işgal - Türkçe İngilizce Sözlük

işgal

"işgal" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 13 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
işgal occupation i.
He lived in Egypt during the British occupation.
İngiliz işgali sırasında Mısır'da yaşamaktaydı.

More Sentences
Trade/Economic
işgal occupation i.
Moreover, the military is still not ending its occupation of airspace.
Dahası, ordu hala hava sahasındaki işgaline son vermiş değil.

More Sentences
Law
işgal occupation i.
This report is very critical of the Armenian occupation of Azerbaijani territory.
Bu rapor, Ermenistan'ın Azerbaycan topraklarını işgalini çok eleştirmektedir.

More Sentences
Military
işgal invasion i.
Memories of the criminal invasions of Yugoslavia, Afghanistan and Iraq are still fresh.
Yugoslavya, Afganistan ve Irak'ın suç teşkil eden işgallerinin anıları hala taze.

More Sentences
işgal occupation i.
Today, however, we have an occupation.
Ancak bugün bir işgalle karşı karşıyayız.

More Sentences
General
işgal tenantship i.
işgal occupancy i.
Trade/Economic
işgal engrossment i.
işgal taking i.
Law
işgal occupancy i.
Biochemistry
işgal occupancy i.
Latin
işgal occupatio i.
Slang
işgal dodge i.

"işgal" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 228 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
işgal etmek occupy f.
Pirates occupied the coastal areas.
Korsanlar kıyı bölgelerini işgal etti.

More Sentences
General
işgal eden occupier i.
Why are occupiers and occupied placed on the same level?
İşgalciler ve işgal edilenler neden aynı seviyede yer alıyor?

More Sentences
işgal ordusu army of occupation i.
The people perceive the troops as an army of occupation.
Halk askerleri bir işgal ordusu olarak algılıyor.

More Sentences
işgal etmek (makam) hold f.
British troops held that area.
İngiliz birlikleri o alanı zorla işgal ediyorlar.

More Sentences
yolu işgal etmek hog f.
Don't hog the road.
Yolu işgal etme.

More Sentences
işgal etmek (yer/zaman) take up f.
Small so it doesn't take up too much space.
Küçük olduğu için çok fazla yer işgal etmez.

More Sentences
işgal altında tutmak occupy f.
As we all know, Israel has occupied Palestinian territories since 1947.
Hepimizin bildiği gibi İsrail 1947'den bu yana Filistin topraklarını işgal altında tutmaktadır.

More Sentences
işgal edilmek be invaded f.
England was invaded by the Danes.
İngiltere Danimarkalılar tarafından işgal edildi.

More Sentences
yeniden işgal etmek reoccupy f.
In principle is the Commission absolutely committed to reoccupying the Berlaymont building?
Komisyon prensip olarak Berlaymont binasını yeniden işgal etmeye kesinlikle kararlı mı?

More Sentences
(makam vb.) işgal etmek hold f.
Obama was the first African American to hold the presidency in the United States.
Obama, Amerika Birleşik Devletleri'nde başkanlık makamını işgal eden ilk Afrikalı Amerikalı oldu.

More Sentences
Law
işgal etmek invade f.
In 1990, the Iraqi regime chose, however, to invade the small defenceless neighbouring country of Kuwait.
Ancak 1990 yılında Irak rejimi, savunmasız küçük komşu ülke Kuveyt'i işgal etmeyi seçti.

More Sentences
Politics
işgal altındaki topraklar occupied territories i.
Has Israel really abandoned the idea that the occupied territories should be governed by Israelis?
İsrail işgal altındaki toprakların İsrailliler tarafından yönetilmesi gerektiği fikrinden gerçekten vazgeçti mi?

More Sentences
işgal etmek occupy f.
The old hospital is now occupied by nomads.
Eski hastane şimdi göçebeler tarafından işgal edilmiş durumda.

More Sentences
Military
askeri işgal military occupation i.
We must not forget that suicide bombers will never be stamped out by military force or military occupation.
İntihar bombacılarının askeri güçle ya da askeri işgalle asla yok edilemeyeceğini unutmamalıyız.

