| Türkçe | İngilizce | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| Genel | hayrete düşmek | be amazed f. | ||
|
He was amazed at the sight. Gördüğü manzara karşısında hayrete düştü. More Sentences |
||||
| Genel | hayrete düşmek | be astonished f. | ||
|
We were astonished by his bold attempt. Cesur girişimi karşısında hayrete düştük. More Sentences |
||||
| Genel | hayrete düşmek | puzzle f. | ||
| Genel | hayrete düşmek | astonish f. | ||
| Genel | hayrete düşmek | gloppen f. | ||
| Idioms | ||||
| Deyim | hayrete düşmek | boggle at something f. | ||
| Deyim | hayrete düşmek | make (someone's) jaw drop f. | ||
| Deyim | hayrete düşmek | raise (one's) eyebrows f. | ||
| Slang | ||||
| Argo | hayrete düşmek | shit (one's) pants f. | ||
| Türkçe | İngilizce | |
|---|---|---|
| Phrasals | ||
| Öbek Fiiller | (biri/bir şey) karşısında hayrete düşmek | wonder at (someone or something) f. |
