Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | gerçek anlam | real meaning i. | ||
It's about time for our children to learn the real meaning of Christmas. Çocuklarımızın Noel'in gerçek anlamını öğrenmelerinin zamanı geldi. More Sentences |
||||
Genel | gerçek anlam | literal meaning i. | ||
He explains the literal meaning of the sentence. Cümlenin gerçek anlamını açıklıyor. More Sentences |
||||
Genel | gerçek anlam | spirit i. | ||
Genel | gerçek anlam | value i. |
Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
Linguistics | ||
Dilbilim | gerçek dünyaya dair anlam farklılığı gösteren (terim) | anisomorphic s. |