More Sentences
işgal etmek garrison f.
The enemy is trying to establish a puppet garrison state in the territory they occupied.
Düşman işgal ettiği topraklarda kukla bir garnizon devleti kurmaya çalışıyor.

More Sentences
General
fuzuli işgal eden effractor i.
işgal etme holddown i.
yolu işgal eden sürücü road hog i.
tekrar işgal etme reoccupation i.
başkasından evvel işgal etme preoccupancy i.
karşı tarafta aynı yeri işgal eden kimse his opposite number i.
başkasının yerini işgal eden kimse squatter i.
yolu işgal eden sürücü roadhog i.
haksız işgal tazminatı ejectment i.
işgal eden engrosser i.
fuzuli işgal effraction i.
işgal eden kimse occupant i.
işgal eden occupant i.
işgal edilen/edilmiş alan occupied zone i.
işgal alanı occupied area i.
(evi, mekanı) işgal etme tenancy i.
belirli bir yeri işgal etme durumu ubeity i.
belirli bir yeri işgal etme ubication i.
(bir yeri) işgal etme move-in i.
işgal edilme occupancy i.
bir yerin işgal edildiği süre occupation i.
bir diğerinin yasal hakkı bulunan mülkü yasa dışı şekilde işgal eden kimse claim jumper i.
mülk sahibi tarafından işgal edilen daire ownership flat [new zealand] i.
önceden işgal edilmemiş alana giriş intrusion i.
önceden işgal eden kimse prepossessor i.
işgal etme situation [obsolete] i.
kanuna aykırı olarak işgal edilen boş ev/bina squat i.
haksız işgal edilen boş ev/bina squat i.
haksız işgal squatterism i.
yer işgal etmek occupy a place f.
işgal etmek (yer) occupy f.
kafasını bütünüyle işgal etmek engross one's thoughts f.
birinin yerini işgal etmek take someone's place f.
işgal etmek engage f.
işgal etmek engross f.
bir şeyin yerini işgal etmek take something's place f.
işgal etmek absorb f.
işgal etmek take up f.
gündemi işgal etmek become a current issue f.
(dikkat veya zamanını) işgal etmek engross f.
işgal edilmek be occupied f.
bir makam işgal etmek hold an office f.
işgal etmek hold down f.
işgal etmek occupate f.
bir makamı (geçici olarak) işgal etmek supply f.
işgal etmek take f.
(bir yeri) ele geçirmek için işgal etmek enter f.
kişisel alanı işgal etmek entrench f.
(manşetleri) işgal etmek make f.
usulsüzce işgal etmek jump f.
(işgal veya istilaya karşı) korumak wear [uk] f.
(işgal veya istilaya karşı) nöbet tutmak wear [uk] f.
(işgal veya istilaya karşı) gözetlemek wear [uk] f.
işgal etmek wrap f.
işgal etmek busy f.
işgal etmek obtain [obsolete] f.
zihni tamamen işgal etmek devour f.
tamamen işgal etmek dissolve f.
(koruma, yol kesme, vb. için) işgal etmek belay [obsolete] f.
(işgal edilen yerin halkına) barış ve huzur getirmek pacify f.
tamamen işgal etmek involve f.
işgal etmek possess [obsolete] f.
(kamu arazisini) önalım hakkı kazanmak için işgal etmek pre-empt f.
herkesten önce işgal etmek preoccupy f.
işgal kuvvetleriyle ilgili occupational s.
işgal edilmemiş unoccupied s.
işgal edilebilir invadable s.
işgal edilmemiş unbusy s.
işgal edilemez (yer) untenable s.
işgal edilen occupative s.
işgal edilmemiş desert s.
işgal edilebilir occupiable s.
sahibince işgal edilen owner-occupied s.
işgal öncesi pre-invasion s.
şehir tarafından işgal edilen citied s.
işgal eden invading s.
işgal edilmiş preoccupied s.
bir yeri işgal eden sitting [uk] s.
Phrasals
(iki veya daha fazla şey/kişi) arasında yer işgal etmek split between (two or more people or things) f.
ile işgal etmek occupy with f.
işgal etmek mop up f.
yer işgal etmek move in f.
