Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | hurdaya çıkarmak | junk f. | ||
A tree fell on my new car and I had to junk it. Yeni arabamın üzerine bir ağaç düştü ve onu hurdaya çıkarmak zorunda kaldım. More Sentences |
||||
Technical | ||||
Teknik | hurdaya çıkarmak | scrap f. | ||
It persists in its Malthusianism tactics by scrapping boats and even by refusing to fund modernisation. Tekneleri hurdaya çıkararak ve hatta modernizasyonu finanse etmeyi reddederek Malthusçuluk taktiklerinde ısrar ediyor. More Sentences |