İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
Gastronomy | ||||
Mutfak | herbs i. | şifalı otlar | ||
The fearful victims run to a witch doctor, who administers yogurt and herbs and tells them they are no longer pregnant. Korku içindeki kurbanlar, yoğurt ve şifalı otlar veren ve artık hamile olmadıklarını söyleyen bir büyücü hekime koşuyor. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | herbs i. | otlar | ||
Genel | herbs i. | aktariye | ||
Gastronomy | ||||
Mutfak | herbs i. | yemeğe koyulan otlar | ||
Botanic | ||||
Botanik | herbs i. | otsu bitkinin yapraksı üst kısımları | ||
Archaic | ||||
Eski Kullanım | herbs i. | bitki örtüsü | ||
Eski Kullanım | herbs i. | çimler | ||
Slang | ||||
Argo | herbs i. | esrar bitkileri | ||
Argo | herbs i. | marihuana yaprakları |