gerçeklik - Türkçe İngilizce Sözlük

gerçeklik

"gerçeklik" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 33 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
gerçeklik authenticity i.
I doubt the authenticity of the document.
Belgenin gerçekliğinden şüpheliyim.

More Sentences
gerçeklik reality i.
To date, alas, it has not borne much relation to reality.
Ne yazık ki bugüne kadar gerçeklikle pek bir ilişkisi olmamıştır.

More Sentences
General
gerçeklik truism i.
The ECB's proposal reflects this truism.
Avrupa Merkez Bankası'nın önerisi bu gerçeği yansıtmaktadır.

More Sentences
gerçeklik truth i.
We got a bit further with the Parliamentary budget in terms of truth and clarity.
Gerçeklik ve açıklık açısından Meclis bütçesiyle biraz daha yol aldık.

More Sentences
Psychology
gerçeklik reality i.
I believe that we may have a distorted view of reality.
Gerçekliğe ilişkin çarpıtılmış bir bakış açısına sahip olabileceğimize inanıyorum.

More Sentences
Common Usage
gerçeklik trueness i.
General
gerçeklik the real i.
gerçeklik actuality i.
gerçeklik essentialness i.
gerçeklik veracity i.
gerçeklik genuineness i.
gerçeklik effect i.
gerçeklik factuality i.
gerçeklik realness i.
gerçeklik facticity i.
gerçeklik realism i.
gerçeklik literality i.
gerçeklik practicalness i.
gerçeklik verity i.
gerçeklik intrinsicality i.
gerçeklik actualness i.
gerçeklik earth i.
gerçeklik veridicality i.
gerçeklik genuinity i.
gerçeklik honestness i.
gerçeklik honesty i.
gerçeklik positive i.
gerçeklik fleshhood i.
gerçeklik soothness i.
gerçeklik truthful s.
Linguistics
gerçeklik authenticity i.
Philosophy
gerçeklik objective i.
Archaic
gerçeklik identity i.

"gerçeklik" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 130 sonuç

Türkçe İngilizce
General
sosyal gerçeklik social reality i.
The social reality is intractable.
Sosyal gerçeklik içinden çıkılmaz bir haldedir.

More Sentences
sanal gerçeklik virtual reality i.
The experience sets a massive example of how far virtual reality technology has come.
Bu deneyim sanal gerçeklik teknolojisinin nereye kadar geldiğinin büyük bir örneği.

More Sentences
gerçeklik duygusu sense of reality i.
Mr Aznar, as the main political authority responsible, has been totally unable to achieve a sense of reality.
Sorumlu ana siyasi otorite olarak Sayın Aznar, gerçeklik duygusuna ulaşmakta tamamen başarısız olmuştur.

More Sentences
alternatif gerçeklik alternate reality i.
Books are my alternate reality.
Kitaplar benim alternatif gerçekliğim.

More Sentences
Technical
sanal gerçeklik cyberspace i.
Welcome to Cyberspace!
Sanal gerçekliğe hoş geldiniz!

More Sentences
sanal gerçeklik virtual reality i.
The experience sets a massive example of how far virtual reality technology has come.
Bu deneyim, sanal gerçeklik teknolojisinin ne kadar ilerlediğinin büyük bir örneğini oluşturuyor.

More Sentences
Computer
sanal gerçeklik cyberspace i.
Welcome to Cyberspace!
Sanal gerçekliğe hoş geldin!

More Sentences
sanal gerçeklik virtual reality i.
The experience sets a massive example of how far virtual reality technology has come.
Bu deneyim, sanal gerçeklik teknolojisinin ne kadar ilerlediğine dair muazzam bir örnek teşkil ediyor.

More Sentences
Informatics
sanal gerçeklik virtual reality i.
Firefox Reality is a web browser made specifically for virtual reality.
Firefox Reality, özellikle sanal gerçeklik için yapılmış bir tarayıcıdır.

More Sentences
Telecom
sanal gerçeklik virtual reality i.
I've never experienced virtual reality.
Hiç sanal gerçeklik deneyimi yaşamadım.

More Sentences
Psychology
nesnel gerçeklik objective reality i.
That is the objective reality.
Bu nesnel gerçekliktir.

