| Türkçe | İngilizce | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| Genel | iki katına çıkarmak | redouble f. | ||
|
Consequently, it is incumbent on us to pull together and redouble our efforts on behalf of the European Union. Sonuç olarak, Avrupa Birliği adına el ele vermek ve çabalarımızı iki katına çıkarmak hepimizin görevidir. More Sentences |
||||
| Genel | iki katına çıkarmak | double f. | ||
|
We propose to double the spending on science and society. Bilim ve topluma yönelik harcamaların iki katına çıkarılmasını öneriyoruz. More Sentences |
||||
| Genel | iki katına çıkarmak | reduplicate f. | ||
| Phrasals | ||||
| Öbek Fiiller | iki katına çıkarmak | double up f. | ||
| Türkçe | İngilizce | |
|---|---|---|
| General | ||
| Genel | (bir yerin) doğal karanlığını iki katına çıkarmak | double-shade f. |
| Phrasals | ||
| Öbek Fiiller | pokerde sahip olunan pulları iki katına çıkarmak | double up f. |
| Card | ||
| İskambil | pokerde eline bakmadan potu iki katına çıkarmak | straddle f. |
