geçmişe

"geçmişe" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 2 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	geçmişe	back zf.
Casting my mind back, however, I notice that we still have problems with the old bathing water directive. Bununla birlikte, geçmişe döndüğümde, eski banyo suyu yönetmeliği ile ilgili hala sorunlarımız olduğunu fark ettim. More Sentences
2	Genel	geçmişe	backwards zf.

"geçmişe" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 175 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	geçmişe bakmak	look back f.
I too am inclined to think that we should take a little look back in time. Ben de biraz geçmişe bakmamız gerektiğini düşünme eğilimindeyim. More Sentences
2	Genel	geçmişe özlem duyan	nostalgic s.
Looking at old photographs made her feel nostalgic. Eski fotoğraflara bakmak, geçmişe özlem duymasına neden oluyordu. More Sentences
3	Genel	geçmişe bakarak	in retrospect zf.
In retrospect, I think you were right. Geçmişe baktığımda, haklı olduğunu düşünüyorum. More Sentences
Common Usage
4	Yaygın Kullanım	geçmişe bakış	retrospect i.
General
5	Genel	geçmişe duyulan özlem	nostalgia i.
6	Genel	geçmişe bakma	retrospect i.
7	Genel	geçmişe özlem	nostalgia i.
8	Genel	geçmişe atıf	analepsis i.
9	Genel	geçmişe bakış	retrospect i.
10	Genel	geçmişe olan saygı	respect to past i.
11	Genel	geçmişe saygı	respect to past i.
12	Genel	geçmişe özlem duygusunu tetikleyen şey	madeleine i.
13	Genel	geçmişe dönme	hark back i.
14	Genel	belirli bir geçmişe sahip olma	heritage i.
15	Genel	geçmişe göre gelecek görüşü	retrovision i.
16	Genel	geçmişe ait olma	historicalness i.
17	Genel	geçmişe ilgi duyan kimse	preterist i.
18	Genel	tamamen geçmişe ait olma	preteriteness i.
19	Genel	geçmişe ait olma	preteriteness i.
20	Genel	geçmişe dönüp bakma	hindsight i.
21	Genel	geçmişe götürmek	take back to f.
22	Genel	geçmişe dönüp bakmak	look back on f.
23	Genel	bir şey artık geçmişe ait bir şey olmak	be a thing of the past f.
24	Genel	geçmişe sünger çekmek	clean the slate f.
25	Genel	geçmişe götürmek	take back f.
26	Genel	geçmişe gitmek	go back in time f.
27	Genel	geçmişe sünger çekmek	wipe the slate clean f.
28	Genel	geçmişe dayanmak	date from f.
29	Genel	geçmişe doğru izini sürmek	trace back f.
30	Genel	geçmişe dayanmak	date back to f.
31	Genel	geçmişe dayanmak	date back to old times f.
32	Genel	geçmişe dayanmak	go long way back f.
33	Genel	geçmişe tutunmak	hold onto the past f.
34	Genel	geçmişe uzanmak	retroject f.
35	Genel	geçmişe uzanmak	mount f.
36	Genel	(geçmişe ait nesneyi) hatırlamak	represent f.
37	Genel	geçmişe atıfta bulunmak	retroact f.
38	Genel	geçmişe bakmak	revise [obsolete] f.
39	Genel	geçmişe götürmek	precede f.
40	Genel	geçmişe özlem duyurmak	evoke nostalgia f.
41	Genel	geçmişe özlem belirten	nostalgic s.
42	Genel	geçmişe ait	retrospective s.
43	Genel	geçmişe ait	ancestral s.
44	Genel	geçmişe yönelik	retrospective s.
45	Genel	geçmişe ait	archaic s.
46	Genel	geçmişe yönelmiş	backward s.
47	Genel	geçmişe dayanan	backward-looking s.
48	Genel	geçmişe dayanan	backward looking s.
49	Genel	yakın geçmişe/geleceğe ait	this s.
50	Genel	geçmişe ait	archaical s.
51	Genel	geçmişe ait	hereditary s.
52	Genel	geçmişe dönük	retro-operative s.
53	Genel	geçmişe yönelik	retrospect s.
54	Genel	geçmişe ait	bygone s.
55	Genel	uzak geçmişe ait	long-ago s.
56	Genel	geçmişe ait	old-fashioned s.
57	Genel	geçmişe özgü	old-fashioned s.
58	Genel	uzak geçmişe ilişkin	olden s.
59	Genel	geçmişe ait	fossil s.
60	Genel	geçmişe doğru	toward the past zf.
61	Genel	geçmişe dayalı olarak	antecedently zf.
62	Genel	geçmişe dönük olarak	retroactively zf.
63	Genel	geçmişe doğru	downward zf.
64	Genel	geçmişe bakıldığında	in retrospect zf.
65	Genel	geçmişe doğru	upwards zf.
66	Genel	geçmişe dönerek	retrospectively zf.
67	Genel	geçmişe kafa yorarak	retrospectively zf.
68	Genel	geçmişe bakan	retro- ök.
Phrasals
69	Öbek Fiiller	zihnen geçmişe dönmek	cast back f.