More Sentences
General
edebiyatta gerçeklik reality in literature i.
gerçeklik kazanma realization i.
potansiyel gerçeklik potential reality i.
tarihsel gerçeklik historicity i.
göreli gerçeklik relative reality i.
mutlak gerçeklik absolute reality i.
yerel gerçeklik local reality i.
gözlem ve gerçeklik arasındaki bağ the linkage between observation and reality i.
gerçeklik incelemesi alethiology i.
dış gerçeklik external reality i.
gerçeklik kazanma realisation i.
dürüst gerçeklik honest truth i.
sahte gerçeklik fake reality i.
uzlaşımsal gerçeklik consensual reality i.
arttırılmış gerçeklik augmented reality i.
karma gerçeklik mixed reality i.
nihai gerçeklik absolute i.
nihai gerçeklik true i.
sanal gerçeklik virtual reality (vr) i.
uygunsuz gerçeklik inconvenient reality i.
dış gerçeklik objectivity i.
maddi gerçeklik objectivity i.
(ideal veya teorik sonsuzluktan ayrılan) gerçeklik infinitude i.
ilahi unsurların gerçeklik kazanması ingression i.
(zihinden maddeye doğru) daha yüksek gerçeklik ile daha düşük gerçeklik tipi arasındaki ilişki involution i.
gerçeklik payı olan espri saltiness i.
kutsal gerçeklik divine i.
madde ve gerçeklik flesh and blood i.
gerçeklik dışı algı shadow i.
(resimde veya dramada) betimlenen gerçeklik dışında yansıtılan tasvir shadow [obsolete] i.
gerçeklik algısı immersion i.
gerçeklik algısının kırılması immersion break i.
bağımsız gerçeklik subject i.
gerçeklik ve hayal arası görüntü geçişi ile öne çıkan phantasmagorian s.
gerçeklik ve hayal arası görüntü geçişi ile ilgili phantasmagorian s.
gerçeklik algısını kıran immersion-breaking s.
Phrases
gerçeklik/doğruluk hissi a ring of authenticity expr.
Proverb
her şakada bir gerçeklik payı vardır many a true word is spoken in jest
her şakada bir gerçeklik payı vardır there's many a true word spoken in jest
Colloquial
gerçeklik algısını yitirmek be out of it f.
(bir şeyde) doğruluk/gerçeklik payı olmak be something to (something) f.
doğruluk/gerçeklik payı yok nothing in it expr.
(bir söylentinin, raporun, hikayenin) doğruluk/gerçeklik payı yok (there's) nothing in it expr.
biraz gerçeklik payı var something in it expr.
Idioms
bir parça gerçeklik payı a kernel of truth i.
gerçeklik sandviçini ısırma bite of the reality sandwich i.
ufak bir gerçeklik payı a grain of truth i.
(ufak) bir gerçeklik payı grain of truth i.
gerçeklik sandviçini ısırmak take a bite of the reality sandwich f.
(bir şeye) gerçeklik katmak give currency (to something) f.
her şakada bir gerçeklik payı vardır there's a grain of truth in every joke expr.
Speaking
bu hikayelerde biraz gerçeklik payı var there's some truth to these stories expr.
Technical
artırılmış gerçeklik uygulamaları augmented reality applications i.
gerçeklik ve kesinlik trueness and precision i.
sanal gerçeklik gözlüğü 360 vr i.
sanal gerçeklik artificial reality i.
Computer
sanal gerçeklik teknolojisini kullanarak makinelerin uzaktan yönetilmesi telepresence i.
konum bilgilerinize göre size yakınlardaki pokemonları haber verip onları yakalamanıza olanak tanıyan, niantic tarafından geliştirilen ve the pokémon company tarafından yayımlanan, iOS ve Android tabanlı artırılmış gerçeklik oyunu pokemon go i.
sanal gerçeklik işaretleme dili virtual reality markup language i.
sanal gerçeklik artificial reality i.
sanal gerçeklik modelleme dili virtual reality modelling language i.
sanal gerçeklik zenginleştirme dili virtual reality markup language i.
