| Türkçe | İngilizce | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| Genel | hapishane hücresi | prison cell i. | ||
|
Layla settled in to her new life in an Egyptian prison cell. Layla Mısır'da bir hapishane hücresindeki yeni hayatına alıştı. More Sentences |
||||
| Law | ||||
| Hukuk | hapishane hücresi | prison cell i. | ||
|
Could there be something sadder than the prison cell of someone with a life sentence? Müebbet hapis cezası almış birinin hapishane hücresinden daha üzücü bir şey olabilir mi? More Sentences |
||||
| Hukuk | hapishane hücresi | hold i. | ||
| Hukuk | hapishane hücresi | cell i. | ||
| Slang | ||||
| Argo | hapishane hücresi | sweatbox i. | ||
| Türkçe | İngilizce | |
|---|---|---|
| Slang | ||
| Argo | duruşmayı bekleyen mahkumların tutulduğu hapishane hücresi | holding pen i. |
