| İngilizce | Türkçe | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| Genel | have confidence in f. | güvenmek | ||
|
We have to rely on the measures the Council has taken, and the Council can have confidence in our procedures. Konsey'in aldığı tedbirlere güvenmek zorundayız ve Konsey de bizim prosedürlerimize güvenebilir. More Sentences |
||||
| Genel | have confidence in f. | güveni olmak | ||
|
Tom said he has confidence in Mary. Tom, Mary'ye güveni olduğunu söyledi. More Sentences |
||||
| Genel | have confidence in f. | güven duymak | ||
|
It is a product that people know and have confidence in and it is safe for consumers. İnsanların bildiği ve güven duyduğu bir üründür ve tüketiciler için güvenlidir. More Sentences |
||||
| Genel | have confidence in f. | birine itimadı olmak | ||