genellikle internet üzerinden çalışıp birden fazla kullanıcının sanal gerçeklik rol üstlenme oyunlarına katılmasını sağlayan bir bilgisayar programı mud i.
facebook şirketine ait başa takılan sanal gerçeklik cihazları serisi oculus i.
Informatics
artırılmış gerçeklik augmented reality i.
sanal gerçeklik dili virtual reality markup language i.
zenginleştirilmiş gerçeklik augmented reality i.
betimlemeye çalıştığı gerçekliği çarpıtarak gerçeklik oluşturan simülasyon hyperreality i.
sanal gerçeklik yoluyla mesaj gönderen iletişim sistemi v-mail i.
Psychology
gerçeklik terapisi reality therapy i.
algılanan gerçeklik perceived reality i.
fenomenal gerçeklik phenomenal reality i.
gerçeklik çarpıtma alanı reality distortion field i.
gerçeklik ilkesi reality principle i.
gerçeklik testi reality testing i.
insanın zihinsel düzeyde gerçeklik algısından uzaklaşması cognitive distortion i.
kendine özgü gerçeklik sui generis reality i.
öznel gerçeklik subjective reality i.
ruhsal gerçeklik psychic reality i.
toplumsal gerçeklik social reality i.
yanıltıcı-gerçeklik etkisi illusion of truth effect i.
yanıltıcı-gerçeklik etkisi illusory-truth effect i.
Pathology
sanal gerçeklik ve video oyunlarının yarattığı baş dönmesi ve bulantı barfogenesis i.
Optics
sanal gerçeklik gözlüğü goggle i.
Literature
yarı masal yarı gerçeklik semifable i.
yarı kurgu yarı gerçeklik semifable i.
borges'in hikaye ve yazılarındaki labirent, ayna, gerçeklik gibi unsurları anımsatan borgesian s.
Linguistics
itibari gerçeklik nominal realism i.
gerçeklik kipi fact mood i.
Religious
tanrı'nın tek gerçeklik olduğunu savunan mistik doktrin theopantism i.
(budizme göre) isimsiz, nihai ve yalın gerçeklik thusness i.
(budizme göre) isimsiz, nihai ve yalın gerçeklik suchness i.
algılanan dünyanın ötesinde olan manevi gerçeklik truth i.
tanrı/tanrıça biçiminde vücut bulan mutlak gerçeklik truth i.
tanrı'nın kutsal alameti olarak gelen ideal gerçeklik christ i.
nihai gerçeklik one i.
Philosophy
(platon felsefesinde) olaylardan ayrı var olan mutlak gerçeklik time i.
rastlantıların nesnel bir gerçeklik olarak evrime yön verdiğine dair teori tychism i.
ikincil gerçeklik epiphenomenon i.
şansı objektif gerçeklik olarak ele alma tychism i.
bir şeyin var oluşundan önce olan gerçeklik essence i.
zaman ve mekanın ötesinde var olan nihai gerçeklik god i.
görünüşün ötesindeki gerçeklik god i.
olasılığın ötesindeki gerçeklik god i.
(schelling felsefesi) gerçeklik identity i.
(neoplatonizmde) varlığın ana kaynağı olarak görülen mutlak gerçeklik one i.
(platon felsefesinde) kopya sonucu elde edilen gerçeklik phantasm i.
(platon felsefesinde) kopya sonucu elde edilen gerçeklik phantasma i.
(hegel felsefesinde) olumsuzlamanın sınır olduğu gerçeklik somewhat i.
(hegel felsefesinde) sınırlı gerçeklik somewhat i.
gerçeklik ile ilgili substantial s.
(önerme) gerçeklik değeri sözcük anlamına bağlı olmayan synthetic s.
Painting
1970’lerde abd, ingiltere ve fransa’da ortaya çıkıp sıradan manzaraları ve insanları ayrıntılı bir gerçeklik, düz görüntüler ve zar zor fark edilen fırça darbeleriyle betimleyen ve genellikle gerçek bir fotoğrafı referans alan bir resim türü hyperrealism i.
Cinema
sinemasal gerçeklik sinematic reality i.
ayrı gerçeklik parallel universe i.
Modern Slang
kişinin gerçeklik algısıyla oynayan tuhaf bir an/his acid moment i.
alternatif gerçeklik alternative reality i.
çoğunluğun gerçek olarak kabul ettiğinden farklı bir gerçeklik alternative reality i.
değişmiş/değiştirilmiş gerçeklik altered reality i.