İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | granny i. | büyükanne | ||
I'll take the kids out to give Granny some peace. Büyükanneyi biraz rahatlatmak için çocukları dışarı çıkaracağım. More Sentences |
||||
Common Usage | ||||
Yaygın Kullanım | granny i. | babaanne | ||
Yaygın Kullanım | granny i. | nine | ||
Yaygın Kullanım | granny i. | anneanne | ||
General | ||||
Genel | granny i. | cicianne | ||
Genel | granny i. | ihtiyar kadın | ||
Genel | granny i. | nene | ||
Genel | granny i. | acemice düğüm | ||
Genel | granny s. | büyükanneye ait | ||
Genel | granny s. | büyükanne ile ilişkili | ||
Genel | granny s. | büyükannelere özgü | ||
Genel | granny s. | yaşlı kadınlara özgü | ||
Colloquial | ||||
Konuşma Dili | granny i. | rahatsız edici derecede telaşlı kimse | ||
Konuşma Dili | granny i. | aşırı titiz kimse | ||
Textile | ||||
Tekstil | granny s. | bol kesim, yüksek yaka, karpuz kol, uzun etek, fırfırlı ve dantelli süs gibi özellikleri olan (kadın giysisi) | ||
Architecture | ||||
Mimarlık | granny i. | baca külahının üzerinde bulunan döner başlık | ||
British Slang | ||||
İngiliz Argosu | granny f. | hezimete uğratmak/uğramak |