| Türkçe | İngilizce | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| Genel | ihraç edilmek | be exported f. | ||
|
About a thousand tons of flour are exported every year. Her sene yaklaşık bin ton un ihraç edilir. More Sentences |
||||
| Trade/Economic | ||||
| Ticaret/Ekonomi | ihraç edilmek | be issued f. | ||
|
In order to finance the war, bonds are issued. Savaşı finanse etmek için tahvil ihraç edilmektedir. More Sentences |
||||
| Phrasals | ||||
| Öbek Fiiller | ihraç edilmek | go forth f. | ||
| Türkçe | İngilizce | |||
|---|---|---|---|---|
| Law | ||||
| Hukuk | barodan ihraç edilmek | be disbarred f. | ||
|
I don't want to be disbarred. Barodan ihraç edilmek istemiyorum. More Sentences |
||||
| General | ||||
| Genel | ordudan ihraç edilmek | receive a dishonorable discharge f. | ||
| Trade/Economic | ||||
| Ticaret/Ekonomi | ihraç edilmek üzere muhafaza etmek | reserve for issuance f. | ||
| Breeding | ||||
| Hayvancılık | hayvan karkaslarının ihraç edilmek üzere dondurulduğu mezbaha | freezing works [australia/new zealand] i. | ||