Colloquial
(bir şeyi) işgal etmek hog (something) f.
Idioms
hastanede boşa yatak işgal ettiği düşünülen kişi bed blocker i.
hastane tedavisi bitse de çok yaşlı olduğu ve tek başına yaşayamadığı için daha fazla ihtiyacı olanlar yerine hastanede yatak işgal eden kimse bed blocker i.
(birinin) kafasında boşuna yer işgal etmek live in (one's) head rent-free f.
(birinin) kafasında boşuna yer işgal etmek live rent-free in (one's) head f.
Trade/Economic
fiili işgal adverse possession i.
işgal parası occupation money i.
özel mülkiyet işgal kuramı occupation theory of private property i.
yükün işgal ettiği yer freight space i.
fazla yer işgal eden bulky s.
Law
işgal yoluyla mülkiyetin elde edilmesi title by occupancy i.
başkasının arazisini işgal etme purpresture i.
başkasının arazisini işgal eden kimse dispossessor i.
başkasının arazisini işgal eden kimse disseizor i.
başkasının arazisini haksız yere işgal eden kişi disseisor i.
başkasının mülkünü işgal eden kimse squatter i.
başkasına miras yoluyla geçen mülkü işgal eden kimse abator i.
bir yeri kanunsuz işgal etme dispossession i.
fuzuli işgal etme intrusion i.
fuzuli işgal summary possession i.
fuzuli işgal illicit occupation i.
fuzuli işgal forcible detainer i.
fuzuli işgal forcible entry i.
fuzuli işgal davası writ of entry i.
fuzuli işgal deforcement i.
fuzuli işgal private nuisance i.
fuzuli işgal trespass i.
fuzuli işgal intrusion i.
fuzuli işgal pourpresture i.
fuzuli işgal purpresture i.
fuzuli işgal unlawful detainer i.
fuzuli işgal breach of close i.
gereksiz işgal intrusion i.
haksız işgal summary possession i.
haksız işgal unlawful detainer i.
haksız işgal forcible detainer i.
işgal yoluyla mülkiyetin kazanılması occupancy i.
işgal hakkı right of entry i.
işgal ve kullanma use and occupancy i.
kanunsuz işgal unlawful entry i.
sahipsiz şeyleri işgal etme capture i.
fuzulen işgal etme entry i.
fuzuli işgal entry i.
sahipsiz şeyin mülkiyetini işgal ile elde eden kimse occupant i.
haksız işgal tazminatı mesne profits i.
bir araziyi/mülkü işgal etme squatting i.
haksız işgal squatting i.
fuzuli işgal squatting i.
hukuksuz işgal etmek deforce f.
işgal etmek enter f.
işgal altına almak enter f.
işgal etmek jump f.
işgal eden occupant s.
Politics
tekrar işgal etme reinvasion i.
işgal kuvvetleri occupation forces i.
işgal edilmiş devlet occupied state i.
işgal güçleri tarafından kullanılan para spearhead money i.
işgal altındaki filistin toprakları occupied palestinian territories i.
işgal güçleri occupation forces i.
i̇şgal altındaki devlet state under occupation i.
i̇şgal altındaki devlet occupied state i.
cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir it may be that, by violence and ruse, all the fortresses of your beloved fatherland may be captured, all its shipyards occupied, all its armies dispersed and every part of the country invaded. i.
düşman ülkenin içinde bulundukları ülkeyi işgal etmesi için uğraşan gizli örgüte üye kimse fifth columnist i.
amerikalı sağcılar tarafından solun batı'yı kültürel anlamda işgal ettiğini tanımlamak için kullanılan terim cultural marxism i.
tekrar işgal etmek reinvade f.
wall street'i işgal et occupy wall street expr.
Tourism
bir geceliğine işgal edilen bir oda room night i.
çok yataklı bir odayı işgal eden tek misafirden alınan özel ücret single occupancy rate i.
koltuk veya diğer konaklama türlerinin işgal edilme yüzdesi load factor i.
