İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | inherited from f. | kalmak | ||
Tom bought an engagement ring for Mary with money he inherited from his grandfather. Tom, büyükbabasından kalan parayla Mary'ye bir nişan yüzüğü aldı. More Sentences |
||||
Computer | ||||
Bilgisayar | inherited from expr. | devralındığı yer |
İngilizce | Türkçe | |
---|---|---|
General | ||
Genel | be inherited from f. | (miras) kalmak |
Genel | be inherited from generation to generation f. | kuşaktan kuşağa aktarılmak |
Genel | inherited from one's father s. | babadan kalma |