günahkar - Türkçe İngilizce Sözlük

günahkar

"günahkar" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 42 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
günahkar sinner i.
The Way of St James is the route taken by pilgrims and sinners in order to do penance for their sins.
Aziz James Yolu, hacıların ve günahkarların günahlarının kefaretini ödemek için izledikleri yoldur.

More Sentences
General
günahkar sinful s.
I have never met a more sinful woman.
Daha günahkar bir kadınla hiç karşılaşmadım.

More Sentences
günahkar unclean s.
The prophet warned his people against unclean practices.
Peygamber halkını günahkar uygulamalar hususunda ikaz etti.

More Sentences
günahkar wrongdoer i.
günahkar transgressor i.
günahkar babylonian i.
günahkar trespasser i.
günahkar evil-doer i.
günahkar faulter i.
günahkar reprobate i.
günahkar profligate s.
günahkar unrighteous s.
günahkar evil s.
günahkar piacular s.
günahkar unregenerate s.
günahkar guilty s.
günahkar fallen s.
günahkar ungodly s.
günahkar evilest s.
günahkar eviler s.
günahkar iniquitous s.
günahkar erring s.
günahkar reprobate s.
günahkar peccant s.
günahkar wicked s.
günahkar sacrilegious s.
günahkar unredeemed s.
günahkar red s.
günahkar unhallowed s.
günahkar unholy s.
günahkar gulty [obsolete] s.
günahkar offending s.
günahkar offensive [obsolete] s.
günahkar doomed s.
günahkar piaculous s.
günahkar iniquous [obsolete] s.
Colloquial
günahkar sinnerman i.
günahkar uncircumcised s.
Religious
günahkar debtor i.
günahkar natural s.
günahkar ungodly s.
günahkar impure s.

"günahkar" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 23 sonuç

Türkçe İngilizce
General
günahkar tutku demon i.
günahkar kent gomorrah i.
günahkar olma reprobateness i.
günahkar davranış peccancy i.
günahkar hareket peccancy i.
günahkar kadın sinneress i.
günahkar olmak sin f.
günahkar bir şekilde yaşamak mislive f.
günahkar olmayan unfallen s.
günahkar olmayan unsinful s.
günahkar bir şekilde erringly zf.
günahkar bir şekilde blasphemously zf.
günahkar bir şekilde sacrilegiously zf.
günahkar bir şekilde sinfully zf.
günahkar bir şekilde peccantly zf.
Idioms
günahkar durumda in a state of nature expr.
Speaking
benim gibi bir günahkar için for a sinner like me expr.
Religious
sürekli günahkar olduğunu düşünme scrupulosity i.
günümüzde insanın günahkar yaratılışını ifade etmekte kullanılan, tanrı'nın kabil'e koyduğu leke mark of cain i.
insan doğasının günahkar tarafı old man i.
günahkar düşüncelerle dolu noiseful [obsolete] s.
(katolik) cennete gitmeden önce günahkar ruhların günahları için acı çekerek arındıkları yer purgatorial s.
Slang
günahkar arzuları kovalamak whore f.