İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | inhibiting s. | engelleyici | ||
The duration of the training, as proposed by the Commission, is unnecessarily long and would have an inhibiting effect. Komisyon tarafından önerilen eğitim süresi gereksiz yere uzundur ve engelleyici bir etkiye sahip olacaktır. More Sentences |
||||
Genel | inhibiting s. | caydıran | ||
Genel | inhibiting s. | alıkoyan | ||
Genel | inhibiting s. | vazgeçiren |
İngilizce | Türkçe | |
---|---|---|
Technical | ||
Teknik | inhibiting pigment i. | korozyon önleyici boyarmadde |
Teknik | corrosion inhibiting admixture i. | korozyon yavaşlatma katkısı |
Teknik | corrosion inhibiting admixture i. | korozyon durdurma katkısı |
Teknik | rust inhibiting primer i. | pas önleyici boya |
Teknik | performance inhibiting/inhibitor i. | performans engelleyici |
Medical | ||
Medikal | growth hormone release inhibiting hormone i. | büyüme hormonu salgılanmasını inhibe eden hormon |
Medikal | mif (müllerian inhibiting factor/substance) i. | müllerian inhibitör faktör/madde |
Military | ||
Askeri | inhibiting signal i. | kısıtlama sinyali |