleneceğine delalettir
dream of a funeral and you hear of a wedding rüyada birinin öldüğü görülürse onun evleneceği haberi alınır
Colloquial
funeral director i. cenaze müdürü
a week after the funeral expr. cenazeden bir hafta sonra
you'd be late for your own funeral expr. her yere/şeye geç kalırsın/kalıyorsun
you'd be late for your own funeral expr. sen kendi cenazesine bile geç kalırsın/kalacaksın
you'd be late to your own funeral expr. her yere/şeye geç kalırsın/kalıyorsun
you'd be late to your own funeral expr. sen kendi cenazesine bile geç kalırsın/kalacaksın
you'll be late for your own funeral expr. her yere/şeye geç kalırsın/kalıyorsun
you'll be late for your own funeral expr. sen kendi cenazesine bile geç kalırsın/kalacaksın
you'll be late to your own funeral her yere/şeye geç kalırsın/kalıyorsun
you'll be late to your own funeral sen kendi cenazesine bile geç kalırsın/kalacaksın
Idioms
closed-casket funeral i. tabutun kapağı kapalı olarak yapılan cenaze töreni
be late for one's own funeral f. her yere/şeye geç kalmak
be late for one's own funeral f. kendi cenazesine bile geç kalmak
be (someone's) funeral f. (birinin) bileceği iş olmak
be (someone's) funeral f. (biri) sonuçlarına katlanmak
be (someone's) funeral f. pek akıllıca olmayan bir seçim için söylenen şaka yollu uyarı
it's your funeral expr. senin bileceğin iş (sonuçlarına sen katlanırsın)
it's your funeral expr. sen bilirsin (sonuçlarına sen katlanırsın)
it's your funeral expr. bunu sen istedin
Speaking
I've never been to a funeral before expr. önceden hiç cenazeye gitmedim
I should have gone to my aunt's funeral expr. teyzemin/halamın cenazesine gitmeliydim
Law
funeral expense i. cenaze masrafı
Politics
funeral procession i. cenaze yürüyüşü
Insurance
insurance of funeral expenses i. cenaze masrafları sigortası
Military
military funeral i. askeri cenaze töreni
funeral escort i. cenaze merasim birliği
Ornithology
funeral cockatoo i. sarı kuyruklu kara kakadu
Star Wars
funeral of padmé amidala i. padmé amidala'nın cenazesi