Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | göz damlası | eye drops i. | ||
After eye surgery, George put in eye drops every fifteen minutes. Göz ameliyatından sonra, George her on beş dakikada bir göz damlası kullanır. More Sentences |
||||
Medical | ||||
Medikal | göz damlası | eye drops i. | ||
I should have taken my eye drops with me. Göz damlamı yanımda getirmeliydim. More Sentences |
||||
Pharmaceutics | ||||
Eczacılık | göz damlası | eyedrops i. | ||
Mary uses eyedrops for her dry eyes. Mary kuru gözleri için göz damlası kullanıyor. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | göz damlası | collyrium i. | ||
Genel | göz damlası | collyria i. | ||
Genel | göz damlası | eye lotion i. | ||
Genel | göz damlası | eyedrop i. | ||
Medical | ||||
Medikal | göz damlası | eye dropper i. | ||
Medikal | göz damlası | powder and solvent for suspension i. | ||
Medikal | göz damlası | powder and solvent for solution i. | ||
Medikal | göz damlası | eye drop i. | ||
Medikal | göz damlası | eyewater i. |
Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | göz damlası pompasını dolduracak miktarda | eyedropperful i. | ||
Genel | göz damlası pompası | eyedropper i. | ||
Medical | ||||
Medikal | adrenerjik agonist göz damlası | adrenergic agonist eyedrop i. | ||
Medikal | uzatılmış salımlı göz damlası | prolonged release eye drops i. | ||
Medikal | uzatılmış salımlı göz damlası | prolonged release i. | ||
Medikal | miyotik göz damlası | miotic eyedrop i. | ||
Medikal | gözbebeğini büzerek göz sıvısını artıran ve glokom hastalığı tedavisinde kullanılan göz damlası | miotic eyedrop i. | ||
Pharmaceutics | ||||
Eczacılık | cilt tahrişleri ve hafif göz enfeksiyonlarında göz damlası olarak kullanılan bir ilaç markası | neosporin® i. | ||
Eczacılık | beta bloker göz damlası | beta blocker eyedrop i. |