Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | iğne ucu | pinprick i. | ||
There was a pinprick of blood on his finger after he accidentally pricked himself with a needle. İğneyi yanlışlıkla parmağına batırdığı için parmağında bir iğne ucu büyüklüğünde kan vardı. More Sentences |
||||
Genel | iğne ucu | pinpoint i. | ||
Technical | ||||
Teknik | iğne ucu | pinpoint i. | ||
Textile | ||||
Tekstil | iğne ucu | needle tip i. |
Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | iğne ucu büyüklüğü | pinprick i. | ||
The old t-shirt was full of pinprick holes from years of wear and tear. Yıllarca giyilip yıprandığı için, tişörtte iğne ucu büyüklüğünde delikler vardı. More Sentences |
||||
Genel | iğne ucu kadar küçük | pinpoint s. | ||
Technical | ||||
Teknik | iğne ucu oya | point lace i. | ||
Teknik | iğnenin ucu gerçek kuzeyin doğusunu veya batısını gösterdiğinde manyetik iğne ile coğrafi meridyen arasında oluşan açı | declination i. | ||
Textile | ||||
Tekstil | iğne ucu boyutunda motifleri olan kumaş | pin i. | ||
Automotive | ||||
Otomotiv | yakıt enjektörü iğne ucu | pintle tip of fuel injector i. | ||
Medical | ||||
Medikal | kan testi iğne ucu | blood lancet i. | ||
Slang | ||||
Argo | iğne ucu kadar değeri olmayan şey | a tinker's curse i. | ||
Argo | iğne ucu kadar değeri olmayan şey | a tinker's damn i. |