Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | kümes hayvanları | poultry i. | ||
My information is that something like 2000 tonnes of Brazilian poultry have entered the EU in this way. Benim edindiğim bilgiye göre 2000 ton civarında Brezilya kümes hayvanı bu yolla AB'ye girmiştir. More Sentences |
||||
Agriculture | ||||
Tarım | kümes hayvanları | poultry i. | ||
We must also concentrate on where the problem is, and that is poultry, and in particular eggs which are eaten raw. Ayrıca sorunun nerede olduğuna, yani kümes hayvanlarına ve özellikle de çiğ yenen yumurtalara odaklanmalıyız. More Sentences |
||||
Breeding | ||||
Hayvancılık | kümes hayvanları | poultry i. | ||
We need to be sure of how we are going to deal with these additives, especially in poultry. Özellikle kümes hayvanlarında bu katkı maddeleri ile nasıl başa çıkacağımızdan emin olmalıyız. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | kümes hayvanları | pen i. | ||
Genel | kümes hayvanları | pullail i. | ||
Genel | kümes hayvanları | pullen [obsolete] i. | ||
Ornithology | ||||
Kuşbilim | kümes hayvanları | domestic fowl i. |