| İngilizce | Türkçe | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| Genel | hijacker i. | uçak korsanı | ||
|
The plane was blown up by hijackers. Uçak korsanlar tarafından havaya uçuruldu. More Sentences |
||||
| Genel | hijacker i. | hava korsanı | ||
|
We cannot meet the demands of the hijackers. Hava korsanların taleplerini karşılayamıyoruz. More Sentences |
||||
| Genel | hijacker i. | korsan | ||
|
These kinds of unnecessary hijackers can take over your web browser and make undesirable modifications to it. Bu istenmeyen korsanlar web tarayıcınızı ele geçirebilir ve üzerinde istenmeyen değişiklikler yapabilir. More Sentences |
||||
| Genel | hijacker i. | gaspçı | ||
|
The hijacker demanded a ransom of two million dollars. Gaspçı, iki milyon dolarlık bir fidye talep etti. More Sentences |
||||
| Law | ||||
| Hukuk | hijacker i. | hava korsanı | ||
|
The armed hijackers terrified the passengers. Silahlı hava korsanları yolcuları dehşete düşürdü. More Sentences |
||||
| Aeronautic | ||||
| Havacılık | hijacker i. | korsan | ||
|
We cannot meet the demands of the hijackers. Korsanların taleplerini karşılayamayız. More Sentences |
||||
| General | ||||
| Genel | hijacker i. | soyguncu (kamyon/tren vb'ni durdurarak soyan) | ||
| Genel | hijacker i. | hırsız | ||
| Genel | hijacker i. | haydut | ||
| Genel | hijacker i. | soyguncu | ||
| Genel | hijacker i. | eşkıya | ||
| Law | ||||
| Hukuk | hijacker i. | uçak korsanı | ||
| Hukuk | hijacker i. | uçak kaçıran kimse | ||
| Computer | ||||
| Bilgisayar | hijacker i. | kötü amaçlı yazılım | ||
| Slang | ||||
| Argo | hijacker i. | dızcı | ||
| Argo | hijacker i. | dızo | ||