Technical
işgal emsali occupancy rate i.
işgal edilen hacim occupied volume i.
kapladığı/kaplana/işgal edilen hacim occupied volume i.
kısmi işgal partial occupancy i.
işgal edilmemiş unoccupied s.
işgal eden occupant s.
Traffic
trafikte iki şeridin birden işgal edilmesi straddle lanes i.
hareket halindeki konvoyun işgal ettiği yol uzunluğu column length i.
Pathology
kafa içi yer işgal eden lezyon intracraniai space-occupying lesion i.
Physics
iki cismin aynı anda aynı yeri işgal edememe özelliği impenetrability i.
Biochemistry
belirli bir kromozomda aynı yeri işgal edebilen gen çifti allelomorph i.
Linguistics
mayalıların işgal öncesi kullandıkları yazı sistemi maya i.
History
avrupa'yı 4. ve 5. yy'larda işgal eden savaşçı ve göçebe halkın üyesi hun i.
6. yüzyılda italyanın kuzeyini işgal etmiş olan germanikler langobard i.
(anglo-sakson döneminde) işgal orduları heres i.
doğudan gelip mısır'ı işgal ederek yaklaşık mö. 1700-m.ö. 1550 yılları arasında hüküm sürmüş göçebe bir halkın krallarına verilen ad shepherd kings i.
Military
askeri enkaz/çöp (askeri işgal sonrası bırakılan) military junk i.
askeri işgal idaresi occupation type military government i.
askeri işgal hükümeti occupation type military government i.
faydalı işgal beneficial occupancy i.
havadan işgal airborne invasion i.
işgal edilmiş topraklar occupied territory i.
işgal eden occupant i.
işgal parası invasion currency i.
işgal şeridi occupation clasp i.
işgal parası occupation currency i.
işgal devresi occupation phase i.
işgal safhası occupation phase i.
işgal güçleri occupying forces i.
işgal parası spearhead money i.
işgal donanması invasion fleet i.
işgal ordusu army of occupation i.
işgal kuvvetleri occupation forces i.
işgal parası military currency i.
işgal parası occupancy currency i.
askerlerin taktiksel nedenlerle işgal ettiği nokta military position i.
anglo-sakson dönemde işgal ordusu here i.
ingiliz birliklerince işgal edilen sahillerden birinin kod adı gold i.
işgal edilen ulus veya bölgeyi kontrol altına alan askeri hükümet occupation i.
işgal altında olma süresi occupation i.
yabancı bir ülkenin askeri kuvvetlerince işgal edilen bir ülkede kullanılmak üzere basılan bir posta pulu occupational i.
işgal eden kimse occupier i.
işgal eden yabancı askeri kuvvetin üyesi occupier i.
işgal edilen alan derinliği depth i.
bir yeri işgal edip elde tutma lodgement i.
işgal eder gibi sahip olma lodgement i.
bir yeri işgal edip elde tutma lodgment i.
işgal eder gibi sahip olma lodgment i.
işgal parası invasion money i.
(askeri hükumeti oluşturan) taarruz, konsolidasyon ve işgal phases of military government i.
düşman kuvvetlerince işgal edilmiş enemy-occupied s.
işgal edilmiş occupied s.
Latin
işgal kasti animus capiendi i.
Archaic
belirli bir yeri işgal etme ubiety i.
işgal etmek improve f.
işgal etmek ingross f.
Entomology
açık havada yuvalanıp yiyecek için evleri işgal eden, küçük ve parlak siyah bir karınca little black ant (monomorium minimum) i.
Slang
durumu ağır olup yatağı işgal ettiği düşünülen hasta bed blocker (derogatory) i.
bir yeri işgal etmek bum rush f.
British Slang
işgal döneminde mısırlıları kasteden aşağılayıcı söz wog i.
Anthropology
kuzey rusya'nın ve sibirya'nın bir kısmını işgal eden bir türkistan kabilesi samoyedes i.
Star Wars
imparatorluk gezegensel işgal tesisi imperial planetary occupation facility i.