70	Öbek Fiiller	maziye/geçmişe gömmek	blot someone or something out f.
71	Öbek Fiiller	geçmişe dönmek	hark back f.
72	Öbek Fiiller	geçmişe götürmek	carry someone back to some time f.
73	Öbek Fiiller	geçmişe gömmek	put behind f.
74	Öbek Fiiller	(geçmişe dönüp) bir şeyi yeniden yaşamak	live something over f.
75	Öbek Fiiller	(geçmişe/önceye) gitmek	regress to f.
76	Öbek Fiiller	(geçmişe vb) gitmek/dayanmak	reach back into something f.
77	Öbek Fiiller	(birini) geçmişe götürmek	carry (one) back f.
78	Öbek Fiiller	(romanda, filmde) geçmişe hızlı bir geçiş yapmak	flash back f.
79	Öbek Fiiller	(romanda, filmde) geçmişe ait bir sahne vermek	flash back f.
80	Öbek Fiiller	geçmişe ait bir anıyı hatırlamak	flash back f.
Phrases
81	İfadeler	geçmişe nazaran	compared to past expr.
82	İfadeler	eskiye/geçmişe oranla	compared to the past expr.
83	İfadeler	geçmişe kıyasla	compared to past expr.
84	İfadeler	geçmişe göre	compared to the past expr.
Proverb
85	Atasözü	geçmişe mazi derler	let bygones be bygones
86	Atasözü	geçmişe mazi yenmişe kuzu derler	let bygones be bygones
87	Atasözü	geçmişe mazi derler	bygones are bygones
88	Atasözü	geçmişe sünger çek	let the dead bury the dead
Colloquial
89	Konuşma Dili	geçmişe dönüş	flashback i.
90	Konuşma Dili	geçmişe dönme/atıfta bulunma	callback i.
91	Konuşma Dili	geçmişe takılma	don't look back expr.
Idioms
92	Deyim	(geçmişe vb.) sünger çekme	a clean break i.
93	Deyim	artık geçmişe ait olan şey	a thing of the past i.
94	Deyim	(geçmişe) sünger çekme	clean break i.
95	Deyim	geçmişe bakış	lookback i.
96	Deyim	hayat şartlarının geçmişe ya da başkalarının yaşamına nazaran ne kadar iyileştiğinden bihaber olmak	not know (one is) born f.
97	Deyim	hayat şartlarının geçmişe ya da başkalarının yaşamına nazaran ne kadar iyileştiğinden bihaber olmak	not know you are born f.
