Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | ilk saat | first hour i. | ||
He was killed in the first hours of battle. Savaşın ilk saatlerinde öldürüldü. More Sentences |
Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
General | ||
Genel | (güneş saati veya eski bir pandüllü saat gibi) ilk veya ilkel zaman ölçüm cihazı | horologe i. |
Colloquial | ||
Konuşma Dili | ilk birkaç saat içerisinde | in the first few hours expr. |
Technical | ||
Teknik | gece yarısını izleyen ilk birkaç saat | small hours i. |
Military | ||
Askeri | ilk ordu tertibinin gerçekleştiği saat | reveille i. |