| Türkçe | İngilizce | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| Genel | görüşme yapmak | have an interview f. | ||
|
After he had given a lecture, he had an interview with some students. O, ders verdikten sonra bazı öğrencilerle görüşme yaptı. More Sentences |
||||
| Genel | görüşme yapmak | have a talk f. | ||
|
Yesterday we had a talk with the American Minister for Transport. Dün Amerikan Ulaştırma Bakanı ile bir görüşme yaptık. More Sentences |
||||
| Genel | görüşme yapmak | interview f. | ||
|
Can we interview her? Onunla görüşme yapabilir miyiz? More Sentences |
||||
| Trade/Economic | ||||
| Ticaret/Ekonomi | görüşme yapmak | negotiate f. | ||
|
He has been negotiating with North Korea to acquire ballistic missile technology. Balistik füze teknolojisi edinmek için Kuzey Kore ile görüşmeler yapıyor. More Sentences |
||||
| Common Usage | ||||
| Yaygın Kullanım | görüşme yapmak | meet f. | ||
| General | ||||
| Genel | görüşme yapmak | lobby f. | ||
| Genel | görüşme yapmak | meet f. | ||
| Genel | görüşme yapmak | treat with f. | ||
| Colloquial | ||||
| Konuşma Dili | görüşme yapmak | pow-wow f. | ||
| Idioms | ||||
| Deyim | görüşme yapmak | give audience f. | ||
| Türkçe | İngilizce | |
|---|---|---|
| General | ||
| Genel | ile görüşme yapmak | interview f. |
| Phrasals | ||
| Öbek Fiiller | (biri/bir şey hakkında) bir dizi arama/görüşme yapmak | call around (about someone or something) f. |
| Öbek Fiiller | (biriyle) görüşme yapmak | meet with (someone) f. |
| Öbek Fiiller | (biriyle) görüşme yapmak | parley with (one) f. |
| Öbek Fiiller | (biriyle) görüşme yapmak | treat with (someone) f. |
| Telecom | ||
| Telekom | şehirlerarası görüşme yapmak | long-distance f. |
