| İngilizce | Türkçe | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| Genel | higher education i. | yüksek öğrenim | ||
|
There is also, as you said, support for the creation of the European Higher Education Area. Sizin de belirttiğiniz gibi, Avrupa Yüksek Öğrenim Alanının oluşturulmasına yönelik destek de söz konusudur. More Sentences |
||||
| Genel | higher education i. | yükseköğretim | ||
|
The fifth and final action is to promote European higher education on the world stage. Beşinci ve son eylem ise Avrupa yükseköğretimini dünya sahnesinde tanıtmaktır. More Sentences |
||||
| Genel | higher education i. | yükseköğrenim | ||
|
Higher education is not a luxury. Yükseköğrenim bir lüks değildir. More Sentences |
||||
| Genel | higher education i. | yüksek öğretim | ||
|
Higher education institutions will thereby be encouraged to establish cooperation with third-country universities. Böylece yüksek öğretim kurumları üçüncü dünya ülkelerindeki üniversitelerle işbirliği yapmaya teşvik edilecektir. More Sentences |
||||
| Genel | higher education i. | yüksek eğitim | ||
|
This trend continues where access to basic and higher education is concerned. Bu eğilim, temel ve yüksek eğitime erişim söz konusu olduğunda da devam etmektedir. More Sentences |
||||
| Technical | ||||
| Teknik | higher education i. | yüksek öğretim | ||
|
We must also make it our concern that more languages are taught and learned in higher education institutions. Yüksek öğretim kurumlarında daha fazla dilin öğretilmesi ve öğrenilmesi de bizim meselemiz olmalıdır. More Sentences |
||||
| Teknik | higher education i. | yüksek öğrenim | ||
|
What is also lacking, in my view, is a recognisable and clear-cut European identity for higher education. Benim görüşüme göre eksik olan bir diğer husus da yüksek öğrenim için tanınabilir ve net bir Avrupa kimliğidir. More Sentences |
||||
| Education | ||||
| Eğitim | higher education i. | yükseköğretim | ||
|
In 1999, 66% of the research workers in the State sector and 72% of those in higher education were men. 1999 yılında Devlet sektöründeki araştırma çalışanlarının %66'sı ve yükseköğretimdekilerin %72'si erkekti. More Sentences |
||||
| Eğitim | higher education i. | yüksek eğitim | ||
|
This trend continues where access to basic and higher education is concerned. Temel ve yüksek eğitime erişim söz konusu olduğunda bu eğilim devam etmektedir. More Sentences |
||||
| Eğitim | higher education i. | yüksek öğrenim | ||
|
There is also, as you said, support for the creation of the European Higher Education Area. Sizin de söylediğiniz gibi, Avrupa Yüksek Öğrenim Alanı'nın oluşturulmasına destek var. More Sentences |
||||
| Eğitim | higher education i. | lise sonrası eğitim | ||