98	Deyim	geçmişe dönmek	push back the clock f.
99	Deyim	geçmişe dönmek	put back the clock f.
100	Deyim	geçmişe dönmek	set back the clock f.
101	Deyim	geçmişe dönmek	wind back the clock f.
102	Deyim	geçmişe dönmek	turn back the clock f.
103	Deyim	geçmişe sünger çekmek	wipe someone's slate clean f.
104	Deyim	geçmişe dayanmak	go back a long way f.
105	Deyim	geçmişe sünger çekmek	scrub the slate clean f.
106	Deyim	geçmişe sünger çekmek	break with the past f.
107	Deyim	geçmişe takılıp kalmak	be living-in-the-past f.
108	Deyim	geçmişe dönmek	put the clock back f.
109	Deyim	geçmişe/geriye dönüp bakmak	look back on f.
110	Deyim	geçmişe dönmek	go down memory lane f.
111	Deyim	geçmişe götürmek	harken back to something f.
112	Deyim	geçmişe dönmek	turn the clock back f.
113	Deyim	geçmişe/geriye dönüp bakmak	look back at f.
114	Deyim	uzun bir geçmişe dayanmak	go back a long way f.
115	Deyim	uzun bir geçmişe dayanmak	extend back a long time f.
116	Deyim	uzun bir geçmişe dayanmak	go a long way back f.
117	Deyim	uzun bir geçmişe dayanmak	date back a long time f.
118	Deyim	(dostluk) eskiye/geçmişe dayanmak	go a long way back f.
119	Deyim	geçmişe özlem duygusu yaratmak	roll back the years f.
120	Deyim	uzun bir geçmişe dayanmak	go deep f.
121	Deyim	derin bir geçmişe dayanmak	go deep f.
122	Deyim	geçmişe gitmek	rewind the clock f.
123	Deyim	geçmişe değil geleceğe odaklanmak	never look back f.
124	Deyim	zihninde geçmişe/geriye gitmek	cast your mind back f.
125	Deyim	geçmişe dayanmak	go back a long way [uk] f.
126	Deyim	geçmişe dayanmak	go way back [us] f.
127	Deyim	geçmişe götürmek	take a trip down memory lane f.
128	Deyim	uzun bir geçmişe dayanmak	go/run deep f.
129	Deyim	derin bir geçmişe dayanmak	go/run deep f.
130	Deyim	geçmişe dönmek	jump back in time f.
131	Deyim	(birini) geçmişe götürmek	take (one) down memory lane f.
132	Deyim	birini geçmişe götürmek	take one back (to some time) f.
133	Deyim	geçmişe dönmek	turn the clocks back f.
134	Deyim	geçmişe dönmek	turn one's clock back f.
135	Deyim	geçmişe mazi derler	let bygones be bygones expr.
136	Deyim	geçmişe sünger çek	let the dead bury their dead expr.
137	Deyim	geçmişe bir bakış	a look in the rear-view mirror expr.
Speaking
138	Konuşma	asla geçmişe pişmanlıkla/pişmanlık içinde bakma	never look back in regret expr.
139	Konuşma	geçmişe saplanıp kalmışsın	you are so trapped in the past expr.
140	Konuşma	hadi geçmişe dönelim	let's go back in time expr.
Trade/Economic
141	Ticaret/Ekonomi	geçmişe yönelik olmayan rüçhan hisse senedi	noncumulative preferred stock i.
142	Ticaret/Ekonomi	geçmişe taşınabilen vergi zararı	tax-loss carry-back i.
143	Ticaret/Ekonomi	geçmişe dönük opsiyon	lookback option i.
144	Ticaret/Ekonomi	geçmişe dönük ödeme	retroactive payment i.
145	Ticaret/Ekonomi	geçmişe yürümezlik	retrospectivity i.
146	Ticaret/Ekonomi	geçmişe dönük ücret	retroactive pay i.
147	Ticaret/Ekonomi	geçmişe dönük uygulama	retrospective application i.
148	Ticaret/Ekonomi	geçmişe uygulanan	retroactive s.
149	Ticaret/Ekonomi	geçmişe dönük	retroactive s.
150	Ticaret/Ekonomi	geçmişe etkili	retrospective s.
151	Ticaret/Ekonomi	geçmişe etkili	retroactive s.
152	Ticaret/Ekonomi	geçmişe  yönelik düzenlenmiştir	issued retrospectively expr.
Law
153	Hukuk	geçmişe yönelik olarak telefon trafiğinin araştırılması sonrası hazırlanan rapor	report of historical traffic search i.
154	Hukuk	geçmişe yürürlük	retroactivity i.
155	Hukuk	kanunların geçmişe yürümemesi	non-retroactivity of laws i.
156	Hukuk	kanunların geçmişe uygulanmaması ilkesi	principle of non-retroactivity of laws i.
157	Hukuk	kanunların geçmişe yürümesi	retroactivity of law i.
Politics
158	Siyasal	geçmişe dönük (değerlendirme/yardım)	backdate s.
Computer
159	Bilgisayar	sosyal medyada cuma günleri geçmişe ait bir fotoğraf yayınlama akımı	flashback friday (fbf) i.
Medical
160	Medikal	hafif anestezi altında, hastaya geçmişe ait bazı olaylar hatırlatılması ve böylelikle hastalık sebebi olan olayın meydana çıkarılması	narcosynthesis i.
Psychology
161	Psikoloji	geçmişe dönüş halusinozu	flashback hallucinosis i.
162	Psikoloji	geçmişe dönüş	flashback i.
Logic
163	Mantık	geçmişe dönük olarak değilleyen	destructive s.
Zoology
164	Zooloji	aynı geçmişe sahip	cognatic s.
Social Sciences
165	Sosyal Bilimler	trans geçmişe sahip kişi	person with a trans history i.
Literature
166	Edebiyat	geçmişe ait anlatı	retrospective narration i.
History
167	Tarih	geçmişe modern pencereden bakan	revisionist s.
Environment
168	Çevre	geçmişe ait günümüz toplumunun mirası olarak kabul edilen kanıt	heritage i.
Archaic
169	Eski Kullanım	geçmişe özlem	nostalgy i.
170	Eski Kullanım	geçmişe özlem uyandıran şey	nostalgy i.
171	Eski Kullanım	geçmişe sünger çeken şey	spunge i.
172	Eski Kullanım	tamamen geçmişe ait	preterit s.
173	Eski Kullanım	geçmişe ait	preterit s.
174	Eski Kullanım	tamamen geçmişe ait	preterite s.
175	Eski Kullanım	geçmişe ait	preterite s.